Kentsel Dönüşüm kapsamında uzlaşma sağlanan ve sonrasında riskli yapı tespiti yaptırılmak suretiyle yıkımı gerçekleştirilmek istenen binalar ile ilgili bir takım sorunlar ve çözüm yolları beraberinde bizleri beklemektedir.
6306 sayılı Kentsel Dönüşüm kanunu kapsamında Kentsel Dönüşüm düşünülen alandaki binaların mülk sahiplerinin çoğunluğu ile anlaşma sağlanmasına rağmen riskli yapı tespiti yaptırılmak istendiğinde, tespit işlemi için binalardan numune almaya gelen teknik ekibin çalışmasına azınlık tarafından izin verilmemesi karşımıza çok ciddi sıkıntılar ile birlikte bir yığın prosedür çıkarmaktadır.
Azınlık tarafından engel olunması durumunda, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın il müdürlüklerine ek bir dilekçe ile kolluk kuvvetleri ile binadan numune alınması için talepte bulunulması gerekmektedir. İlgili müdürlük, dilekçemize istinaden kolluk kuvvetlerine bilgi veriyor ve bununla da iş bitmiyor. Sürecin hızlanması için kolluk kuvvetlerine (Polis veya Jandarma) mevzuyu bizzat bizlerin anlatması gerekiyor. Onlar, bu konunun aciliyetini kavradıktan sonra uygun bir vakte randevu veriyorlar.
Sonuç olarak bir şekilde binadan numune alma işlemi gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ama bu süreç mülk sahipleri ile yüklenici firmaları pes etme noktasına kadar getiriyor. Numune alındıktan sonra bu sefer tahliye süreciyle ilgili sıkıntılar çıkıyor. İlgili belediye tarafından verilen en az 60 günlük süre bittikten sonra 29 gün daha ek süre veriliyor. Bu süreler tamamlandıktan sonra binanın su, elektrik, doğalgaz vs hatları kesilebiliyor. Fakat buna rağmen inatla binalarını terk etmeyen vatandaşlar oluyor. İşte burada artık kaba kuvvet devreye giriyor. Yani binadan zorla çıkartıp eşyaları boşaltma! Fakat kaba kuvvet için çok ciddi zaman kaybı oluyor. 60 güne ilave 29 gün uzatma ve kaba kuvvete girişmeden önce tanınan 60 günlük bir iyi niyet süresi daha oluyor maalesef.
Yüklenici firma olarak bizlerin, yüzde 100 mutabakat sağlayamadığımız, çoğunluğun talebiyle mülk sahipleri ile anlaşarak riskli yapı tespiti yaptığımız binaların yıkımı için minimum 150 gün süre olduğunu bir tarafa yazmamız gerekiyor. Ancak, yüzde 100 mutabakat sağlayarak anlaşma sağlanması halinde bile riskli yapıyı yıkarken mülk sahiplerinin hiçbir taahhüdü bulunmamasına rağmen kiracıların direnmesiyle de tahliye ve yıkım süreleri çok ciddi uzamaktadır.
Bu süreler ile ilgili sürecin bilinmesi durumunda, 6306 sayılı kanun kapsamında Kentsel Dönüşüm düşünülen imar adalarında veya parsellerinde süre bakımından önceden gereken tedbirlerin alınması daha sağlıklı olacaktır.
Kentsel Dönüşüm gerçekleşmesi için gereken sabır ve zaman, riski yapı tespiti ile yıkılacak binalarda da karşımıza çıkmaktadır. Adeta mülk sahipleri ile yüklenici firma arasında kim daha sabırlı oyunu oynanmaktadır. Süreçler bu şekilde uzayıp giderken, yeni inşaat yapım şartları ve yönetmelikleri olduğu yerde durmamaktadır. Kaybedilen bu süreler bizlere çok ciddi maddi ve manevi kayıplar oluşturmaktadır. Bunun neticesinde de ortaya Kentsel Dönüşüm için riskli yapı tespiti yapılarak binaları yıkılmış fakat yerine yenisi yapılamamış bir yığın mağdur bina sakinleri çıkmaktadır.