Yalıtım sektörü enerji verimliliğinde stratejik rolde
Konut ve sanayide kullanılan enerjinin büyük bölümü binaların ısıtılması ve soğutulmasında kullanılıyor.
Konut ve sanayide kullanılan enerjinin büyük bölümü binaların ısıtılması ve soğutulmasında kullanılıyor. Dünyada artan çevre felaketleri ve iklim değişikliğinin nedeni olarak fosil yakıtların kullanımı gösteriliyor. Konut ve sanayi yapılarına yapılacak ısı yalıtımı ile küresel ısınmanın azaltılması hedefleniyor. Ayrıca ısı yalıtımıyla enerji tüketimi azaltılarak ekonomik tasarruf da sağlanıyor.Bu kapsamda yalıtım sektörünün Bursa’daki mevcut durumunu ve çalışmaları, sektör temsilcileriyle değerlendirdik.
Hüseyin Kul
Decostar Yönetim Kurulu Başkanı
KONUTLARDAKİ ENERJİ TÜKETİMİ SANAYİDEN FAZLA
Hepimizin yaşam alanı olan binalarımız, ülkemizde üretilen ve ithal edilen toplam enerji miktarının yüzde 40’ını tüketmektedir. Bu tüketimin yüzde 75-80’i binaların ısıtılması ve soğutulması için harcanmaktadır. Özellikle çatı, temel, dış cephe ve pencerelerinde ısı yalıtımı olmayan binalar, yüksek miktarda enerji kaynağı tüketmektedir. Ev ve iş yerlerimizde yaşadığımız ortamı ısıtmak için kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtları kullanmaktayız. Bu yakıtların yanması sonucunda havaya çok miktarda karbondioksit ve kükürtdioksit gibi atık gaz salınımı gerçekleşmektedir. Bu atık gazlar dünya sıcaklığının artmasına ve küresel iklim değişikliklerine neden olmaktadır. Binalarımıza ısı yalıtımı yaptırıldığı takdirde yüzde 50’den fazla enerji tasarrufu sağlamak mümkündür. Bu sayede daha az enerji tüketimi yapılacağından dolayı, dışarıya atılan atık gaz miktarında azalma görülecektir. Dolayısıyla hava kirliliği de azalacaktır. Isı yalıtımı yaptırarak hem ekonomik olarak tasarruf sağlayabilir hem de binalarımızdan kaynaklı havanın ve çevrenin kirlenmesinin önüne geçebiliriz.
Türkiye’de şu anda binalarda tüketilen enerji miktarı, sanayide tüketilen enerji miktarından oldukça yüksek. Ülkemizdeki konut ve hizmet sektöründe kullanılan binalar enerjinin yüzde 39’unu tüketmektedir. Sanayinin enerji tüketiminden aldığı pay ise yüzde 35 düzeyinde bulunuyor. Geçmiş yıllarda yapılan binaların genelde mesken olarak kullanılanların birçoğu ısı yalıtımı yaptırmaktadır. Ancak sanayi yapılarında ısı yalıtımı yaptırma oranı çok düşüktür.
Kentsel dönüşüm fikri yalıtımı engelledi
Türkiye’de ısı yalıtımı amacıyla kullanılan ürünlerin toplam tüketimi 2021 yılında 15.5 milyon metreküpü bulmuştur. Isı yalıtımı pazarında yüzde 10.3 büyüme gerçekleşmiştir. Bursa, birçok alanda Türkiye ortalamasını yansıtan bir şehir olarak aynı oranda ısı yalıtım pazarından da payını almıştır. Özellikle şehrimizde son 4-5 yıldır eski bina sahipleri ve site yönetimleri kentsel dönüşüm fikri ile ısı yalıtım yaptırma düşüncelerini askıya almışlardı. Ancak son dönemde kentsel dönüşümde yaşanan tıkanıklıklar ve yavaşlamanın yanı sıra enerji maliyetlerindeki artış ile birlikte site yönetimlerinin tekrar ısı yalıtımı yaptırma kararları almaya başlamaları sektörde bir hareketlenmeye sebep olmuştur. Pandemi ortamına rağmen sektörümüz 2021 yılını bir önceki yıldan daha başarılı tamamlamıştır ve ekonomik şartların iyileşmesi döviz kurlarındaki duraklama ile bu ivmenin 2022 yılında artarak devam edeceğini öngörmekteyim.
