Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş depremleri sonrası, bilhassa 1999 yılı öncesi yapılarda oturan vatandaşlar tarafından en çok sorulan sorular, “Benim binam sağlam mı?”, “Tespit için ne yapmalıyım?”, “Tespit yapılması için başvuru yaparsam acaba binamı yıkarlar mı?”dır.
Binaların sağlam olup olmadığını tespit etmeyi üç ayrı başlıkta toplayabiliriz. Bunlardan birincisi uzman kişiler tarafından binalara yapılan “Gözlemsel Performans Analizi”dir. 1999 yılı öncesine ait yapılar için, çevre zemin faktörlerini de dikkate alarak yapılan gözlemsel denetim sonucunda bina hakkında yapılan değerlendirmedir. Bu işlem için her hangi bir ekipman kullanılmaz. Genellikle inşaat mühendisi, jeoloji mühendisi ve mimarlardan oluşan ekip tarafından gözlemsel performans analizi yapılır. Bu konuda daha çok ilgili belediyeler, üniversiteler ve akademik odalar birlikte veya ayrı ayrı çalışma yürütmektedir. Gözlemsel performans analizi kamu birimleri tarafından genellikle ücretsiz yapılıyor. İkinci olarak da, binalardan röntgen çekilerek veya karot numunesi alınarak yapılan “Bina Performans Analizi” diyebiliriz. Bu işlem için gözlemsel denetimin yanında laboratuar ortamında değerlendirmek üzere binalardan beton ve demir numuneleri alınıyor. Laboratuar işlemi olduğundan ücret ödenmesi gerekiyor. Anlattığımız bu iki performans analizi sonucunda da vatandaşın herhangi bir sorumluluğu yoktur. Yani, binayı boşaltıp yıkmak zorunda değildir. Sadece oturduğu bina hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Üçüncü olarak “Riskli Yapı Tespiti” dediğimiz işlemi söyleyebiliriz. Riskli yapı tespiti işleminde vatandaş tarafından e-devlet üzerinden resmi başvuru yapılmaktadır. Bu başvuru ile Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş test firmasını sistemden seçerek işlemler başlıyor. Test firması tarafından vatandaştan gerekli evraklar ve belirli bir ücret talep ediliyor. Binanın betonarme, kargir, çok katlı, tek katlı, çelik vs olmasına göre bu ücret değişiyor. Riskli yapı tespiti yapılabilmesi için bir binada örneğin on daire varsa bunlardan herhangi birinin müracaatı ile yapılmaktadır. Fakat riskli yapı tespiti işlemi vatandaşı bağlayıcıdır. Bu işlem sonucunda binada risk varsa, bina yıkılır. Tek bir dairenin müracaatı ile yıkılan binanın yapılması için her dairenin arsa payının eşit olduğunu var sayarsak en az yedi dairenin imzası ile bina yapılabilmektedir. Bu konuda hukuki boşluk oluştuğu için genellikle test firmaları binalarda üçte iki çoğunluk sağlanamadı ise riskli yapı tespitini yapmak istemiyorlar. Binayı yıkmak için on kişiden birinin imzası yeterli iken, binanın yapılabilmesi için on kişiden yedisinin imzası gerekiyor.
Binalarda performans analizi için yapılan bu işlemlerin tamamı bizlere oturduğumuz binaların sağlamlığı konusunda bilgi edinmemize yardımcı olmaktadır. Fakat, 6306 sayılı Kentsel dönüşüm kanunu kapsamında binalarımızı yenilemek istiyorsak, Kentsel Dönüşüm kanununun avantajlarından istifade etmek için “Riskli Yapı Tespiti” işlemini yaptırmamız gerekiyor. Deprem riski ile yapılarımızda yaşamaya devam etmek yerine, hangi şekilde olursa olsun, bina performans analizimizi yaptırarak depreme karşı riskimizin boyutunu tespit etmeliyiz.