Sokakları misss gibi portakal çiçeği kokan canım kardeş ülkem Kıbrıs’ı anlatacağım bu ay size. İnsanları cana yakın, ev ve araba kapıları kilitlenmeyen, sulandığında doğası ve bahçeleri cennet haline gelen güzel ve yalnız ülkemiz Kıbrıs.
Son beş yıldır Kıbrıs, oldukça ilgi gören ve yatırım yapılan bir ada konumunu aldı. Tercih edilmesinde plajlarının, sakin insanlarının, Avrupa’ya göre ucuz olmasının büyük etkisi var. Biz emlak danışmanlarının da gündeminde. Yatırımcılar tarafından tercih edilmekte. Bu tercihte Türkiye’de kredilerin çok yüksek olması ve kredi çıkmaması nedenleri de etkili oldu.
Kıbrıs’ta yatırımı sterlinle yapıyorsunuz ancak ödemeler dört yıla kadar yayılabiliyor. Kira getirileri de sterlinle olduğu için yatırımın geri dönüşü 10 yıla kadar düşüyor. Bir de burada yeni yapılan inşaatlarda projeler otel konseptinde inşa edildiği için kiralama gelirleri çok daha yüksek. Ve yatırımcılara çok daha yüksek kira getirileri sağlıyor.
Sokakları yasemen kokan Kıbrıs’ta yaşamak ayrı bir zevk. Ülkeye Türk vatandaşları kimlikle girebiliyor. Ancak ehliyetle giremiyor. Ülkeye girerken yeni inşa edilen havaalanından etkileniyorsunuz. Eski havaalanının hemen bitişiğine inşa edilmiş. Oldukça büyük ve etkileyici.
Ülkeye girdiğiniz andan itibaren hayat başka akmaya başlıyor. Burada araç trafiği tersten akıyor. Şehirlerin arasında ulaşım biraz zor sağlanıyor. Çünkü şehirlerarası ulaşımda kullanılan araçlar eski ve kullanışsız. Ülkede daha çok taksi kullanılıyor. Taksilerin hepsi çok lüks ve Mercedes marka. Ancak her an bir taksiye ulaşımınız da kolay değil. Ülkenin yüzölçümü. 3.355 metrekare. Bu kadar küçük bir ülkede şehirlerarası ulaşımın daha kaliteli olması gerekiyor zannımca. Ülkedeki taksi sisteminin de toplu taşımayı geliştirmemek için çalıştığını tahmin ediyorum. Kıbrıs adası, Türkiye’nin 70 km. güneyinde yer almaktadır. Suriye’ye uzaklığı da 100 km civarındadır. Yunanistan’a uzaklığı yaklaşık 950 kilometredir.
Kıbrıs’ın tüm dünya tarafından tercih edilen tatil destinasyonu olması nedeniyle Inşaat sektörü çok hızlı gelişmektedir. Buradaki imarlı arazilerin dönüm fiyatları Türkiye’nin. 10-15 kat gerisindedir. Müteahhitler de kat karşılığında %25 - 35 arasında çalışmaktadır. Ülkede, Sadece Kıbrıslı müteahhitlerin inşaat yapmasına izin verilmektedir. Ancak ortak alındığı zaman başka ülkelerden de müteahhit firmaları inşaat yapabilmektedir. Sahil kesiminin çok büyük bir kısmı şu anda ya temel atılan ya da inşaatı süren projeler ile çevrilidir. Ülkenin başkenti Lefkoşe’dir. Burada da büyük bir yapılaşma sürmektedir. Türkiye’den, İngiltere’den, Almanya’dan pek çok yatırımcı şu anda Kıbrıs’ta yatırım yapmaya devam ediyor. Avrupa’da yaşayanlar, yılın büyük bir kısmı güneşsiz ve soğuk olduğu için Kıbrıs’ı çok seviyorlar. Ukrayna krizinden sonra, Ruslar ve Ukraynalılar da bu bölgeye yatırım yaptılar. İsrailli müteahhitler doğrudan inşaat yapamadıkları için, Kıbrıslı ortak alıp bölgede yoğun inşaat yapmaya başladılar.
