Bir şehrin geleceğini belirleyen imar planları neden gerekli önemi görmüyor. Hatta 1 milyon kat daha değerli olan kent, neden rastgele büyümeyle ve beklenmedik şekilde kuruluyor, toplum ve ekonominin temel belirli büyüklüğe ulaşan kent planlanamamaktadır.
Nüfus artışı, trafiğin ihtiyaçları ve kentte yapılacak iyileştirmelerden doğan bütün sorunlar bir yana, bütün kentlerde hiç durmadan eskinin kaldırılıp yerine yeninin konulduğu görülmektedir. Bu o kadar ısrarla devam ediyor ki, en sevdiğimiz caddelerde sürekli bir inşa hali bulunması da bundandır.
Kentlerin büyüme sorunlarını sadece ülkemizde değil dünya kentlerinde de görmekteyiz, işin ilginç yanı bu büyüme sorunlarının sadece ülkemizde var olduğunu düşünüyor olmamız.
Kentin ne kadar ve nereye büyüyeceğini kestirmenin ne kadar zor olduğu hatta bazen imkansıza yakın olması gelişmelerin kestirilmesinin zor olduğundandır, en berrak en mantıksal tahminler bile bazen gelişmelerle kadük kalmaktadır. En yeni örnekse son iki yıldır yaşadığımız pandemidir, pandemi ile birlikte dünyada da örneklerini gördüğümüz kıra yönelmedir. Bu gelişme ile kent plancılarının tutum almaları gereği kaçınılmazdır.
Durum değişirse tutum da değişmelidir.
Kentler tarafından kente katılmak süreci yaşayan köyler, doğal olarak kent içine dahil oldular. Bursa’da örnekleri çok. Hâlâ köy yerleşik alanı barındıran köy alanları kentin parçalarına evrildi, bunun örneklerini çok yakinen görebiliyoruz.
Kentin büyümesindeki en önemli unsur ticari faaliyetler ve sanayi üretimi, ticaret büyüdükçe kent o kadar hızlı büyüyor ki kent plancısının planını geliştirmesi için gereken sağlam zemin bir türlü oluşturulamıyor.
Yaşanan ekonomik değişimler de kolayca fark edilmeyen, toplumsal ve mimari bir değişim yaşanmasına sebep oluyor.
Kent planlama bilimi her ne kadar mükemmel olmasa da geleceği öngörme yöntemlerinde payı olsa da bu bilimin mutlaka alınması gereken tedbirlere yol göstermesi beklenmelidir.
Kent bir sanat eseri olmalıdır. (Eski Kentler ve Yeni İhtiyaçlar - Kent Büyüme Planı, Paul Waterhouse , Raymond Unwin)
Mekânların bizim hayatımızdaki etkisi yüksektir. Hatıralarımız, geleceğimiz hep bu mekânlarda oluşmaktadır.
Ekonomi, ulaşım, tarım, imalat, barınma gibi ‘sağlık dışı’ alanlarda alınan kararların toplumun sağlığı üzerinde etkisinin olduğu düşünüldüğünde mekânlarımıza, kentlerimize ve kentleri yönlendiren imar planlarına gereken önemi vermemiz elzemdir.