Gayrimenkul sektörüne baktığımızda çok büyük hayallerin havada uçuştuğunu ve bu hayallerin peşinde boşa koşturan binlerce danışmanın çevreyle, kısmetle, şansla köşeyi döneceğini düşünerek vaktini boşa harcadığını görürüz. Burada temel sıkıntı aslında toplum olarak kolay para kazanma hevesimizdir. Yani çalışmadan, emek harcamadan, bir seferde büyük bir iş yaparak ve çok da yorulmadan para kazanmak hayaliyle yanıp tutuşuyor olmamız sektörel başarısızlığımızın ana kaynağıdır. Toplumdaki genel algı gayrimenkul danışmanlarının havadan para kazandığı yönündeyken, sektörün içinden bakıldığında ise bu algının farklı bir izdüşümü olan çok hızlı ve kolay para kazanılabileceğidir. Oysa hayat matematiksel bir sistemdir ve nereye varacağımız nasıl çalıştığımıza bağlı birtakım olasılıkların gerçekleşmesinden ibarettir. Bu olasılıkların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise aslında bir sistemin olması veya olmamasına bağlıdır.
Aslında bir gayrimenkul danışmanının yolculuğu sayılara döküldüğünde nereye gidiyor olduğu çok rahatlıkla görülebilir hale gelir çünkü matematik yalan söylemez. Bununla birlikte böyle bir sistem gayrimenkul ofislerinin abartmıyorum %95’inde hiç olmamıştır ve olması mümkün değildir. Çünkü “kimler kimler yapıyor sen niye yapamayasın” diye danışman adaylarını ofislere yığıp büyük hayaller kurdurtup sahaya salmak gayrimenkul danışmanlarını başarıya ulaştırmaz. Ulaştırıyor olsa zaten herkes bu sektörden çuvalla para kazanırdı ki sektörünün çoğunluğu günü kurtarabiliyorsa aslında şanslı bile sayılabilir. Zira öyle sosyal medyada her gün bir yerleri sattığını, kiraladığını söyleyenlerin çoğu her gün bir yeri satmak bir yana sürdürülebilir bir başarı yakalayamamaktadır. Yani istisnalar hariç, görünen ile gerçekler çok farklıdır.
ELFİ Gayrimenkul olarak bizim kurgulamaya çalıştığımız aslında iş ortaklarımız olan danışmanlara bir sistem sunmaktır. “Hadi yaparsın” cümlesinden ziyade nasıl yapılacağını anlatmaktır. Bunun için kurulan kontak sayılarından yapılan görüşmelere, alınan telefon adetlerinden yapılan yer göstermelere kadar birçok konuda dataları toplayarak yapılan eylemleri sayılara döker ve sonrasında bu sayıları yorumlayarak yol haritamızdan sapmamak için danışmana özel süreçler oluşturmaya özen gösteririz. Dediğim gibi gayrimenkul danışmanlığı bir sistem işidir ve bu sistem önce gayrimenkul danışmanının bağlı bulunduğu ofis ile başlar. Çünkü sektörü hiç bilmeyen bir danışman adayının sistem dinamiklerini öğrenmesi ve nereye gittiğini görmesi hayati bir önem taşır. Zaten başarılı danışmanların da yine başarılı ofislerden çıkması aslında sistemin önemini daha da arttırır. Sistemsiz bir ofiste çalışan bir danışmanın eğer potansiyeli ve çalışma disiplini varsa bir noktada ofis değişikliğine gitmesinin altında bu potansiyelini açığa çıkarma isteği yatar. Çünkü siz otobanda 250 km hız yapmak istiyorsanız bunu maksimum 100 km yapan bir araç ile yapamazsınız ve bu noktada araç değiştirmeniz gerekir. Ya da bunun tam tersi de geçerlidir; sizin aracınız 250 km yapabilecekken siz eğer 50 km ile gitmeye uğraşıyorsanız yine ofis değiştirirsiniz çünkü sistemli ve başarılı bir ofiste sistemsiz ve başarısız danışmanların barınması kolay değildir ve ayrılması sadece bir zaman mefhumudur.
Velhasıl gayrimenkul danışmanlığı bir şans, kısmet ve nasip işi değil disiplinli bir sistemi kurgulayarak süreklilik sağlama işidir. Çünkü kazanç bir çalışma sisteminin sonucudur ve sizin sisteminiz ne kadar ölçülebilir, kontrol edilebilir ve uygulanabilir ise başarıya ulaşma ihtimaliniz o kadar artar. Ve yine tam tersinden bakarsak siz ne kadar sistemsizseniz işiniz de o kadar zor ve hatta başarıya ulaşma ihtimaliniz imkansızdan eh işte biraz hallicedir.