Ertelenen imar yasasında inşaat sektörü ve müteahhit yatırımcıların en çok endişelendiği konulardan birisi emsal alanı kullanımı. Emsal alanı bir konutta neden önemli? Bir konut yapısı örneğin kaç metrekare olursa çok daha değerli olur? Burada çok farklı bir şekilde konut kelimesinin içini doldurmaya çalışmayacağım zira bunca bilim dalı varken bunu yapmak bana düşmeyecektir. Ancak mimari anlamda konut bir yaşama alanıdır ve insan- konut, konut – kent ve insan – kent ilişkileri konut kavramını nasıl değerlendirdiğimize göre şekillenir.
Peki konut ne olmalıdır? Son zamanlarda kullanıcıyı özel hissettirecek, onlara konfor ve rahatlık sağlayacak ve bunu yapabildiği ölçüde de değeri artacak şekilde şekillenen konut anlayışı aslında gizli bir tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. Geleneksel anlayışları yıkmak ne kadar zor ise bir konutun ne gibi özelliklerde olması gerektiğini anlatabilmekte o kadar zordur. Günümüz müteahhitleri, büyüklük, lüks malzemeler ve kentten soyutlayacak ölçüde sosyal hayatı destekleyecek birimler ile konut birimlerini pazarlamaktadırlar ancak bu ne getirip ne götürdüğüne dikkat edilmelidir.
Bursa; kentinin yeşilinden gurur duyarken bu yeşili yavaş yavaş kaybediyor olmak herkesi üzmektedir. Peki bu bir şekilde önlenebilir ya da yönlendirilebilir mi? Burada en temel sorun yine konutun yorumlanmasından geçiyor. İnsanın konfor ve lüks anlayışının büyüklükle doğru orantılı olduğu bir tasarım anlayışının biraz olsun önüne geçilebilirse daha küçük yapılarda da mevcut teknoloji kullanılarak ve akıllı tasarımlar yapılarak çok daha konforlu ve kaliteli yaşam alanları sağlayacak tasarımlar yapılabilir. Buna Japonya örneği verilebilir. Kenti kuracak yeterli alan olmadığında tasarım kriterleri maksimum yeşil alanı- kentsel alanı koruyabilmek üzere şekillenmiş ve daha küçük ancak çok daha fonksiyonel konutlar tasarlanmıştır.
İnsan kent içinde sosyalleşir ve kentin yaşamı bu sosyalleşme ile şekillenerek renklenir ve kalitelileşir. Tarihi dokuların renklendirdiği Bursa’da yeniden yapılacak tasarımların hepsi de aslında bu ahenge uygun olacak ve yeni renkler ekleyecek şekilde olmalıdır. Ancak tüm sosyal donatılarını içerisinde barındıran konut kompleksi şeklinde tasarlanan yapılar bu doğal sosyal alanı güçsüzleştirip kentin merkezini yalnızlaştırmaktadır. Aslında tasarımlar yapılırken tüm bu kriterler göz önünde bulundurulmalıdır. Konutu belli bir metrekare içinde düşünmek yerine tüm çevresinde neler olduğuna bakmak gerekir. 180 metrekareye 3+1 lüks bir daire yapılabileceği gibi 90 metrekarede de iyi ve akılcıl tasarlandıktan sonra kaliteli lüks bir daire yapılabilir. Burada aslolan kullanıcıların kafasında ki lüks – konfor- güzellik anlayışını kentin lehine biraz değiştirebilmektedir.