Bursa’da gezginlerin en çok ilgisini çeken özellik, şehrin her yanında şırıldayan suları ile çeşmeleriydi. Bursa’nın sahip olduğu su kaynakları için sayfalar dolusu yazılar ve kitaplar yazılmıştır. 1640 yılında Bursa’ya gelen Evliya Çelebi, Bursa çeşmelerini şöyle anlatıyor. Her biri âb-ı hayat gibidir. Uludağ’ın eteklerinde kurulan kent, dağ kütlesinin tuttuğu karlar sayesinde bu zengin yer altı ve yer üstü su kaynaklarına sahiptir.
Bursa’nın simgesi olan Nilüfer Çayı, Keles ilçe merkezinin yaklaşık 10 km kuzey doğusundan ve Tepel Dağı’nın (2.012 m) güneybatı yamaçlarından doğar, birçok küçük derelerle birleşerek Nilüfer Çayı’na katılır. Yoluna doğuya yönelerek devam ederken sağdan Cilimboz Dere ile birleşmektedir. Nilüfer Çayı sonra Panayır Dere ile de birleşir. Panayır Dere ise, Gölbaşı Göleti’ni tahliye eden ana tahliye kanalı Cenup Kanalı, Deliçay, Kaplıkaya Deresi ve Gökdere gibi kollarla beslenmektedir.
Bursa yerleşiminin birçok dere kollarıyla kaplandığını görmekteyiz. Dolayısıyla Bursa’nın jeolojik yapısına bakıldığında taşkın konusunda her zaman risklerinin olduğu görülmektedir. Bu gerek DSİ verilerinde gerek BUSKİ verilerinde taşkın alanları tespit edilmiştir. Taşkın potansiyeli yüksek alanlarda nitelikli bir dere ıslah çalışmaları ile birlikte yeşil koridorların oluşturulmasına önem verilmelidir. Kayacık, Dudaklı ve Narlıdere mahallelerinde geçtiğimiz hafta yaşanan üzücü olaylar bize doğal verilerin önemini hatırlatmıştır.
Çevreye verilen zararların doğal sistemlere yaptığı etkiler ani iklim değişikliklerine neden olmaktadır ve bu değişiklikler sadece yaşadığımız yerle sınırlı değildir. İklim değişikliği etkileri, yerleşim alanları açısından tehlikeler yaratma konusunda her geçen yıl daha da belirgin hale gelmiştir.
Bursa’da, il bütününde yapılan çalışmalarda, meteorolojik parametrenin yıllık analizlerinin yanında mevsimsel değişkenliği de ortaya konulmuş, göçle gelen hızlı şehirleşme ve sanayileşme nedeniyle, Bursa’nın yerel ikliminde değişimin son 20 yıldaki sıcaklık ölçümlerinde 0.5 oC’ye yakın bir artışa neden olduğu hesaplanmıştır. Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’yu içeren ölçek küçültme yöntemiyle alansal bir iklim modeli çalıştırılarak 2010-2100 yılları arası için iklim öngörüleri yapılmış, Bursa ilinde 3oC’ye kadar çıkabilecek sıcaklık artışının beklendiği öngörülmüştür. Özellikle 2030- 2040’lardan sonra hem kış hem de yaz mevsimi için sıcaklıkta olan salınımın ciddi bir artışla karşılaşacağı gibi, bahar yağışlarında 21. Yüzyıl’ın sonuna doğru ısrarlı bir azalmayı işaret ettiği belirtilmektedir.
Buna göre Bursa ve çevresinde yüzde 10 nispetinde yıllık toplam yağışta bir azalma olacağı anlaşılmaktadır. Daha önce 10-15 günler civarında olan yüksek sıcaklık günleri iklim modeline göre 30-40 günlere kadar çıkabilecektir. 30 yıllık meteorolojik parametreler kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada, Bursa’nın hem kendi emisyonlarından hem de çevresindeki yoğun endüstri ve yerleşim alanlarından olumsuz yönde etkilendiğini, hava kirletici değerlerinin son derece yüksek olduğu ve limit değerleri aşan gün sayısının da insan sağlığını tehdit eder boyutlarda olduğu anlaşılmaktadır. *
2011 yılında 30 yıllık verilerle hazırlanan bu rapordaki öngörüleri maalesef şu an yaşamaktayız. Dolayısıyla zamanından önce gerçekleşmeye başlayan öngörüler bizi gelecek konut ve yapı sistemlerinin nasıl olması gerekliliği konusunda uyarmaktadır. Kuraklık ve iklim değişiklikleri, ihtiyaç duyulan mimari çözümlemelerin düşünülmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. İzlenen tüm doğal yapı veri setleri incelendiğinde; süregelen iklimsel yapının yıllara yayılan değişiklikleri, farkında olmadan yerleşimler için riskler taşıdığı görülmektedir.
Bize bu sonuçlar şunu net bir şekilde göstermektedir ki gelecek için üretilecek konut seçimleri, gri su atık sistemlerini içeren, güneş panellerinden yararlanarak kendi enerjisini üreten konutların bugünden düşünülmesi gerektiğidir.
İklimsel değişiklikler kısa sürelerde görünmeyen etkiler içerdiğinden, bugün, geleceği planlayanlar kazanan olacaklardır. Eski alışkanlıklarla yapılmış, üretilmiş konut ve yapılar hızla terk edilecektir, çok uzak gibi görünen yenilenebilir enerji sistemli konut ve yapılarının bugünden düşünülüp yaygınlaşması gerekmektedir. Keza bugün değer açısından çok değerli görünen yapı sistemleri bir anda değersiz hale gelebilecektir ki çok yakın bir tarihte hala sürecini yaşadığımız pandeminin bize öğrettiği gibi, gelecek dijital sistemleri 3 ay içinde hayatımıza hızlı bir şekilde girmesi gibi.
Gelecek öngörülerle doğal yapı verilerinden elde edilmiş bilgi sonucu doğrultusunda riskli yapı stoğunun belirlenerek gerekli önlemler alınmalı ayrıca yeni konut tipleri tasarlanmalı ve bu gelecek için, yapılar üretilmelidir.
* Kaynak: BBB Doğal Yapı Raporu (2011)
canlı bahis - kaçak bahis - güvenilir bahis siteleri - deneme bonusu - illegal bahis -