Kentlerin insan yaşam tarzına olan yükünün derecesini o kentlerin özelliği belirler (Italo Calvino)
Günümüzde şehir planlama ve imar konuları günlük yaşamımızın bir parçası durumuna gelmiştir.
İmar planları birer arazi kullanış belgesidirler. Bu planlarda; yerleşme alanının neresinde konut, neresinde ticaret, neresinde turizm, neresinde sanayi vs. gibi fonksiyonlar yer alacaktır, hangi fonksiyon ne büyüklükte bir alanı kapsayacaktır ve o alanda nüfus ve yapı yoğunluğu ne olacaktır? ve ülkesel ulaşım sistemine nasıl bağlanacaktır? gibi ana kararların yer aldığı yasal belgedir.
Ülkemizde, yasal çerçevede hazırlanan Uygulama İmar Planlarının amacı özetle; yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmaktır.
İmar planı yapımında nihai resmi belge kadar önemli olan ise imar planlarının yapım aşamasında toplanan bilgi ve belgelerdir. Bu bilgi ve belgeler; planın yapılmasında çok önem arz eden Jeolojik sakıncalı alanlar, taşkın alanlar, yüksek gerilimli enerji hatları, kıyı kenar çizgisi vb. bilgileri, nihai imar planı belgesinin nasıl elde edileceğinin belirleyicisidir. Sonuçta tüm bilgiler bir arada sentezlenerek kararlar üretilir. Bu bilgiler, vatandaşlar tarafından ilgi duyulacak bilgiler değildir nerenin imara açılması kadar ama kentlilere, yüksek yaşam kalitesi ve can güvenliğini sağlayacak bilgilerdir. Bunu da çok yakın zamanlarda yaşadığımız afetlerle ve geçmişte de maalesef tecrübe ettik.
Çok yakın bir zamanda İzmir depremini yaşadık, Fransızcası fay, Türkçesi kırıklarla kaplı olan 1. derece deprem bölgesi olan Türkiye'de sadece bu yıl 5 büyük deprem oldu son olarak da 5.5 büyüklüğünde Antalya’da ve son 120 yılda büyüklüğü 7 ya da daha büyük olan 18 sarsıntı yaşandı.
Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; 7257 sayı ve 25/11/2020 tarihle Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Kanunun 8. maddesinde
“8) 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında yapı kayıt belgesi alan yapının bulunduğu bölgenin uygulama imar planı olmaması ve … halinde; ilgili belediyenin meclis kararı alarak bu bölgelerde yapılacak şebekelerin yapım tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde deplase edilmesi gerektiğinde yatırımın deplase edilen kısmıyla ilgili tüm maliyetleri üstleneceğini taahhüt etmesi şartıyla, doğal gaz dağıtım şirketleri tarafından bu bölgelere şebeke yatırımı yapılabilir” denmektedir.
İnsan yaşamını sonlandıran, çok büyük ekonomik kayıplara sebep olan depremler (kırıklar), imar planlarında en önemli veri teşkil eden bilgilerdendir. Yerleşmenin nereye yapılıp yapılmayacağını belirleyen doğal yapı verilerinin kullanıldığı bu bilgiler olmadan, Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda belirtilen madde ile doğalgaz hatlarının döşenmesi hususu, imar planı olmadan yapılmamalıdır.
Geçmişte ki önemli depremlerden Kobe depremini hatırlarsak; Japonya’nın Kobe şehrinde 17 Ocak 1995 tarihinde gerçekleşmiş olan 6,9 büyüklüğünde olan deprem, 6434 kişinin ölümüne ve 43792 kişinin yaralanmasına yol açmıştır. Japonya tarihinde gerçekleşmiş olan en şiddetli depremler arasına girmiştir. Kobe depremi, Japonlar içinde çok ciddi bir ekonomik krizi de beraberinde getirmiştir, yaklaşık 200 milyar dolarlık bir hasar oluşmuştur. Ayrıca deprem sonrasında Kobe’de zarar gören yapılar tekrar onarılamayacak kadar hasarlı olduğundan 310 bin kişinin bölgeyi terk etmesine yol açmıştır. Bu depremle beraber yapı mevzuatında da iyileştirmeye giden Japon hükümeti yapılanmalara yeni şartlar getirdi, yeniden inşası için toplam 1 trilyon Yen yani 9 milyar dolar harcandı. Kentin yeniden inşa süreci 10 yıl sürdü. Kobe depreminde yapıların yıkılmasından daha çok doğal gaz hatlarının patlamaları ölümlere sebep olmuştur.
Ülkemizin önemli gerçeklerinden biri olan deprem durumu, yerleşmelerin nasıl gelişeceğini belirleyen verilerdendir. Bu veriler imar planları kapsamında incelenmeli ve yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler yaratmak için, olumsuz durumlar ve ekonomik kayıplar olmadan mutlaka hazırlanmalıdır.