Dünya kırmızı alarm veriyor
“Sektörün Kilit Taşları”nda bu ay : Peyzaj Mimarlar Odası
Röportaj: İsmail Hakkı Yoğurtçu
Akademik odaların ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını ele aldığımız “Sektörün Kilit Taşları” yazı dizimizde bu ay TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi’ne konuk olduk. Şube Başkanı Eda Demir ve Yönetim Kurulu üyeleri, çalışma ve projelerini gazetemize anlattı.
Şehirlerin sağlıklı büyümesi, yaşanan afetler ve iklim değişikliği krizinin çözümünün meslek disiplinlerinden geçtiğini anlatan Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Yöneticileri, “Yeşil Bursa”nın hakkını verebilmek için ilgili tüm kesimlerin daha etkin bir iş birliği sergilemesi çağrısında bulundu.
Eda Demir / Yön. Krl. Bşk.
Biz yola çıkarken öncelikle meslektaşlarımız arasındaki birlikteliği pekiştirmeyi hedefledik. Hep birlikte mesleki disiplinimizin gerektirdiği sorumluluğu dile getirmek ve Bursamız adına gerekli çalışmaları yapabilmeyi hedefledik. Şu anda bu konuda iyi gittiğimizi düşünüyorum.
“Dünya kırmızı alarm veriyor”
Oda olarak ülkemizde ev sahipliğini yaptığımız uluslararası anlamdaki IFLA Kongresi İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu programın özetinde dünya kırmızı alarm veriyor dedik aslında. Dünya genelinde 80 ülkeden akademisyenler, peyzaj işi ile uğraşanlar ve ülkemizden katılımcılar orada bilimsel çalışmalara imza attı. En önemli başlıklarımızdan biri iklim krizi ve kırmızı alarm veren kent yapıları. Bursamız özelinde de büyükşehir belediyemiz ve diğer belediyelerle bu konuda dirsek temaslarımızla faydalı çalışmalar ortaya çıkarıyoruz, çıkarmaya da devam edeceğiz.
“Krizleri meslek disiplinimizle önleyebiliriz”
Peyzaj mimarlığı, eski bir meslek disiplini. 1966 yılında bu konuda dernek statüsünde bir oluşum kurulmuş ve 1994 yılından bu yana Peyzaj Mimarları Odası faaliyet gösteriyor. Yani otuz yıldır mesleki anlamda öğrenci yetiştiren, üreten bir alan. Mimarlık alanı yapı, peyzaj ve iç mimarlık olarak üç bölüme ayrılıyor. Bu, iki yıl önce meclisten geçen önemli bir karardı. Peyzaj mimarlığı çok üst planlardan alt ölçeklere kadar çalışan ve aslında tüm meslek disiplinleri ile entegre çalışması gereken bir alan. Çok geniş bir alanımız var. Bu önemli disiplinin bir meslek yasası olması gerekiyor. Tüm branşların birbirlerinden belirli sınırlarla ayrılması gerekiyor. Odamız da üç yıl önce bu konudaki çalışmalara başladı. Meslek yasası ile birlikte peyzaj mimarlığının daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Yakın geçmişte yaşadığımız pandemi, deprem gibi olumsuzluklar ve iklim krizleri gündeminden sonra mesleğimizin değerinin arttıracağını düşünüyorum. Oda olarak bu konularda çok faydalı akademik yayınlar hazırlıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyemizle de birlikte de önemli projeler yürütüyoruz.
Nurgül Tırpan / Sayman
Şehrimiz, Yeşil Bursa olarak anılıyor ancak peyzaj mimarları biraz daha söz sahibi olursa bu yeşil alanların daha sürdürülebilir olması, ekolojik dengeyi bozmadan gelişebilmesi sağlanabilir. Bursa’da peyzaj alanlarımız var ancak peyzaj mimarlarının yapmadığı alanlar var. Bu alanların tasarımına peyzaj mimarları katıldığında daha iyi sonuçlar elde edilebilecektir. Bir de peyzaj mimarlığı denilince akla hep yeşil alanlar geliyor ancak yapısal peyzaj alanımız da mevcut. Örneğin bir meydan tasarımında yalnızca yeşil alanlar değil oradaki sert zeminlerde bizim meslek alanımıza giriyor. Oyun alanları da bizim alanımıza giriyor. Tüm bunlar peyzaj mimarlığı gözünden yapıldığında ortaya daha güzel işler çıkıyor. Kentlerimizin önemli sorunlarından olan çarpık yapılaşma konusunda da peyzaj mimarlığı disiplini ile birlikte çalışmanın daha iyi sonuçlar getireceğini düşünüyorum.
Duygu Tangüler / Yön. Kur. Üyesi
Her yerel yönetici bir krizin yaklaştığının farkında ve bu krizlere karşı çözüm yolları üretenler olarak biz yanlarındayız. Bu anlamda yerel yöneticilerimiz bizlerle diyalog içerisinde olmayı önemsiyor ve bu diyalogları geliştiriyorlar. Yalnızca küresel iklim değişikliği değil kaçak ve çarpık yapılaşma, yeşil alanların uygunsuz kullanımı gibi sorunlarımız da var. Aynı zamanda yerel yönetimlerin bir çoğunda hali hazırda çalışan meslektaşlarımız var. Onlarla da diyaloglarımızı sürdürüyoruz. Böylelikle yerel yönetimlerle ortaklaşa iş yapmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda TİP İmar Yönetmeliği’nde, ruhsatlarda peyzaj ruhsatının zorunlu olması ile birlikte yerel yönetimler meslek dalımızın her alanında varlar ve diyaloglarımız çok iyi ve daha da gelişeceğini düşünüyorum.
Huriye Çalışkan Mimarlar / Yön. Kur. Üyesi
Kentleşme aslında sanayi devrimi ile birlikte başlıyor. 18. yüzyıldan bu yana aslında insanların ilk ihtiyaç duydukları şey peyzaj planlamaları. Şu anda yapılaşmalar, mesleğimizi çok kısıtlayıcı boyutlarda. Şu anda bahsettiğimiz krizlerle baş başa kalmamızın sebebi aslında ekosistemin bir bütün olduğunu unutup, parça parça çözümler üretmeye çalışmamızdan kaynaklanıyor. Kentler büyüyor, birleşiyor ve artık mega kentlerden bahsediyoruz. Artık kentlerin sağlıklı bir şekilde küçülmesi gerektiği yönünde görüşler var. Artık kompakt, yürünebilir, akıllı şehirler gibi çeşitli kavramlar dile getirilmeye başlandı ama kavramlar uygulamada maalesef yer bulamayabiliyor. İşte akademi ile uygulayıcılar arasındaki bağlantı burada çok önemli. Bu noktada Bursa’da yeni yapılan yerlerde peyzaj mimarlarımız işin içine sokulmaya başlandı. Bu anlamda bitki kullanımlarını ihtiyaçlara göre seçmek, yerel bitkilerden faydalanmak ve daha bütüncül, habitatı korumayı öncelik alan planlamalar yapmak mesleğimizi daha öne çıkaracak ve şehrimize daha faydalı olacaktır.