Kıbrıs halkı, genellikle çok sakin, ahlaka çok önem veren ve anlayışlı insanlardır. Mutfakları ve menüleri zengin ve doyurucu. Özellikle peynir ve et ağırlıklı besleniyorlar. Ülkenin en meşhur yiyeceği de hellim peyniri. Peynirleri gıcırdaklı diyebileceğimiz az tuzlu ve tavada çevrilebilen, aromatik bir peynir. Bursa’da yaşayan birkaç Kıbrıslı arkadaşım Kıbrıs’a ziyarete gittiğinde buradan yufka götürüyor. Oranın halkı, Kıbrıs’ın yufkalarını tuzlu buluyor.
Kıbrıs’ın en büyük şehri Lefkoşe. Bu. şehirde Girne Kapısı bulunuyor. Venedik Sütunu, Selimiye Cami ve Machainas Manastırı yer alıyor. Girne şehrine girmeden hemen önce Bellapais Manastırı yer alıyor. Bu manastır tepede ve şehre hakim bir noktada yer alıyor. İnanılmaz, güzel bir manzaraya sahip. Bellapais’ten hemen sonra Girne’ye giriyorsunuz. Girne şehri biraz Marmaris’i biraz Bodrum’u andırıyor. Şehrin içinde yüzlerce hediyelik ve giyim mağazası yer alıyor. Bu mağazalarda genelde pahalı markaların taklit ayakkabı ve çantaları yer alıyor. Girne’de, Kaleyi, Batık şehir müzesini, Ağa Cafer Paşa Camii’ni, Barış Harekatı’nda şehit olan askerlerin anısına inşa edilen şehitliği görebilirsiniz.
Gelelim Gazi Magosa’ya. Gazi Magosa, antik bir liman kenti. Burada tarihi, Aziz Nikolas Katedrali, Lala Mustafa Paşa Camii’ne dönüştürülmüş. Hemen yanında St. Barnabas Manastırı. Hemen yanında Namık Kemal Zindanı Ve İkiz Kiliseler yer alıyor. Mutlaka kapalı Maraş’a uğranılması gerekiyor. Şehir, Barış Harekatı’ndan önceki haliyle bırakılmış. Bir inşaat firmasının vinci bile orada o haliyle kalmış. Otellerdeki altın kaşık bıçak takımları, mükemmel dekorasyonu, mobilyalar, hepsi o haliyle kalmış. Şehir Barış Harekat’ından hemen önce dünyanın en turistik yerlerinden biriymiş. Sofia Loren’ın ya da Alain Delon gibi ünlülerin buralarda yazlığı varmış. Ve burada kumar oynamaya tatil yapmaya gelirlermiş. Şimdilerde Magosa Belediyesi, kapalı Maraş şehrinin hemen yanında bir plaj işletiyor. Bu plaj ve denizi açıkçası dünyanın en güzel denizlerinden birine sahip. Mükemmel kum, çok güzel bir deniz sıcaklığı. Tatilcilere harika fırsatlar sunuyor. Burada yüzerken bir baba kızın konuşmasına da şahit oldum. Kız babasına, “Karşımdaki bu yıkıntıların ve insanların hayatlarının paramparça olmasından çok etkilendim. Çok üzgünüm. Yüzemiyorum” dedi. Babası da onu anladığını. aynı duyguları taşıdığını ifade etti.
Sokakları yasemin kokulu Kıbrıs’ımızda ultra lüks otellerden lüks pansiyonlara kadar, tatilcilere pek çok konaklama seçeneği sunuluyor. Bahçelerde açan portakal çiçekleri. ülkeye müthiş bir aromatik koku yayıyor. Şeftali Kebabı, ülkenin pek çok restoranında yenen Kıbrıs’a özel bir yemektir. Aslında bu şeftaliden yapılan bir kebap değil. Şef Ali’den gelen bir isim zamanla şeftali halini almış. Kıbrıs’ta, Kıbrıs köftesi ve mantısı da çok güzel. Balık restoranlarındaki karides ve kalamar da Türkiye’ye göre oldukça ucuz ve porsiyon olarak çok doyurucu. Kıbrıs ada halkına, huzur sağlık ve mutlu yıllar diliyorum.