Yürümek ve tek başına özgür olmak
Yürümek ve tek başına özgür olmak, dünyaya kendi gözlerinle bakmak… Cyrano de Bergerac
İnsanları eylemsiz kılan, kötürümleştiren kentlerden sıyrılmalıyız.
Bir kenti anlamak için, kentin sokaklarına dalmak gerekir çok değerli hocam Prof. Dr. Erol Tümertekin’in dediği gibi, yürümek yürümek ve yine yürümek gerekliliğini özellikle vurgulamıştı. Dolayısıyla maksimum şekilde yürünebilecek şehirler üretmemiz gerekiyor.
Kent bizlerin yaşamında o kadar belirleyicidir ki, bir semtten bir semte taşınmak bile bize başka keşifler sunar.
Hatta kentler yaşamlarımızda o kadar belirleyicidir ki, çoğumuzun ilk yaptığı cesaret davranışı eminim yaşadığı mahalleden çıkarak bilinmeyen bir yere gitmektir.
Bireyi, kendine ve kentine yabancılaşarak içe kapanmaya mecbur eden kentlerimiz yaratılmaya başladı.
Mekanlara bağlı olan seçenekleri görmezsek çoğumuz gibi önümüze konanı seçmek zorunda olacağımız açıktır.
Mekan eylemsiz bir alan değildir, etkin, biçimlendiricilere ve kimlikleri oluşturma gizilgücüne sahip bir toplumsal aktör olarak tasarlayan bir kavramsallaştırmaya gereksinimimiz var (Keith, M. Ve Pile, S.)
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo özellikle dünyayı saran pandemiden sonra herkesin işine, evine ya da istediği herhangi bir yere 15 dakikalık bisiklet sürüşüyle ulaşabileceği bir şehir yaratma fikrini gerçeğe dönüştürmek için çalışmaktadır.
Eğer işinize 15 dakikada, yürüyerek ya da bisiklete binerek gidebiliyorsanız ve bu markete, parka, kafeye, çocuğunuzun okuluna ya da gün içinde gitmeniz gereken herhangi bir yere giderken de aynı vakti alıyorsa, “15 dakikalık mahalle” denilen tarzda yaşıyorsunuz demektir. Bu, büyük şehirlerde zor bulunan bir özellik olsa da, yürüyerek gezilebilecek bir şehir yaratmak ve eklenen yeni şeritler ve düzenlemelerle, bisiklet kullananların sayısında bir önceki seneye oranla artırmak için çalışmalar yapılması artık şarttır. Yapılacak bu çalışma uygulama etaplarına bölünmelidir, çünkü belli hedeflere ancak eylemlerle ulaşılabilir, bugün başlamak her zaman yarın başlamaktan daha iyi bir başlangıçtır. Çünkü bugün yaptığımız şey bize yarınları hazırlayacaktır.
Yaşadığımız olağan üstü dönem de gösterdi ki yürüme, insanoğlunun en eski ulaşım araç unsurudur.
Belediyelerde kesinlikle planlama dairelerinde, bisiklet birimi ve yaya birimi oluşturulmalıdır. Ulaşım öncelikli araçlar için değil yayalar için planlanmalıdır. Az yatırım ile yüksek etkinlik ve kentsel hareket kabiliyeti sağlayan bisiklet, kentsel mekan kullanımında hareket sağlar. Kentsel biçimlerin yoğunluğu ve mekânsal düzenlenişler içerisinde yürümek sadece pratik açıdan değil, aynı zamanda gündelik hareket etme biçimi olarak da tercih edilmektedir.
Ekonomi, ulaşım, tarım, imalat, barınma gibi ‘sağlık dışı’ alanlarda alınan kararların toplumun sağlığı üzerinde etkisinin olduğu; 2020 yılında Kovid 19 la tekrar görmüş bulunmaktayız. Bu durum, yetkililer ve karar vericiler tarafından yeteri kadar fark edilmeli ve en kısa süre içerisinde eylem planları ve planlar üretilmelidir. Zaman, günlük çözümlerden öte geleceği hazırlama yönüne acilen kaymalıdır. Eylemlerin, politika, program, projeler ve para ile kurguları kurulmalı, insanların sağlık ve refah seviyesini arttırmak için çalışmalar, hemen başlatılmalıdır. Kentlerimiz sürekli büyümekte, bu büyüme bizi karmaşaya götürmemeli. Bursa tüm güzellikleriyle, imkan ve özellikleriyle bunu çoktan hak eden güzide bir şehir.
Ayrıca bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Konut sektöründe bize hizmet sunan, son gelişmelerden haberdar eden Konut&Yapı Gazetesinin 10. yılını kutluyor, yayın hayatında başarılarının devamını diliyorum, tüm ekibine çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
…dile kolay 10 yıldır bizlerle…