06.02.2023 hepimizin hafızalarında bundan sonra hiç unutulmayacak tarihlerden biri olarak yerini aldı. Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 ve sadece 9 saat sonra Elbistan ilçesi merkezli 7,6 büyüklüğünde iki deprem ile sarsıldık. Güneydoğu bölgesinde bulunan 11 ilimizde büyük hasara sebep olan bu depremlerde ülkece birlik ve beraberlik içinde yaraların sarılması için mücadele verdik ve vermeye de devam ediyoruz. ihtiyaçların layıkıyla gerçek ihtiyaç sahiplerine zamanında ulaştırılması için gösterilen çaba da çok kıymetli.
Arama kurtarma çalışmaları tamamlandı. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor ve daha çok uzunca bir süre de devam edecek. Bu sırada yıkımlara ve ölümlere neden olan kişi ve kurumların tespitine başlandı haliyle. Yapı denetim firmaları da bu suçlananların arasında… Asla “suçu yoktur” diye bir savunma yapacak değilim. Amma benim de söyleyecek ve yapı denetimlere dair yanlış bilinen pek çok konu hakkında diyeceklerim var.
Öncelikle şunu belirteyim 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu 2001 yılında 19 pilot ilde, 2011 yılında da tüm Türkiye’de uygulanmaya başladı. Ve bu depremden etkilenen illerden ADANA HATAY, GAZİANTEP 2001 yılında diğer 8 ilimiz de 2011 yılında yapı denetimlerle tanıştı. Ve ilginç bir istatistik var, 2011 yılında yapı denetime tabi olmamak için 2010 yılında bu illerde alınan ruhsat sayısı 2011’de alınan ruhsatların 4 katı kadar. Yani her yeni tabir edilen bina YAPI DENETİMLİ bina değil.
2018 deprem yönetmeliğine göre 1. derece deprem bölgesinde statik projelerin hazırlanmasına esas hesaplanan ivme değeri 0,4 g iken oluşan depremlerde bu ivme değerinin 1,38 g olarak ölçülmesi , yine deprem yönetmeliklerinin binaların sadece 1 büyük depremde ayakta kalması için tasarım esasına göre hazırlandığı, hasar almış bir yapının 2. büyük deprem gelme ihtimaline göre tasarım yapılmadığı bilinmektedir. Yapı denetim firmaları deprem yönetmeliklerinin hazırlanmasında görev almadıkları gibi bu yönetmeliklere göre hazırlanmış projelerin uygulamasının doğruluğunu kontrol etmektir.
Yapılan tespitlerde yıkım nedenleri arasında belirtilen zemin kaynaklı yıkımlar konusunda da birkaç kelam edelim. Yapı denetim uygulama yönetmeliğine göre zemin uygulamalarında denetim firmalarının bir kontrol sorumluluğu yok. Denetim firmasının sorumluluğu sahada yapılan zemin uygulamaları sonucunda oluşturulan ve statik projeye altlık oluşturan zemin etüt raporunun, ister bünyesinde bulundurmak, isterse hizmet satın almak suretiyle jeoloji, jeofizik mühendisi ile kontrolünü sağlamak. Ama eğer zemin etüt raporunda zeminde sıvılaşma belirtildiği halde bir zemin iyileştirme uygulaması yapılmadı ise o zaman denetim firması sorumlu tutulacaktır elbette.
En çok bilinen yanlış ise yapı denetimlerde sahada çalışan kontrol elemanlarının bir şantiye şefi gibi imalatın başından sonuna kadar şantiyede durmasının beklenmesidir. Yapı denetim kontrol elemanının görevi bir şantiye şefi kontrolünde yapılan imalatın projesine uygun olup olmadığını kontrol etmektir. Uygun değilse gereği de mevzuatımızda çok açık olarak belirtilmekte olup bu durumda da pek çok kez şiddete maruz kalmış personellerimiz vardır. Bundan sonra da şantiyelerde inşaat mühendisi/mimar (binanın %70 seviyesinden sonra ancak makine veya elektrik mühendisi olabilir) şantiye şefi olmadan denetim hizmeti vermemek kararındayız.
Yine yanlış bilinen bir konu da betonun dayanımının düşük çıkmasından yapı denetimin sorumlu olduğu konusu. Yapı denetim firmasında görevli uygulama denetçisi inşaat mühendisi veya yardımcı kontrol elemanı beton santrali tarafından hazırlanan betonun şantiye sahasında dökümü sırasında şahitlik yapar. Bu şahitlik doğru şantiyeden, doğru miktarda ve doğru yöntemlerle yapı laboratuarı personeli tarafından alınan beton numunesinin gözlemsel olarak kontrolü içindir. Numune alındıktan sonra numunelerin saklanması sorumluluğu müteahhit ve şantiye şefinde, toplanması, taşınması kürlenmesi ve kırılıp raporlanması da yapı laboratuarının sorumluluğundadır. Ve yine yapıdaki betonun yanmasını veya donmasını önlemek için kürleme (betonu sulama) sorumluluğu müteahhit ve şantiye şefindedir. Yapı denetim firmasının betonun dayanımına esas döküm sırasındaki gözlemsel kontrolü dışında bir görevi yoktur.
Yine çok rastlanan yıkım sebeplerinden olan ve yeni binalarda da görülen kullanıcıların yaptıkları taşıyıcı sistem tahribatları konusunda da yapı denetimler suçlanmıştır. Hiç bir yapı denetim firması taşıyıcı sistem tahribatına, kolonların kesilmesine kirişlerden tesisat boruları geçirilmesine izin vermez. Yapılan bu tahribatlar yapı denetim hizmeti bittikten veya kullanma izni sonrası gerçekleştirilmiştir. 2021 yılında başlatılan BKS (bina kimlik sistemi) uygulaması ile bu konuda da denetim hizmeti verilmeye başlanacak binalar 5 yılda bir içlerine girmek sureti ile denetlenecektir.
2019 yılından sonra başlayan elektronik ortamda dağıtım sistemi ve elektronik beton izleme sistemi ile YAPI DENETİM mekanizması çok daha doğru ve güvenli yapılar oluşturulmasını sağlamıştır
Cumhurbaşkanlığı iletişim dairesinin verilerine bakıldığında ve illerdeki yapı denetim hizmet yılları da dikkate alınarak YAPI DENETİMLİ BİNALARIN %98 oranında yıkılmadığı (bu oranın içinde denetimli başlayıp imar barışı ile devam eden, kullanıcı kaynaklı dediğimiz taşıyıcı sistem tahribatına uğramış yapılar da dahildir) görülmüş ve bakan Murat Kurum tarafından da açıklanmıştır. Yapı denetim sistemi içinde de her meslekte olduğu gibi işini eksik yapanlar olmuş olabilir ama bunun sitemin bütününe mal edilerek bu sistem başarısız, denetim yapılmıyor demek alsa kabul edilemez bir söylemdir.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu unutulmadan, her afetten dersler çıkarmak suretiyle güncellemeler yapmak, ileri teknolojileri takip ederek uygulatmak ve en önemlisi de ahlaki değerleri ve meslek etiğini ön planda tutarak çalışmayı ilke edinmek gerekiyor.
Esra inhanlı
Ydkb Bursa Şube başkanı