İnsanlık tarihsel süreçte birçok olayla sınandı, çeşitli dersler çıkardı ve bugünlere geldi.
20. yüzyıl başta iki dünya savaşı, İspanyol gribi gibi salgın hastalıklarla geçerken, 21. yüzyılın payına da teknolojinin gelişmesiyle siber saldırılar ve koronavirüs salgını düştü. Şimdilik…
Salgın, hıza alışmış bu yüzyıl insanlığının bir anda frene basmasına neden oldu.
Salgın önlemlerinden biri de günler süren karantinaydı.
Nefesleri kesen salgından korunmak için hapsolduğumuz evlerimizde nefes alacak alanlar (bahçe, balkon, teras) aradık.
Evden çıkıp kendimizi doğanın kollarına da atamayınca, yaşadığımız alanları yeniden gözden geçirdik.
Hızlı ve çarpık yapılaşmayla birlikte kentler işin içinden çıkılmaz bir hale gelince tercihlerimiz değişmiş salgınla birlikte.
Türkiye’de 2021 yılında gayrimenkul yatırımı açısından arsa, arazi ve tarla satışlarında rekor kırılmış.
Belli ki insanlar dört duvar arasında fazlasıyla sıkılmış, toprağa ayak basma ihtiyacı hissetmişler.
Sektör temsilcileri bu tercihte iki önemli unsurun ön plana çıktığını söylüyor:
Birincisi insanların müstakil yaşama yönelişi.
Hatta konut alma niyetindekiler de daha çok bahçe katlarına ilgi göstermiş bu süreçte.
İkincisi de sıfır konut fiyatlarındaki aşırı artış. Elindeki tasarrufu değerlendirmek isteyenler konut yerine alım gücünün yettiği arsa, arazi ve tarladan yana tercihlerini kullanmışlar.
Tüm bu sebeplerle bu yıl içinde de arsa, arazi ve tarla satışlarının katlanacağı öngörülüyor.
Öte yandan yeni inşaat projeleri de hayat buluyor. Projelerde, salgının tasarımlara etkisi de göze çarpıyor.
Artık sosyal alanlar daha geniş tutularak, yaşam alanları ferahlaştırılıyor.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.