Ekolojik mimari ile yaşam ve üretim
Günümüzde artan enerji maliyetlerinin indirgenmesi ve yaşanabilir çevre için yapılması gereken düzenlemeler mimari tasarım ve inşaat sektörünü de yakından ilgilendirmektedir.
Tasarım aşaması ve mimari çalışmalarda göz önüne alınacak kriterlerden başlıcası ekoloji ve enerji verimliliği olmaktadır.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na geçtiğini onaylayan kanun 7 Ekim 2021 tarihli Resmî Gazete’de ilan edildi. Bu karar ile iklim değişikliğinin önüne geçmek adına birtakım taahhütlerde bulunuldu. Bunlardan en önemlisi sera gazlarının emisyonu alanında oldu.
İnşaat ve mimari tasarımda güneş enerjisini kullanabilen ve kendi enerjisini üretebilen akıllı ev projeleri bunun yanı sıra üretim yapan fabrikaların da enerjisini üretebilmesi kullandığı elektrik ve su tüketimlerini doğadan geri dönüşüm sistemi ile kazanabilecekleri sistemleri kullanmaları gerekecektir.
Yeni yapılacak konut ve üretim amaçlı iş yerleri ve fabrikaların bu çerçevede planlanması başlangıçtan itibaren bu sistemlere uygun mimari proje ve inşaat üretimi yapılması gerekecektir. Sonradan bu dönüşümler hem zaman hem de maliyet açısından daha fazla harcama gerektirecektir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişikliklerin yanı sıra, uluslararası ekonomi ve ticarette meydana gelen dönüşüm karşısında, ülkemiz kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde sürdürülebilir, kaynak-etkin ve yeşil bir ekonomiye geçişi destekleyecek dönüşümün sağlanması, Türkiye’nin 1980 sonrası ihracata dayalı büyüme stratejisi ile küresel ekonomiyle sağladığı bütünleşmenin korunması bakımından büyük önem arz etmektedir.
Buna ilaveten, artan sayıda uluslararası firma ve yatırımcının da yeşil dönüşüm yol haritalarını belirleyerek, düşük karbonlu, yeşil ekonomiye geçişe ivme kazandırmayı hedefledikleri görülmektedir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümü; kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümenin tesis edilmesinin yanı sıra, ülkemizin AB başta olmak üzere, üçüncü ülkelere ihracatında rekabetçiliğinin korunması ve güçlendirilmesi için elzem görülmektedir. Bu alanda atılacak adımlar aynı zamanda ülkemizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun geliştirilmesi ve uluslararası yatırımlardan alacağı payın artırılması bakımından da önem teşkil etmektedir
2020 yılında Avrupa Yeşil Düzeni Çağrısı (European Green Deal Call) ile yaklaşık 1 milyar Avro fon programa üye olan ülkelerin kullanımına sunuldu.
Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nın belirlediği temiz enerji hedeflerini karşılamak için Dünya Bankası, Fransa ve Almanya'nın mali destek verdiği bir plan çerçevesinde 3 milyar 100 milyon euro kredi alması bekleniyor.
Söz konusu yasayı onaylayan ülkeler Avrupa pazarına sattıkları ürün ve hizmetlerin karbon salımını belirlenmiş standartlara göre düzenlemezse, ton başına 30 ile 50 Euro arasında ek vergi ile karşılaşacak.
Türkiye'nin yüzde 50'den fazla pay ile en büyük ihracat pazarı olan AB'deki uygulama, Türkiye'nin ihracatını da önemli oranda etkileyecek.
Bu tedbirler ve yapılan iyileştirmelerin yanı sıra yeni inşaat imalatlarında pencerelerin konumu ve uygulamasında, kışın güneş alan yazın ise güneşi engelleyecek mimari tasarım, elektrikli araçların şarj ünitelerinin planlanması, projelerde enerji verimliliğinin esas alındığı ve teknolojinin verimlilik esasları ile kullanıldığı projeler yapılması ve uygulanması gerekecektir.
Fabrikaların ve evlerin camlarının hem ısı kaçağının azaltılması hem de elektrik üreten sistemlerle yapılması çatılardaki yağmur suyunun kullanılması için depolama ve filtrasyon sistemlerinin kurulması başlıca düşünülmesi ve plan aşamasında ele alınması gereken sistemlerdir.