başlığı, hep yazılarıma konu ettiğim bir bakanlık yetkilimizin sahada yaşadığımız darplar, hayati tehlikeler karşısında kamu görevi yapan biz yapı denetim firmalarının da kamu personeli olarak görülmesi ve bize karşı işlenen suçların da benzer şekilde cezalandırılması talebimiz karşısında yaptığı yorumdur.
Hatırlarsınız Mayıs ayında bir öğretmenin öğrencisi tarafından öldürülmesi hepimizi çok derinden üzmüş ve etkilemişti. Sayın Cumhurbaşkanımız da gereğini yapmış ve “Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak “ diye açıklamıştı. Çok doğru ve hepimizi memnun eden bir karardı bu.
Uzun zamandır şantiyede darp edilen, dövülen, kazma çekiç fırlatılan, belindeki silahı korkutma amacıyla gösteren (bunu bizzat ben yaşadım ) müteahhit haberlerini okuyoruz. Ve ne için bu tehlikeler ile karşı karşıyayız, projesine uygun olmayan imalatın yapılmasına müsaade etmediğimiz için. Kısacası görevimizi yapmak istediğimiz için. Konu ile ilgili olarak 2023 yılında yaptığımız bir basın açıklamasında şu sözleri söylemiştim :
“4708 sayılı kanunun amacı can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. İşte biz, bu denli önemli bir vazifeyi yerine getirmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumakla görevliyiz. Ama bir kez daha üzülerek gördük ki meğer asıl bizlerin can güvenliği yokmuş. Bu yaşanan ilk darp olayı değil, şantiyelerimizde görevini ifa etmek isteyen personellerimize pek çok ilde, pek çok defa hakaret, tehdit ve darp yapılmıştır. Peki bizi kim koruyacak? Unutanlara şunu hatırlatmak isteriz! Kamu adına görev yapan yapı denetimciler olarak bizler, önemli bir görev üstlenen meslek mensuplarıyız. Ayrıca yapı sahibi adına hizmet veriyoruz. Biz kamu adına bu görevi ifa ediyoruz. Yetkililere seslenmek istiyorum. Biz yapı denetim çalışanları, kamu adına denetim yapıyoruz ve dolayısı ile de kamu personeli olarak görülmek ve Türk Ceza Kanunu’nun 265. Maddesinin 1.Fıkrası’nın biz Yapı Denetim Kuruluşu çalışanlarına karşı işlenecek suçlar için de uygulatılmasını talep ediyoruz. Bizler hedef olmak istemiyoruz. Bizler sadece işimizi yapmak, görevimizi yerine getirmek istiyoruz. Görevimiz de bir şantiye şefinin kontrolünde yapılan imalatların projesine uygunluğunu kontrol etmektir. Artık bu gibi olaylara dur densin. Bu son saldırı, bu son darp olayı olsun diyoruz.” Demiştim.
Bu konuyu daha doğrusu bu talebi dernek yönetimimiz ile birlikte bakanlık yetkililerine de ilettik defalarca. Peki ne mi cevap verildi ? Evet, evet ilk paragrafı yanlış okuyup yanlış yorumlamadınız. Korunma talebimize verilen cevap tam da buydu . “Yeşil pasaport da ister misiniz ?“ “Kendinizi koruyun, bize ne” mi demek istediler acaba bilmiyorum ama gerçekten çok üzücü idi. Umuyorum ki bizlere de bu hakkın sağlanması için içimizden birilerinin öldürülmesi gerekmez…