Günümüzde yaşanan pandemi bildiğiniz üzere küresel bir kriz. Ekonomik anlamda herkesin çok yorulduğu ve yıprandığı bu dönemde inşaat sektöründe de artan arsa ve inşaat maliyetleri ile de, mülklerin oldukça pahalılaştığı hepimizin malumu. 1 santimetrekare kayıp alan olmaksızın, optimum değerler uygulanarak ergonomi ile tasarlanan alanlar revaçta artık. Geçmişte aileler 500m² taban alanlı geniş bahçeli evlerde ikamet etmekteyken, günümüzde 500m² taban alan üzerine inşa edilmiş, her katta 2’şer, 3’er, 4’er dairenin olduğu yüksek katlı binalarda yaşamlarını idame ettirmekteler. Bu bağlamda kayıp alan olmaksızın yaşam alanlarındaki fonksiyonellik öncelikli olarak düşünülmekte. Bu yaşam alanları içerisinde oluşturulacak estetik de; renk, doku, malzeme, ışık, bitkilendirme ile eskisinden çok daha öncelikli bir konuma geldi.
Dekorasyonda moda olanı saymadan önce neler moda değil diyerek başlasak, eminim ki hepimiz benzer şeyleri ar darda sıralamaya başlarız. Örneğin geçmişte hemen hemen her evde yer alan sehpa üzerlerindeki dantel örtüler, her duvarı sade bırakılmış ve dümdüz boyanmış duvarlar, oturma odası - yemek odası - yatak odası takım mobilyalar vs. diye liste uzar gider.
Dekorasyonda nelerin moda olduğuna, nelerin yükselişte olduğuna değinecek olursak aslında cevap çok basit: iyi hissettiren, kullanışlı mekan çözümleri ile kullanıcıya göre tasarlanmış iç mekanlar moda.
Bildiğiniz üzere iç mimari kullanıcıyı odağına alır. Mekân ve tasarımlar, kullanıcının yapması beklenen işlevleri rahatlıkla yapabileceği, ergonomik, konforlu, ekonomik, işlevsel ve estetik olmalıdır. Dekorasyonda genellikle iç mekânlarda pastel tonlar çalışmanın daha çok tercih edildiğini söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda gri her yerde idi, şimdi ise tekrar daha açık tonlar, beyaz-krem-fildişi tonları daha çok revaçta. Göz yormayan, sıkmayan, bunaltmayan, ferah, aydınlık ve doğadan ilham alan, doğal malzemeler artık daha çok ilgi görmekte.
Duvarlarda hareketlilik daha çok duvar kağıtları ve duvar panelleri üzerlerine ayna, tablo, aplik duvar aydınlatmalarının uygulanmaları ile yakalanabilmekte.
Mobilyada, zemin döşemesinde, duvarda, aksesuarda her yerde, ahşap her zaman cazibesini korumakta fakat son yıllarda doğal meşe tonlarının daha çok beğenildiği ve kullanıldığı bir gerçek. Özellikle evlerde keten, deri, hasır dokuların, hazeranların, kuru ve canlı her türlü bitkinin, kilimlerin, otantik objelerin yükselişte olduğu söylenebilir. Pastel tonlarda tasarlanmış iç mekanlarda canlı renkli aksesuarlar yardımıyla hareketlilik yakalanıp odak merkezleri oluşturulabilir.
Açıkçası, artan bilinçlenme ile daha ekolojik, teknolojik ve ekonomik tasarımlar her anlamda tercih edilmekte. Eskisi gibi kalabalık değil, daha yalın ve sade mekân yerleşimleri rağbet görmektedir.
Sadece iyi görünen değil, donanımlı, nitelikli, işlevsel ve iyi hissettiren mekanların üretiminde, özgünlük en önemlisidir.
Kullanıcının zevkine göre, seçilen renk ve dokular, kullanıcının bu mekanda daha keyifli vakit geçirmesini sağlar. Kullanıcı, duyularına hitap eden mekânlarla bağ kurar ve gereksinimlerinin karşılandığı ölçüde deneyimlediği mekândan memnun olacaktır.