Mudanya’ya değer katıyor : Lik Yapı

Lik Yapı Yön. Krl. Bşk. Mehmet Kurt, Mudanya’da bugüne kadar 2.000 daire yapıp teslim ettiklerini, ayrıca 8 tane de devam eden projelerinin olduğunu belirterek, “Sağlam ve kullanışlı yapıların adresi sloganıyla konut alıcılarına çok çeşitli seçenekler sunabiliyoruz. 36 aya kadar taksit imkanı sunabiliyoruz” dedi.

-Sayın Mehmet Kurt, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bu işe nasıl başladınız?

Trabzonluyum, Karadenizli bir aileden gelmem sebebiyle inşaatçılık babadan kalma bir meslek. Babam ve amcamla birlikte yapı işine Adana ve Mersin bölgelerinde başladık. Daha sonra İstanbul ve Ankara illerimizde devam ettik. 2010 yılından bu yana da Bursa’da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Soyadımız Kurt ancak sülalemizin lakabı Likoğlu’dur. Lik Yapı ismi buradan geliyor. Lik Yapı’dan önce Kurt İnşaat firmamızla faaliyet gösteriyorduk. 2006 yılında da Lik Yapı’yı kurduk ve bu firmamızla devam ediyoruz.

-Bursa’da hangi bölgeleri seçiyorsunuz ve neden bu bölgeleri tercih ediyorsunuz?

Bursa’ya ilk geldiğimde kendime göre bir araştırma yaptım. Beşevler bölgesinde bir arazi buldum ve Misspark Villaları isminde 32 villa yaptım. Daha sonra Bursa’nın denize açılan kapısı Mudanya’da projeler üretmeye başladık. Güzel havası, şehir merkezine kolay ulaşımı, kaliteli bir yaşam imkanı sunması, denize ve İstanbul’a yakınlığı bizi bu bölgeye çekti. Yaptığımız araştırmalara göre havasının astım ve alerji hastalıklarına çok iyi geldiğini öğrendim. Bu bölgenin yatırım için uygun bir bölge olacağını biliyordum ve yatırımlarımızın çoğunu bu bölgede yaptık. O dönemde burada çok fazla proje ve kaliteli yapı yoktu. Vatandaşın bize gerek kat karşılığı gerekse de sıfırdan projelerimize ilgisi büyük oldu. Biz memnun kaldık, projelerimizi satın alanlar memnun kaldı ve bu bölgede devam ettik. Türkiye’nin bir çok bölgesini gezdim. İstanbul, İzmir ve Çanakkale’de, Ankara’da iş yaptım. Bu bölge yaşam için, yatırım için bulunmayacak bir nimet. Buraya Beyaz Bayrak almak için dahi girişimlerimiz oldu. Zeytin ağaçlarının arasında, denin kenarında muhteşem bir yer burası. Bursa merkezine ve İstanbul’a ulaşım çok rahat. Bizler de hak ettiği değeri görmesi için üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Burada yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor. Bu bölgedeki eski binalar olası bir depreme dayanıklı değil. Burada acilen kentsel dönüşüm planlanmalı.

-Şu ana kadar kaç daire inşa ettiniz? Kaç aileyi ev sahibi yaptınız?

Mudanya’da şu ana kadar 2 bine yakın daire yaptık. Bu bölgede aynı zamanda 8 tane devam eden projemiz var. Ayrıca Yunuseli ve Kayapa’da devam eden projelerimiz var. Mudanya bölgesinde hazırladığımız 2-3 projemiz daha var. Bunlarında projeleri ve arsaları hazır.

-Yapımı devam eden kaç projeniz var?

Beştepe Konakları isimli projemiz Mudanya’nın en güzel projelerinden bir tanesi. 160 m2 ölçeğindeki, deniz manzaralı daireleri ile gözde bir projemiz bu. Biz projelerimizde görselliğe ve işlevselliğe çok önem veriyoruz. İkinci olarak ben deprem gerçeğinin hassasiyetle üzerinde duruyorum. Bu konuda sağlamcı olmaya çalışıyorum. Öncelikle kaygan ve bozuk zeminli alanlara proje yapmıyorum. Yeni teknolojiler kullanılıyor olsa dahi mümkün olduğunca bu tür alanlara inşaat yapmıyorum. Benim çocuklarımın biri mühendis biri de mimar. Benim onlara bırakacağım en büyük miras firmamın ismidir. Jeolojik yapı konusunda dikkatli davranıyoruz. Binaların temellerini attıktan sonra kesinlikle su almamalarını sağlayacak yöntemler uyguluyoruz. Bir projeye başlandığında Japonlar önce iç mimariye çalışır. Sonrasında statikle birlikte mimariyi oluşturuyor. Bunun sebebi yerleşimin rahat olması. Bu şekilde perde betonları çok rahat bir şekilde binaların içerisine gizleme şansınız oluyor. Binaları koruyan aslında perde betonlardır. Bu şekilde statikçiniz rahat rahat çalışabiliyor. Biz tamamen teknolojiyi kullanarak deprem yönetmeliğine fazlasıyla uymaya çalışıyoruz. Mümkün olduğunca güney cepheleri, deniz manzaralı bölgeleri ve zemini sağlam olan alanları seçiyoruz. Müşterilerimiz projelerimizin sağlamlığının yanı sıra kullanım rahatlığını görüyor ve bizlere geri dönüyor. Biz yaptığımız her projenin arkasında duruyoruz. Yönetim planını biz yapıyoruz, iskanı alıp teslim edene kadar işimizi bırakmıyoruz. Ayrıca Halitpaşa bölgesinde NTepe projemizde çalışmalarımız sürüyor. Dikilitaş bölgesindeki yüz dairelik projemiz devam ediyor. Yine Seyirtepe’de Likoğlu Prestij adında son bir projemiz var. Aynı zamanda 53 dairelik Likoğlu Plaza projemiz devam ediyor. Yine şehir merkezinde henüz ismini koymadığımız, ruhsatlarını çıkardığımız 20-25 dairelik bir projemiz devam ediyor. Yunuseli’nde 62 daire, 12 dükkanlık bir projemiz var. Önümüzdeki yılın sonunda hemen hemen hepsini tamamlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda Kayapa bölgesindeki projemiz devam ediyor.