Isı yalıtımı stratejik öneme sahip
Isı yalıtımı sağladığı enerji verimliliği ile dünyanın ve Türkiye’nin geleceği için stratejik öneme sahiptir Ülkemizdeki binaların enerji verimli hale getirilmesiyle her yıl ortalama 8-9 milyar dolar tasarruf sağlama potansiyelimiz var. Avrupa ile ülkemizi kıyaslamamız gerekirse
Türkiye’de ısı yalıtımı malzemesi tüketimi geçen yıl kişi başına 0.21 metreküp oldu. AB ülkelerinde bu rakam 0.52 metreküpü buldu. AB ülkelerinde kişi başına tüketim ülkemizin 2.5 kat üstünde seyrediyor. Bunun en önemli sebeplerinin başında bizim 4 cm civarı kalınlıklarda yalıtım ürünü kullanırken Avrupa’da 15 cm civarı kalınlıklarda ısı yalıtımı ürünü kullanılması gelmektedir.
Nurcan Özdemir
EPSA Yalıtım YK Başkanı
SORUN 2011 ÖNCESİ İMAL EDİLMİŞ BİNALARDA
İklim değişikliğinin temel nedeni insanlığın faaliyetleri sonucu atmosfere saldıkları sera gazlarıdır. Taşıt araçlarından sanayi üretiminde kullanılan fosil bazlı yakıtlara, vahşi çöp depolama alanlarından konutların ısıtma ve soğutulmasında tüketilen enerjiye kadar pek çok faaliyet karbondioksit, metan, hidroflorür karbonlar gibi sera gazı bileşenlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Konut özelinde ele aldığımızda mevsimlere bağlı olarak mekanların ısıtılması, soğutulması ve cihazlarda kullanılmak üzere enerji ihtiyacı kaçınılmazdır. Öncelikle kullanılacak enerji çeşidinin yenilenebilir enerji kaynağı olması tercih edilmelidir. Bir diğer önemli husus ise 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ile zorunlu hale getirilen ve özünde enerji israfını engellemek ve enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak olan uygulamalardır. 2011 yılından bu yana imal edilen yeni binalarda zaten mantolama standart olarak uygulanmaktadır. Kanuna göre bir binanın asgari C sınıfı Enerji Kimlik Belgesi’ne sahip olması gerekiyor ki, bahsettiğim gibi yeni binalarda bu şartlar zaten sağlanıyor. Sorun 2011 öncesi imal edilmiş eski binalarda. Her yılın sonunda yürürlüğe girmesi ertelense de tüm binaların enerji kimlik belgesine sahip olması ve alım-satım, kiralama işlemlerinde bu belgenin ibraz edilmesi şartı aranmaktadır. 2 Mayıs 2007 tarihinde 26510 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında tüm binalarda Enerji Kimlik Belgesi zorunlu hale gelmiştir. Tahminim, 10-15 yıl gibi bir sürede, eskiler de dahil olmak üzere ülkemizdeki tüm binalarda ısı yalıtımı sağlanmış olacaktır.
Enerji Kimlik Belgesi, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna bağlı Binalarda Enerji Performansı yönetmeliğinde tanımlanmış ve 1 Ocak 2011 tarihi itibarı ile 50 metrekare üzerinde inşaat alanına sahip tüm binalara çıkarılması zorunlu hale getirilmiştir. Dolayısıyla aslında ister konut olsun ister ticarethane, 50 metrekarenin üzerinde ise yalıtım yapması gerekmektedir. Elimde istatistiki veri olmamasına karşın mantıksal ve matematiksel olarak konut sayısının ticarethane sayısından fazla olduğu göz önüne alındığında ısı yalıtımının konutlarda daha fazla uygulandığı rahatlıkla söylenebilir.
