Geçtiğimiz 10 yılda -kanaatimce- inşaat/konut sektöründe epey yol kat ettik ülkemizde. 2000’li yılların başında Amerika’da yapılmış rezidansları, condoları gezmiş, görmüş, kısmen tecrübe etmiş ve sonrasında da “Neden bizim ülkemizde böyle sistemler yok!?” diye hayıflanmıştım. Küçük stüdyo bir daireye dahi adım atsanız, sabit mobilyaları, havalandırma-iklimlendirme- uygulamaları yapılmış, sadece kullanıcısının kişisel eşyalarını alıp yerleşebileceği şekilde oturuma hazır olmalarına epey özenmiştim.
Fakat söylediğim gibi son yıllarda ülkemizde de inşaat sektöründe faaliyet gösteren yatırımcı firmalar arası rekabetin artması ve nihai kullanıcıların da beklentilerinin yükselmesiyle; konut projelerinde nitelik anlamında epey gelişme yaşandı. Konutlara artık barınak gibi sadece başımızı sokacak bir alan olarak yaklaşmaktan vazgeçip, minimum alanda maksimum konforu sunan, kaliteli ve konforlu bir yaşamın herkesin hakkı olduğu bilinciyle tasarlanan inşaat projelerine ilgi göstermeye başladık.
Büyükşehirlerde, özellikli projelerde, içmimarların önce ofislerde tasarım süreçlerine dahil olduğu, sonrasında ise sahada bilfiil her noktasına dokunduğu projeler değer görmeye başladı. Müşteriler, konut projelerinin ve projeleri gerçekleştiren firmaların doğru şekilde anlatılarak temsil edildiği satış ofislerinde ağırlanmaya başlandı. İlgilendikleri konutun, beklentilerini karşılayıp karşılamayacağını örnek daireler vasıtayla gözlemleyen ve hatta yaşayan müşteri, daha çok etkilendi ve bu etkiler de satışlara yansıdı.
Görsel anlamda en estetik ve kullanım açısından en verimli şekilde yerleşimleri yapılarak tasarlanan bu konutlar, hem kullanıcı için, hem de yatırımcı için memnuniyet getirdi.
Peki, yaşadığımız modern dönemde kullanıcıların yaşadıkları/yaşayacakları konuttan beklentileri ne? Nasıl olmalı?
Özellikle son yıllarda, büyükşehirlerin çok göç alması ve şehirlerdeki suç oranının da artması, imkânı olan herkesi güvenlikli sitelerde yaşamlarını idame ettirmeye yönlendirmekte. Geçmişteki “mahalle” kültürü artık “güvenlikli siteler”e evrildi. Evvelden her mahallede parklar, bahçeler, çocuk oyun alanları, gençler için spor alanları düşünülürken, günümüzde bu sosyal ve ihtiyaç alanlarını kendi bünyesinde sunan güvenlikli siteler (gated communities) rağbet görmekte.
Kullanıcı yaşadığı ortamın her zaman, gündelik aktivitelerini kolaylaştıracak, psikolojik olarak olumlu etki bırakacak şekilde kurgulanmış olmasını ister. Konutun pencere açıklıklarının hangi yönde olduğu, ne kadar ışık aldığı, ne derece ısındığı veya soğuk olduğu, mekanların ne kadar doğru kurgulandığı ve yerleşimlerin ne ölçüde kullanışlı olduğu çok önemlidir. Yapıda ve iç mekân bitişlerde kullanılan malzemelerin sürdürülebilir olması; enerji tüketimini azaltan, çevreye olumsuz etkisi olmayan, petrol yan ürünü olan sentetik ürünler yerine hem ekonomik hem de ekolojik malzemelerin tercih edilmesine ise ayrıca ehemmiyet verilmelidir.