Ezel Akay’ın ‘Hacivat Karagöz neden öldürüldü’ filmini seyredenler hatırlayacaktır. Filmin bir yerinde Karagöz’ün annesi ona taşın sırrını vereceğini söyler. Sır diye kastettiği şey çimentonun formülüdür. Zira o dönemlerde yapı bağlayıcı elemanları çamur ve taştan ibarettir. Bu bilgi burada bir dursun. Yine geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Mesa Holding CEO’su Mert Boysanoğlu dünyada kullanılan enerjinin yüzde 30’unun inşaat sektöründe tüketildiğini ve karbonmonoksitin yüzde 25’inin yine inşaat sektörü tarafından salındığını söyledi. Şimdi gelelim bu girişin sebebine.
Dünya; artan nüfus, küresel iklim değişikliği, savaşlar, gıda krizi, susuzluk, enerji krizi, tedarik zincirindeki kırılma, pandemi, göçmen sorunu, resesyon, yüksek enflasyon vs. pek çok sorun ile boğuşurken günümüzde her şeyden daha önemli olan konu artık sürdürülebilirlik oldu. Zira dünyayı hızla tüketiyoruz ve yaşayabileceğimiz başka bir dünya da şimdilik ufukta görünmüyor. O halde yaptığımız, ürettiğimiz, tükettiğimiz her ne varsa dünyanın sınırlı kaynaklarına zarar vermeyen ya da en az zararı verecek şekilde olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.
Bizler yani içinde bulunduğu inşaat sektörünün tüm paydaşları ile birlikte üretimden tüketime olan tüm süreçlerde artık sürdürülebilirliği ön planda tutmak zorunda olduğumuzun farkına varmalıyız. Nasıl ki eskiden şirketlerin ISO, CE vb. standart belgelerine bakıyorsak şimdi de sürdürülebilirlik raporlarını incelememiz, kontrol etmemiz ve tercihlerimizi buna göre belirlememiz gerekiyor. Sektörün inovasyona ve Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vererek dünya ile dost yeni ürünler ve üretim teknolojileri geliştirmesi için teşvik etmemiz gerekiyor. Zira yazımın girişindeki taşın sırrı hikayesi 14. yy’da geçen bir masal ama bugün kullanmakta olduğumuz çimento 1800’lü yıllarda keşfedilmiş ve geliştirilerek kullanılmaya devam edilmektedir. Üretim teknolojilerinde her ne kadar iyileştirilmeler yapılsa da halen yüksek enerji tüketimi ve çevreye verdiği zarar ile çimento ve daha pek çok ürün dünyanın kaynaklarını ve tüm canlı yaşamını tehdit etmeye devam etmektedir. Gelecek nesillere bırakacağımız sır taşın değil sürdürülebilirliğin sırrı olmalıdır.