Isı yalıtımı sektörü büyüyor
Bursa, dinamik ve sürekli büyüyen bir kent. Pandemi ile hızı bir miktar düşmüş olsa da son 10 yılda hem kentsel dönüşüm hem de yeni konut projeleri kapsamında ısı yalıtım süreçlerini hızla hayata geçirmiş bir şehir. Üreticiler ve uygulama firmaları açısından da profesyonel alt yapısı zengin bir yer Bursa. İnşaat sektörünün yeniden hız kazanması ile ısı yalıtımı sektörünün de büyümesini buna paralel olarak sürdüreceğine inanıyorum.
Isı yalıtım projeleri eski binaların mantolama yaptırma konusundaki istekleri, kentsel dönüşüm çalışmaları ve yeni konut projelerinin hayata geçirilmesine bağlı olarak ilerlemesini sürdürecektir. İnşaat maliyetlerinde yaşanan anormal yükselişler, maliyetlerin satış fiyatlarına yansıması, yüksek kredi faizleri, malzemeye ulaşmada yaşanan sorunlar ve kurlarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2021 yılı zor geçti. 2022 için ise henüz önümüzü görebildiğimiz söylenemez. Belki birkaç ay sonra piyasa ve ekonomi daha stabil hale geldiğinde bir öngörüde bulunmak daha sağlıklı olabilir. Şu an 2022’nin 2021’den daha iyi bir yıl olmasını dilemekten başka yapabileceğimiz bir şey yokmuş gibi geliyor bana.
Soner Arslan
Dilek Por Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı
ESKİ BİNALARIN ÇOĞUNDA ISI YALITIMI YOK
Isı yalıtımının en önemli kısmını oluşturan dış cephe ısı yalıtımı (mantolama) gelişmiş ülkelerde 1970’li yıllarda uygulamaya başlanmış, Türkiye ise 1991 yılında ithal ürünlerle dış cephe ısı yalıtım malzemelerini tanımıştır. Yine 1990’lı yılların başında önemli ısı kayıplarının yaşandığı dış cephe doğramalarında ısı cam (çift cam) kullanımı da başlamıştır. İlk yıllarda 3 cm civarında kullanılan ısı yalıtım kalınlığı ilgili standardın (TS 825) uygulanması ve hesaplama kurallarıyla bulunduğu bölgeye göre 8-16 cm kalınlığa kadar ulaşmıştır.
Küresel ısınmanın yapılardaki ısı yalıtım faaliyetleri üzerindeki etkisine baktığımızda; oluşturulan standart (TS 825) ve binalarda enerji performansı yönetmeliği enerji kimlik belgesi düzenlenmesi, bu işin ciddiye alındığı ve çeşitli önlemler alınmaya başladığını gösterir. Bu yönetmeliğe göre 01.01.2011 tarihinden önce ruhsat almış binalar mevcut bina, bu tarihten sonra ruhsat almış binalar yeni bina olarak adlandırılır. Yeni binalar ruhsat aşamasında ve iskan ruhsatı almadan önce enerji kimlik belgesini almak zorundadır. Mevcut binaların ise Mayıs 2020 yılına kadar bu belgeyi alma zorunluluğu vardı. (5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununa göre mesken niteliği taşıyan binaların 2020 yılı Ocak ayı itibarıyla Enerji Kimliği Belgesi alması zorunludur. Bu tarihten sonra EKB almayan yapılar için alım, satım ve kiralama işlemlerini gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır). Burada TS 825 ise bu işin standartlarını, hangi malzemelerle yalıtımın nasıl yapılmasını gösterdiği için yol gösterici olmuştur.
