Mudanya'nın çehresi Lik Yapı'yla değişiyor
Mudanya’da konut deyince akla ilk gelen Lik Yapı, son 10 yılda bölgeye kazandırdığı 1500 konutla ilçenin çehresini değiştirdi.
Karadenizli bir aileden gelen ve 2010 yılında Bursa’ya inşaat yapmak için gelip bir daha buradan kopamayan Mehmet Kurt, müteahhitin işi çantasındadır, nerede iyi bir arsa varsa orada yatırım yapar anlayışıyla hareket ediyor.
Son 10 yılda 1500 konut yaptığı Mudanya’yı ‘Doktorların reçeteye yazdığı yer’ olarak tanımlayan ve kıymetinin yeterince anlaşılamadığını ifade eden Kurt, bu güzelliğinin yanı sıra kent merkezinde miadı dolmuş pek çok yapı olduğuna da dikkat çekerek ilçede kentsel dönüşümün bir an önce başlaması gerektiğine vurgu yaptı.
Mehmet Bey, hem sektörde hem de sivil toplum kuruluşlarında oldukça aktifsiniz. Röportajımızın başında sizi kısaca tanımak isteriz? Kimdir Mehmet Kurt? Çalışma hayatınız ne zaman başladı?
Karadenizli bir aileden geliyorum. Genlerimizde inşaat var bizim. Bu işin ustalığında kalfalığında, müteahhitliğinde genelde Karadenizliler var. Babamlar ve amcamlar Adana’da Mersin’de, Ankara’da ve İstanbul’da inşaatlar yaptık. 2010 yılında da inşaat yapmak için Bursa’ya geldim. Müteahhitin işi çantasındadır. Nerede iyi arsa bulursa, nerede iyi satacak yer bulursa orada inşaat yapar.
Mudanya’da konut deyince akla ilk siz geliyorsunuz. Mudanya’da bu kadar çok proje yapmanızın ve bu denli başarılı olmanızın sebebi nedir? Şu ana kadar kaç kişiyi konut sahibi yaptınız?
İlk önce Beşevler’de Misspark Villaları isimli bir proje yaptık. Daha sonra Mudanya’ya geldik. Mudanya, dünyanın sayılı yerlerinden biri. Belki biz bunu yeterince anlatamıyoruz ama bu ilçe, doktorların reçeteye yazdığı nadide bir yer. 3 milyonluk Bursa’nın denize açılan kapısı. Doğası, denizi ve havası ile sağlık açısından da mükemmel bir bölge. Bursa’nın en kolay ulaşılabilir ilçesi ve İstanbul’a da çok yakın. Mudanya’yı çok seviyoruz. Ben 2010’da Mudanya’ya geldiğimde, ilçede sosyal donatısı olmayan, güvenli yapıların az olduğu bir yapılaşma vardı. Yeni projeler neredeyse yok denecek kadar azdı. Biz son 10 yılda yaklaşık 1500 adet konut yaptık. 90 bin nüfusu olan bir yere göre bence çok büyük bir rakam.
Lik yapı nasıl projeleri hayata geçiriyor?
Gayrimenkul hem yaşanabilir olmalı hem de değer kazanmalı. Biz de sattığımız konutların alıcılarına hem konforlu ve güvenlikli bir yapı hem de yatırım amaçlı bir yer alın diyoruz. Biz yaşanabilir, katma değeri yüksek, işlevsellik ve görsellik anlamında aradığını bulan konutlar üretiyoruz. Biz reklamdan ziyade, bir müşteri bize bir müşteri kazandırır mantığıyla hareket ediyoruz. Kısa bir zaman diliminde bugünlere geldiysek müşteri memnuniyetinin bunda payı çok büyük. Bizim sloganımız doğru yer, doğru proje, doğru müteahhit. Bunlar bir arada olursa başarılı olursunuz. Müteahhitlik leke kaldırmaz. Bir yumurta gibidir, kırıldı mı tamiri yoktur.
Bursa ve dolayısıyla Mudanya deprem kuşağında olan yerler. Binlerce kaçak ve riskli yapı stokumuz var. Deprem bölgesinde inşaat yapmak sizi korkutuyor mu?
1999 Marmara Depreminde Mudanya’da ciddi projeler yoktu. Bugün bir müteahhit deprem yönetmeliğine ve şartlara tam anlamıyla uyarsa çok sorun olacağını sanmıyorum. Ben deprem konusunu önemsiyorum ve bina yaparken bu konu üzerinde hassasiyetle duruyorum. Binanın temelinden çatısına kadar her şeyi takip ediyorum. Malzemenin azını değil fazlasını koyan bir adamım. Ben yaptığım işe güveniyorum, binaları sağlam yapan bir firmayım. Yaptığınız konutun sağlamlığı görünen bir şey değil. Orada vicdanınızla başbaşasınız. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Maalesef vatandaşımız daire alırken deprem konusunda bizim kadar hassasiyetle durmuyor. Vatandaş genelde estetik kaygılarla daire alıyor.
