Öncelikle 2023’e girdiğimiz bu günlerde herkese iyi seneler dilerim. Umuyorum ki hepimiz için sağlık, mutluluk, neşe, huzur ve bereket getirir bu sene.
2023’ün ilk ayında ele alacağımız son mimari akımı da yazacağım bu sayıda ve önümüzdeki aylarda artık sürpriz başka konulardan bahsetmeyi planladım sizlere.
Son mimari stilimiz, 1920-30’lu yılların altın çağında Avrupa ve Amerika’da trend bir akım olan Art Deco, özellikle mimari alanda etkisini göstermiştir. Kendinden
önceki dönemlerde rağbet gören stillerden farklı olarak el emeğine değil sanayiye dayalı bir anlayışla gelişmiştir. Otomobil, uçak gibi günlük hayatta daha sık yer edinmeye başlayan sanayi ürünlerinden ilham almış ve bu ürünlerin tasarımlarını da etkilemiştir. Bu stilde, sofistike bir zevki ifade etmek amaçlandığından,
hiçbir tasarım elemanının aşırı kullanımı sorun teşkil etmez. Genellikle yan yana gelmeyen objeler birbirleriyle kombinlenebilir. (Örneğin, parke zeminde egzotik
hayvan desenli bir halı kullanılabilir.) Bu yönüyle Art Deco stilinin sınırları zorlayan ve gösterişi hedefleyen bir tarz olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca
kontrast yakalamak da oldukça önemlidir ki, bu sayede iç mekanda vurgular arttırılır, tasarım daha belirgin şekilde ortaya çıkar. Art Deco; zenginliği, görkemi ve zarafeti çağrıştırır. İç mekânlarda simetrik, net ve temiz detaylar önemlidir.
Parlak yüzeyli malzemeler sıkça kullanılır. Altın, krom, gümüş, bronz gibi metal ve metal tonları lüks görünüm için tercih edilir. Ahşapta ise abanoz gibi ender bulunan koyu renkli tonlar tercih edilir. Mermer de bu stilde tasarlanmış mekânlarda çokça kullanılan materyallerdendir. Geometrik desenler iç mekânda ana temayı belirler. Heykeller, hayvan figürleri ve püskül bolca kullanılır. Cesur ifadelere sahip her mobilya art deco stilinde kendine yer bulabilir. Zebra desenli bir duvar kağıdı ya da üzerine tüy işlenmiş kırlentler bu stilde yersiz görünmez. Renk seçimlerinde zengin ve rahatlatıcı tonları seçmek gerekir. Koyu mücevher tonları, akla ilk gelen siyah ve beyaz yerine kullanılırsa mobilya seçimlerinde de daha esnek davranmaya olanak tanır.
Döşemelerde ise tek renkli ve geometrik desenli tekstil ürünleri seçilmelidir. Kadife, şönil gibi parlak ve tok duran iç mekan tekstilleri, ipek karışımlı geniş perdeler, iç mekânda aranan ihtişamlı görüntüyü destekler. Mobilya seçimlerinde ise büyük ölçekli eşyalar tercih edilir. Ahşap üzerine kakma, kadife döşemeler ve geometrik formlar art deco stiline sahip mobilyalarda sıkça görülür. Cam tablalı sehpalar, metal gövdeli konsollar, ahşap kakmalı dolaplar, kristal avizeler bu stilde döşenmiş
bir yaşam alanında görmemiz gereken eşyalardandır. Islak hacimlerde ve mutfaklarda siyah beyaz renkte parlak seramikler kullanırken, yaşama alanları ve yatak
odalarında koyu tonda parlak cilalanmış ahşap zemin tercih etmek doğru olacaktır. Her stilde çok önemli olsa da art deco tarzı bir mekânda üstüne daha çok düşmemiz gereken detaylardan en önemlileri ise aydınlatma armatürleri, kapı kolları, anahtar panelleri, süpürgeliklerdir.
Bu elemanların yüksek kalitede ve özel tasarım ürünlerden seçilmesi mekânın kalitesini yükseltecektir.
Art Deco tarzda döşenmiş bir iç mekânda her parça güçlü bir duruşa ve etkili bir tasarıma sahiptir. Tarih sahnesine aşk, güzellik, zenginlik, lüks içinde yaşama arzusu gibi insani duyguların dışavurumuyla ortaya çıkmış bu stili yaşam alanlarımıza taşımak istememiz oldukça anlaşılır bir durumdur.