Isı yalıtımı daha çok konutlar için kullanılmaktadır. Tabii ısı yalıtımı sadece mantolama anlamında kullanılmamaktadır. Ticari faaliyet yapan yerlerde tesisatların yalıtımı, kaçakların önlenmesi, daha az enerji ile daha çok verim alınması için bazı tedbirlerin alınması da enerji verimliliği açısından önemlidir.
Pandemi yalıtımı etkiledi
Bursa, Türkiye’de kaçak yapılaşmanın çok olduğu bir şehrimizdir. Bu da getirilen kanunların zor uygulanabildiği ve zor kontrol edilebildiğini göstermektedir. Bursa, özellikle 1990’lı yıllardan 2010 yılına kadar sürekli göç almış ve kent kaçak bir yapılaşma ile karşılaşmıştır. Bu yapıların büyük bir kısmı yalıtımsızdı. Ancak daha sonra şehrin özellikle batı kısmı planlı bir yapılaşmaya gitmiş ve bununla birlikte yapılarda yalıtım başlamıştır. Şu an bu bahsettiğimiz yapılar tamamen yalıtımlı ve eski binaların da bir kısmı yalıtımlıdır. Tabii eski binalarda bir kayıt olmadığından bir rakam vermek yanlış olacaktır. Özellikle 2015-2020 arası bu eski yapıların birçoğunun yalıtımı yapılmış, 2021’in son 6 ayında biraz pahalı olması nedeni ile yavaşlamıştır. 2020 ve 2021 yıllarında pandemiden dolayı eski binaların yalıtımında bir kısım ertelemeler de olmuştur.
2022 yılının ilk 6 ayının yavaş geçmesi, devam eden projelerin bitirilmesi ve eski yapılarda yalıtımın ağır aksak devam etmesi öngörülmektedir. İkinci 6 ay için net olmamakla birlikte küresel olarak bazı iyileşmeler ile birlikte yeni projelerin oluşturulacağı, buna bağlı yalıtımın canlanacağı öngörülmektedir.
Cengiz Eker
İZOMET Yönetim Kurulu Üyesi
YALITIM KONUSUNDA İNSANLAR BİLİNÇLENDİ
Küresel ısınmanın ısı yalıtımı üzerinde çokça etkisinden söz edebiliriz. Sonuç itibarıyla ısınmak veya yaz aylarında serinlemek için kullanılan enerji bir maliyet oluşturuyor. İklim değişikliği bu tüketimin miktarını etkiliyor. Konut ve sanayi yapılarında ısı yalıtımı yapıldıkça doğalgaz ve elektrik kullanımında azalma olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Doğayı ne kadar az kirletirsek, doğalgazı ne kadar az kullanırsak, dünyamızı korumuş oluruz.
1998 yılında bu işe başladığımızda uygulamalar, 500-600 metrekare arasındaydı. Artık insanlar da bilinçlendi. Ses ve ısı yalıtımları arttı. Tabii bunda yeni yapılara ısı yalıtımı zorunluluğunu getiren kanunun da etkisi olduğunu belirtmek lazım.
Isı yalıtımı daha çok konutlarda tercih ediliyor. Yaptığımız projelerin büyük çoğunluğunu konut oluşturuyor. Yeni sanayi yapılarında zaten ısı yalıtımlı ürünler kullanılıyor.
Yalıtım sektörü şu an çok hızlı ilerliyor. İnsanlar yalıtımın neden yapılması gerektiği konusunda daha bilinçli. Biz de daha iyi malzemeyi, daha ekonomik fiyatla nasıl sunabiliriz, bunun hesabını yapmaya odaklandık. Rekabet oldukça artmış durumda. Kurların yükselmesi, pandemi ve diğer etkenlerin de etkisiyle işlerimizde bir düşüş oldu. Ancak yine de iş açısından sıkıntımız yok.
Bursa özelinde 2022’de sanayideki ivme önümüzdeki 3-4 yıl daha devam edecek. Bursa’da yapılan TEKNOSAB ve diğer bölgelerdeki ciddi sanayi yatırımları inşaat sektörüne yarayacak. Bunun dışında konut üretiminde çok talep yok.