Mudanya’da zaman zaman sektörel anlamda pek çok sorunla karşılaşıyor ve bunu da sıkça dillendiriyorsunuz. Mudanya’da inşaat yapmak kolay mı, ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Devletimizin Mudanya’da öngördüğü bir imar var. Biz buna uyuyoruz. İmarla ilgili tartışmalar yapabiliriz ama devletimiz şu an böyle takdir etmiş, biz de buna uymakla yükümlüyüz. Mümkün oldukça doğaya zarar vermeden inşaat yapmaya çalışıyoruz. Konut yaparken sökmek zorunda kaldığımız zeytin ağacı olursa bunları parklarda, bahçelerde ve peyzaj alanlarında değerlendiriyoruz.
Mudanya çok güzel bir ilçe olmasına rağmen kent merkezinde ve hatta sahil bölgesinde pek çok eski yapısıyla da dikkat çekiyor. Mudanya’da da kentsel dönüşüm gerekli mi? Sizin gelecekte bunla ilgili projeleriniz olacak mı?
Mudanya’da şu an imar alanlarının tamamı bitti. Çok acilen Mudanya’da kentsel dönüşümün başlaması lazım. Şu an dünyayla birlikte bulaşıcı bir hastalıkla boğuşuyoruz ama deprem bundan daha tehlikeli. Mudanya, kentsel dönüşüm anlamında birçok yerden çok daha önemli ve daha kolay dönüşüm yapılabilecek bir yer. Çünkü burası bir sahil kenti. Biz Mudanya’nın sadece kentsel dönüşümüne değil her şeyine talibiz.
İnşaat sektörü açısından 2020 nasıl geçti ve 2021’den beklentileriniz nelerdir?
2020 yılında konut kredi faizlerindeki indirim tarihi bir fırsattı. Sektörde uzunca bir yıldır kriz var. 15 Temmuz oldu, Rusya krizi oldu, dövizde ani artışlar yaşandı ve en son pandemi oldu. Aradaki ufak tefek sorunları saymıyorum bile. Bu süreçte ‘yap-sat’ mantığı biraz sat-yap mantığına döndü. Şu an inşaat malzemelerinde yaklaşık yüzde 80 civarında zam var. Müteahhit 100 daire yapabildiği bir arsada şimdi 80 daire yapabiliyor. Bugün alınan daire fiyatlarına 2021’in sonlarına doğru daireler alınamayacak. 2021’in ne olacağı şu an belirsiz. Her şey pandeminin seyrine bağlı.
İnşaatın 250 alt yüklenicisi var. Dolayısıyla kerestecisi de perdecisi de çimentocusu da kazanıyor. Herkes çocuğunu evlendirirken bir ev almak zorunda. Özellikle pandemi döneminde ‘evde kal’ kampanyaları yaptık. Herkes bu süreçte eviyle yüzleşti. Evinin artılarını ve eksilerini görmüş oldu. Eskiden bahçe dairesinde oturmam diyordu insanlar ama şu anda inanılmaz ilgi görüyor. Sosyal donatısı olan, yürüyüş parkuru havuzu, vakit geçirebileceği yerleri bünyesinde barındıran evlerin ne kadar kıymetli olduğu anlaşıldı.
Aile şirketlerinin ülkemizde ömrü çok uzun olmayabiliyor. Aile şirketleri olarak kurumsal yapınızı nasıl sağlıyorsunuz?
Kendimize göre değişmeyen bir takım kurallarımız var. Uzun yıllardır çalıştığımız kişi ve kurumlar var. İtibar bizim için önemli, markamıza ve kişiliğimizi leke getirecek hiçbir şey yapmamak bizim en büyük arzumuz. Kurumsallaşmak inşaat şirketlerinde belki daha zor oluyor, aile şirketleri bizim sektörümüzde daha başarılı oluyor. Çıtayı her zaman yükselterek yolumuza devam edeceğiz.
Gelecekte sizi farklı sektörlerde de görecek miyiz?
Ben inşaatı çok seviyorum. Ben ikinci kuşağım, benden sonraki üçüncü kuşağa bu işi devretmek arzusundayım. Oğlum inşaat mühendisi. Şu an Muğla’da şantiyemizin başında. Şu an elimizde pek çok arsa stoku var. İnşaatta devam etmek istiyoruz.
İMSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorsunuz. Derneğin faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İMSİAD Bursa’nın en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri. Sorunlarımızı gerek yerel yöneticiler nezdinde gerekse de Bakanlık nezdinde dile getiriyoruz. İyi çalıştığımızı düşünüyorum. Gündeme taşıdıklarımız her zaman kabul görmeyebiliyor ama önemli olan sektörün sorunlarını konuşmak ve gündeme getirmek. Pandemi nedeniyle çok bir araya gelemesek de online olarak sürekli iletişim halindeyiz ve sektörün mevcut durumunu konuşuyoruz. Dernekçilik zor ve çok vakit alıyor ama biz bunu severek yapıyoruz. Bir nevi sektöre hizmet ettiğimizi düşünüyoruz böylece.