Son dönemde ulusal medyada sıkça karşımıza çıkan bir konu var: Konut fiyatlarının ciddi bir artış göstereceği yönündeki haberler. Bu artış haberlerinin ardında yatan temel neden, uzun süredir fiyatların aynı seviyede kalması ve ekonomik koşulların konut piyasasını zorlamasıdır. Vatandaşların alım gücündeki keskin düşüş, özellikle pandemi sonrası dönemde konuta olan talebin azalmasına neden oldu. Bu azalan taleple birlikte, borçlanarak projelere girişen müteahhitler, tamamlamak zorunda oldukları inşaatları bitirmek için maliyetine satış yapma yoluna gittiler. Ancak, bugünlerde medyada sıkça "ciddi artış öncesi son fırsat" başlıklarını görmemize yol açan gelişmeler, konut fiyatlarının yakında hızla yükseleceğine işaret ediyor. Peki, değişen ne oldu?
Öncelikle, inşaat projelerinin yarım kalmasının müteahhitlere ağır mali yükler getirdiğini biliyoruz. Bir projeyi yarıda bırakmak, çoğu müteahhit için kabul edilemez bir durum. Bu nedenle, zaman zaman projelerini tamamlamak adına ellerindeki konutları maliyetine satışa sunuyorlar. Ancak, artan inşaat maliyetleri, bu stratejinin artık sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Müteahhitler, maliyetlerini karşılayabilmek için fiyatları güncellemek zorunda. Gerek işçilik, gerekse malzeme fiyatlarındaki artış, konut maliyetlerini her geçen gün daha da artırıyor.
Maliyetlerdeki bu artışın en büyük etkenlerinden biri, işçilik ücretlerindeki yükselme. İnşaat sektöründeki emeğin değeri, ekonomik koşullar ve enflasyon baskısıyla sürekli artış gösteriyor. Bunun yanında, inşaat malzemelerinin fiyatlarındaki yükseliş de devam ediyor. Enerji maliyetlerindeki artış ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar, maliyetleri yukarı çekmeye devam ediyor.
Bir diğer önemli faktör ise arsa maliyetleri. Özellikle büyük şehirlerde imarlı arsa bulmak giderek zorlaşıyor. İmarlı arsa sayısının sınırlı olması ve bu arsaların çoğunun yatırımcıların elinde bulunması, arsa fiyatlarının hızla yükselmesine neden oluyor. Bu durum, yeni inşaat projelerinin maliyetini artırıyor ve dolayısıyla konut fiyatlarının da artmasına yol açıyor. Müteahhitler, arsa maliyetlerini karşılamakta zorlandıkları için yeni projelere başlama konusunda temkinli davranıyorlar, bu da konut arzını azaltıyor.
Tüm bunların üzerine, yeni vergi düzenlemeleri de maliyetleri artıran unsurlar arasında. Hükümetin getirdiği bazı vergi politikaları, inşaat sektöründeki maliyetlerin daha da yükselmesine neden oldu. Bu maliyet artışları, doğrudan konut fiyatlarına yansıyor.
Sonuç olarak, konut fiyatlarında hatırı sayılır bir artışın kapıda olduğunu söylemek mümkün. Bugün, hala müteahhitlerin maliyetine satış yaparak projelerini tamamlamaya çalıştıkları bir dönemdeyiz. Ancak bu dönemin uzun sürmeyeceği açık. Konut maliyetlerindeki artışın devam etmesi, yeni projelerin ertelenmesine ve mevcut konutların fiyatlarının hızla yükselmesine neden olacak. Dolayısıyla, bütçesine uygun bir ev almak isteyen vatandaşlar için şu an, belki de köprüden önceki son çıkış olarak değerlendirilebilir. Yani, konut almak için en uygun zaman diliminde olduğumuzu söylemek yanlış olmaz.
Gelecekte bu fırsatın kaçması durumunda, konut fiyatlarının erişilebilirliği daha da zorlaşacak. Hem inşaat maliyetlerindeki artış hem de arzın azalması, piyasada ciddi bir fiyat yükselişi getirebilir. Bu nedenle, konut sahibi olmayı planlayanların bu dönemi iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyleyebiliriz.