Ülkemiz, 6 Şubat 2023 sabahına "Yüzyılın Felaketi" olarak adlandırılan bir yıkımla uyandı… Birbiri ardına gerçekleşen 2 büyük depremle birlikte 11 ilimizde 50 bini aşkın insanımızı maalesef kaybettik.
Kahramanmaraş’a bağlı Pazarcık ve Elbistan’da 7.7 ve 7.6 büyüklüklerde meydana gelen iki büyük deprem nüfusumuzun yaklaşık yüzde 16,4’ünü doğrudan etkiledi. Verilere göre depremden etkilenen bu illerde konut sayısı yaklaşık 5,6 milyon civarında olup, yarım milyondan fazla binanın ise hasar gördüğü belirlendi.
Ülkemizin herhangi bir köşesinde bir felaket yaşandığında, yüzlerce kilometre uzakta olsak ta bir duygu uyanır. Kederin, dayanışmanın ve acının harmanlanıp bir anda patlamasıdır bu duygu. Felaketi biz yaşamasak ta yaşamımızı doğrudan etkilemese de acısını en derinden hissederiz.
Hayatın değişilmez gerçeği ‘ölümü’ en yakından hissederiz. Kısa bir an olsa da o felaketi yaşayanlarla empati yapmayı deneriz. Akıp giden hayattaki kavgaları rafa kaldırır, kişisel gündemlerimizi unutur, başka bir şey yapmayı, farklı bir şeyle ilgilenmeyi ayıp sayarız.
6 Şubat da ülkenin tamamında böyleydi…
Ya şu an aynı duygularda mıyız? Yoksa unutmaya başladık da sadece 6 Şubat’ta mı hatırlıyoruz sadece? Ya da benzer bir felaket yaşayınca mı tekrar deprem gerçeğinin farkına varacağız? O günden bu yana 2 yıl geçti.
Şehrimizde 600 bine yakın riskli yapı stoku mevcut. Riskli yapı stokunun bir an evvel bertaraf edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde kendi konutlarımızın, iş yerlerimizin sağlam olması bizim güvende olduğumuz anlamına gelmiyor. Bizim o saatte nerede olacağımız meçhul. Bursa’da kentsel dönüşüm hızlanmalı, insanlarımız güvenli bir şekilde evlerinde oturmalı.
Bu gerçeği göz ardı etmeden, aynı acıların tekrar yaşanmaması için önlemleri artırmalıyız.
6 Şubat depreminde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, ülkemize baş sağlığı diliyorum.