Kentlerin kendilerine göre bir dili vardır, yaşayanlarına bir görgü, bir duruş ve hatıralar verir. Hele ki o kentte çocukluğunuz geçtiyse o kent sizin yaşam yolculuğunuzda her zaman yanınızda olacaktır. Ağladığınızda, eğlendiğinizde, mutlu olduğunuzda ya da hep anılarınızda. “Namazgahta çocukluk anılarım, Kültürpark’ta gençlik anılarım geçmişti” diyebilirsiniz ya da “Mahfel’de, Kozahan’da kahve içmiştim, Tophane’de buluşmuştuk” diyebilirsiniz, kentin size değen her köşesi artık sizin belleğinizde şehrin belleğinin izleri gibi kayıtlıdır. Kentte yaşayan bir çok kişinin farklı anıları vardır diyebiliriz. Kentin ortak değerlerinin size kattığı kültürle birlikte ayrımsadığımız anılar var.
Anılar ayrımsandıkça yalnızlıklar artıyor farkına varmadan. Şehirler kalabalıklaştıkça tenhalaşıyoruz aslında, daha az görüşüyoruz, daha az konuşuyor ve daha az paylaşıyoruz. Yarım yüzyılı aşmış yaş grupları için özellikle yeni çağ yenilikler getirirken yalnızlıklar da büyüdü.
Kent yalnızlığı bu büyük kalabalıklar içinde belki de bizi bizden uzaklaştırdı. Gri bir kulenin ardından bakıyoruz etrafa. Tutunduğumuz ve tutulduğumuz sosyal medya tuzakları da cabası, tepelere çıkmak için itiş kakış bir mücadele…, en yakındakileri bile unutarak bazen.
Kentlerin yaşayış biçimlerimizi etkilemesi bilinirken, geleneksel Türk kent biçimsel karakteri, toplum yapısının güçlü geleneklerini yansıtırdı ve kente kimlik kazandıran temel öğelerinden biri sokaktı. Kent dokusu ve onun toplumsal içeriği arasındaki ilişkinin sonucu ortaya çıkan geleneksel Türk sokak organik biçimlenmesi insanı şaşırtırken, sokaklardan vazgeçmek çok endişe verici, siteler vasıtasıyla.
Kentlerimiz tarihsel çekirdeklerini 1970’li yıllara kadar korumuş daha sonra ise büyük bir hızla kaybetmişlerdir.
Yerel konut geleneklerinden vazgeçilmesi ile de bu durum kent yapılarımızda da değişikliklere sebep olmuştur.
Türk konut geleneği, temel düzenini ve ögelerin yerleşimindeki özgünlüğünü yüzyıllarca korumasına rağmen günümüzde bunu neden yapamıyor ?
Depremin güçlü etkisine en iyi direnen geleneksel Türk konut geleneğine geri dönmemiz gerekiyor belki de.