-Lik Yapı projeleri hangi gelir sınıfına hitap ediyor?

Lik Yapı’nın projeleri orta gelirli ve bir üstü alıcılara hitap ediyor. Müşterilerimiz bize geldiğinde bizim onlara sunabileceğimiz çok fazla çeşit var. Bizde seçenek fazla. Şirket içi taksitlendirme yapabiliyoruz. Yüzde 20 peşinat verilip, gerisini 24, 30 ay gibi taksit imkanları sunabiliyoruz. Bizde kampanya çoğu zaman oluyor. Şu anda proje alımlarında yüzde 50’ye kadar nakit ödendiği takdirde müşterilerimize kalan ödemeleri için 36 aya kadar taksit imkanı sağlıyoruz. Bu imkanlarımız bütün projelerimiz için geçerli.

-İMSİAD ve farklı STK’larda görevleriniz var. Bu çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Ben şu ana kadar severek yapmayacağım bir işe hiç girişmedim. Çok çalışıyorum, işimi çok takip ediyorum, sonuç odaklı çalışıyorum. İMSİAD’da bir önceki dönemde başkan yardımcısıydım. Şu anda yüksek istişare kurulundayım. İMSİAD’ı çok önemsiyorum. Şu anda Bursa’da yaklaşık 200 üyemiz var. Biz Bursa’yı inşa eden, Bursa’nın inşasını, kentsel dönüşümünü konuşan bir ekibiz. Bu ekipte çok değerli, duayen arkadaşlarımız var. Eksikler, yapılması gerekenler görülüyor, siyasilerle bunlar tartışılabiliyor. İMSİAD’ın çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Ayrıca doğduğum şehrim olan Trabzon’un bir çok hemşehri derneğinde görev yapıyorum. İlaveten Karadeniz’deki 18 ili temsil eden KARADENİZSİAD iş insanları derneğinin ikinci başkanıyım. Bir de Jandarma Asayiş Vakfı’nın yönetim kurulundayım.

-Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok fazla vaktim yok. Her şeyden önce çok çalışıyorum. Takip etmem gereken işler dışında ben bu memlekete ve memleketimin insanına aşığım. Elimden geldiğince herkese yardım etmeye çalışıyorum. Doğduğum şehir olan Trabzon’dan da bağımı koparmıyorum. Tüm bunların dışında kalan zamanlarımda yürüyüş yapmayı ve doğayı çok seviyorum. Kaliteli ve doğal beslenmeye çok dikkat ediyorum.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

2019 Yerel Seçimleri öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ve yüz kadar iş insanının katılımıyla İstanbul’da gerçekleşen bir toplantıda ben de o günkü fikirlerimi anlatmıştım. Kentsel dönüşümün neden ilerlemediğini anlatmıştım orada. Kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilgili bir komisyon kurulması gerektiğini söylemiştim. Bölgesel dinamiklerin içinde olduğu bu komisyon hem mal sahiplerini yönlendirecek hem de müteahhit ile mal sahipleri arasında bir köprü görevi kurarak işi hızlandıracak bir komisyon fikriydi bu. Geçtiğimiz haftalarda çıkan kanunla artık bir komisyonun kurularak, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması kararı çıktı. Türkiye’de 7 milyon yıkılacak bina var. Yakın geçmişte yine bir deprem felaketi yaşadık. Hala daha yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Bizim birinci derecede önceliğimiz bu evler insanlara mezar olmadan yıkıp, bu binalara deprem gerçeğine uygun bir şekilde yeniden inşa etmek olmalı. İlk olarak bu binalar acilen tespit edilmeli. Acil yıkılması gerekenler ilgili bir komisyonun çalışmaları ile bir an önce boşaltılmalı. Olası bir depremde bu evlerin tahliyesinin ne kadar zor olduğunu hep birlikte gördük.