2024: Zor Bir Yılın Ardından Umut Veren Ufuklar
2024 yılı, inşaat sektörü için zorlu bir sınav yılı oldu. Ekonomik dalgalanmalar, yüksek enflasyon, artan inşaat maliyetleri ve finansmana erişimde yaşanan güçlükler, sektörün hareket kabiliyetini ciddi şekilde sınırladı. Ayrıca, global resesyon endişeleri ve jeopolitik belirsizlikler de sektördeki yatırım iştahını azalttı. Tüm bu faktörler, yılın ilk üç çeyreğinde konut satışlarında belirgin bir durgunluğa yol açtı. Ancak yılın dördüncü çeyreğiyle birlikte, uzun süredir ertelenen konut taleplerinin kısmen devreye girdiğini ve sınırlı da olsa bir hareketlenmenin başladığını görüyoruz. Özellikle bazı bölgelerde düzenlenen kampanyalar, mevduat faizinin düşüşü ve konut kredi faiz oranlarında yapılan sınırlı iyileştirmeler, alıcıların yeniden harekete geçmesine vesile oldu. Her ne kadar bu hareketlenme, sektörün yaralarını tamamen sarmaya yetmese de, 2025 yılına dair umutların filizlenmesine katkı sağladı.
Kentsel dönüşüm ise bu hareketliliği destekleyen önemli bir dinamik olarak öne çıkıyor. Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede, güvenli ve dayanıklı yapıların inşası hayati bir öneme sahip. 2024 yılında kentsel dönüşüm projelerindeki yavaşlama, finansman sorunları ve bürokratik engellerle sınırlı kalmış olsa da, 2025 yılı bu alanda daha etkin adımların atılacağı bir yıl olabilir. Hızlandırılmış dönüşüm projeleri ve daha erişilebilir finansman modelleriyle kentsel dönüşüm, sektör için hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük fırsatlar barındırıyor.
2025 yılı, birçok açıdan inşaat sektörü için yeni fırsatlar barındırıyor. İç piyasada birikmiş olan konut talebi, alım gücünün kısmen toparlanması ve finansman olanaklarının iyileşmesiyle birlikte daha görünür hale gelebilir. Ayrıca, Türkiye’nin jeopolitik konumu da sektöre önemli fırsatlar sunuyor. Suriye, Irak, Ürdün ve Ukrayna gibi bölgelerde yeniden yapılanma ihtiyacının artacağı öngörülüyor. Bu ülkelerdeki altyapı ve konut ihtiyacı, Türk müteahhitlik sektörünün tecrübesi ve dinamizmi sayesinde önemli projelere kapı aralayabilir.
Elbette bu fırsatları değerlendirebilmek için sektörün bazı yapısal sorunlarının çözülmesi ve finansman mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle geliştirilecek stratejik planlar, 2025’in daha verimli ve hareketli geçmesine olanak sağlayabilir.
2024’ün zorlu koşullarına rağmen yılın son çeyreğindeki hareketlilik, inşaat sektörü için umut verici bir tablo oluşturdu. Kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanacağı, birikmiş taleplerin karşılanacağı ve yurtiçi-yurtdışı pazarlarda yeni fırsatların değerlendirileceği bir 2025 yılı, hepimiz için önemli bir hedef olmalıdır. Sektör temsilcileri olarak bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek, sürdürülebilir ve güvenilir projeler üretmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.