Sevilen iki stil: Country ve Neoklasik
Bir mekân tasarlarken, tasarımı yönlendiren en önemli husus, danışanlarımızın beklentisi ve istekleridir. Onları tanımak, isteklerini iyi kavramak ve onlara en uygun stili uygulamak çok önemlidir. Mekânı oturttuğumuz yerleşim planından sonraki ilk adımımız konseptine ve mekânın hangi stilde olacağına karar vermektir. Günümüzde birçok stil kendi başına tercih edilse de, başka tarzların birleşimiyle yeni bir dil de yaratılıp uygulanabilir. Bu tarz birleşimler ve yenilikler sayesinde çeşitlilik ortaya çıkar, biz tasarımcılar da böylelikle zenginleşmiş mekânlar oluşturma şansını yakalamış oluruz.
Gözlemlerim doğrultusunda fark ettiğim, oldukça sevilen ve rağbet gören pek çok stil içerisinden ikisini bu yazımda irdeleyelim istiyorum; “country” ve “neoklasik” stillerini.
Öncelikle “country” stil ile başlayalım. Bu tarzda tasarlanmış bir mekân içinde edineceğimiz ilk izlenim rahatlığı ve doğallığı olacaktır. Malzeme seçimlerinde masif ahşabı en doğal haliyle belki cilasız belki de eskitme tekniğiyle görmemiz mümkündür. Ahşaba, pek çok defa, tuğla ve mat yüzeyli taş dokular eşlik edecektir. Pastoral yaşamın huzurunu vurgulayan büyük yapraklı bitkiler, tel dolaplar, mutfaklarda masif ahşaptan imal edilmiş - güzel porselenleri göz önüne çıkaran- tabaklıklar ve depolamalar; eski ismiyle terek, porselen eviye ve bleu&blanc vazolar, country dediğimizde ilk akla gelen keyifli dokunuşlardan bazılarıdır. Genel olarak yaşam alanlarında aynı bakış açısıyla hareket ederek açıkta bırakılmış ya da ahşapla kaplanmış kirişler, rahat keten döşemelerle kaplanmış geniş kanepelere eşlik eden desenli kırlentler, kendilerine sıkça yer bulur bu tarzda. Ferforje mobilyalar, el yapımı aksesuarlar, cam kapaklı kitaplıklar, antika görünümlü kulplarla, country stili ürettiğimiz mekânlarda yansıtabiliriz. Kır çiçeklerinin ve lavantaların kokusu bu tarz mekânlarda sıkça duyumsanır.
Yatak odalarında da tarzın genelinde olduğu gibi sıcak ahşap tonları kullanabilir veya daha açık kahvelere, bejlere ve beyaz tonlarına ağırlık vererek country stilini ferah bir biçimde uygulayabiliriz. Makrome aksesuarlarla, çizgili ve çiçekli desenlerde üretilmiş tekstil ürünlerinin, rustik perdelerle kullanıldığı country tarzda, genel hatlarıyla günlük ve rahat yaşamın ön planda olduğunu ve çabasız şıklık algısıyla hareket edildiğini söylersek yanlış olmaz. Sıcak ve samimi bir ortam yaratmak isteyenler için doğru tercih bu tarz olacaktır.
Şimdi de neoklasik stili inceleyelim. Bu stilin kökleri Antik Yunan ve Roma dönemine dayanmaktadır. Aşırı süslemeciliğe bir tepki olarak ortaya çıkarak, zarafeti vurgulayan bir tavır sergilemektedir. Modern, minimal bakış açısından farklı olarak klas bir duruş ve mütevazı zenginlikte görünümü hedefler. Simetri ve denge bu stilde önemli yer tutar. Mobilyalarda çok görkemli olmadan kalite ve lüksü hissettirmek önemlidir. Renk olarak daha nötr tonlar; beyaz, gri ve krem tercih edilebilir ancak vurgulanmak istenen kısımlarda siyah, kırmızı, gümüş, altın gibi çarpıcı tonlar kullanılabilir.
Salonlarda şık ve gösterişli stile alternatif, daha sıcak ve elegan bir görünüm sergilemek için idealdir. Mobilyalarda form olarak yalın formlar ağırlıklıyken, döşeme olarak brokar ve kadife tercih edilebilir. Büyük aynalar neoklasik stilin sevilen unsurlarındandır. Duvarlarda dekoratif büyük çerçevelerle kullanabileceğimiz gibi, tavanlarda da aynalara yer verebiliriz. Sanat eserleri her tarzda önem arz eder fakat neoklasik stilde daha bir vurgulanır. Özellikle büstlere, heykellere ve yağlı boya tablolara bu stilde sıkça rastlanır.
Yatak odaları ve diğer yaşam alanlarında da kaliteli döşemelerle bezenmiş oturma elemanları, parlak cilalı ahşap yatak başları, yalın dekoratif ögeler beraberinde kullanılabilir. Kadife döşemelik ve perdeler ile birlikte el dokuma halılarla görünümü zenginleştirebiliriz.
Zemin için genellikle mermer kullanımı ön planda olsa da yatak odalarında daha sıcak bir zemin malzemesine ihtiyaç duymamız olası olduğundan, marküteri parke veya diğer masif parke uygulamaları doğru bir tercih olacaktır.
Mutfaklarda ise, abanoz kaplama ahşapla doğal parlak taşları birleştirebiliriz. Klasik ancak zarif her türlü yaklaşımı, neoklasik stil içinde barındırır. Tavanda dekoratif müdahaleler, sarkıt aydınlatmalar ve altın, gümüş varaklı bitişler dengeli bir biçimde mekânda kullanılabilir. Büyük tornalı ayaklar ve geniş tablaların birleşiminden meydana gelen yemek masalarını tasarıma dahil etmek neoklasik ruhu canlandıracaktır.
Uzun yıllardır bilinen ve zamanlarını aşan bu iki tarzın günümüzde de tercih edilip kullanılmaları bizlere hala sevildiklerini göstermektedir. Mekânlar tasarlanırken bizler için isimleri, usülleri ne olursa olsun en önemlisi; yaşam alanlarımızda konfor bulmak ve yaşadığımız mekânlara kendimizi ait hissetmektir. Bu sebeple nihai seçimlerde benim size önerim, hangi tarz olduğu değil, hangi tarzın size iyi hissettirdiğine göre karar vermeniz olacaktır.