Bursa’nın Marka Projesi: “Vera Türkün Evleri”
Yaptığı projelerle adından söz ettiren, yerelde ve ulusalda hep büyük projelerin içerisinde yer alan Göler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Göler, yeni projesi Vera Türkün Evleri ile farkını ortaya koyuyor.
Röportaj: Cüneyt ALKIŞ
Bursa inşaat sektörünün yanı sıra sosyal hayatta ve sivil toplum kuruluşlarında oldukça aktif olan İnşaat Mühendisi Nurettin Göler, 30 yılı aşkın süredir inşaat sektöründe hep dikkat çekici ve sıradan olmayan projeler üretti. Son olarak İstanbul Havalimanı ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi gibi özel ve dev projelerde yer alan Göler, buralarda gösterdiği başarıyla TOGG fabrikasının yapımında en büyük yüklenici firma olarak boy gösteriyor.
İstanbul Caddesi üzerinde faaliyete geçirdiği, dünyanın sayılı projelerinden biri olarak gösterilen, binlerce ağaç ve bitkinin yer aldığı dikey orman görüntüsü veren Hitit Natural Ofis projesiyle de farkını ortaya koyan Göler, şimdi ise bu anlayışını ve tecrübesini Bademli’de Vera Türkün Evleri ile yansıtacak.
Konut projelerinin ilk göz ağrısı olduğunu vurgulayan Göler, her zaman iyi ve büyük projelerin içerisinde olduğunu ifade etti. Vera Türkün Evleri’nde 18 adet bağımsız yapı olduğunu söyleyen Göler, “Projemizde 6 tane çok özel villa, 12 tane de 400 m2’lik bahçeli evler var. Arazimiz 14 bin m2. Yerimizin bir özelliği de meşe ormanı içerisinde olması. Hiçbir evin manzarası birbirini kesmiyor. Temelini attık, 1-2 ay içerisinde örnek dairelerimiz de oluşacak. 2022’nin baharında teslim etmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
İşçi bir ailenin çocuğu olarak ODTÜ’de İnşaat Mühendisliği tahsilini derecelerle bitiren ve iş hayatına 1989 yılında Göler İnşaat’ı kurarak başlayan Göler, yer aldığı sivil toplum kuruluşlarıyla da topluma faydalı olmaya çalışıyor. ‘İnsanlar ülkesinin kendisine verdiklerini ödemek zorundadır’ diyen Göler, bunun bir iş değil, bir hizmet ve görev olduğunun altını çiziyor.
Başarılı iş insanı Nurettin Göler, Vera Türkün Evleri başta olmak üzere yerelde ve ulusalda yaptığı projelerin yanı sıra, kendi hayatına dair anekdotları, inşaat sektörünün son durumunu ve hayata bakış açısını Konut ve Yapı Gazetesi’ne anlattı.
Nurettin Bey merhaba. Hem sektörde hem de sivil toplum kuruluşlarında aktif birisiniz. Röportajımızın başında sizi kısaca tanımak isteriz?
1964 Bursa doğumluyum. Ailem 1951’de Bulgaristan’dan göç etmiş. 2 erkek 1 kız olmak üzere 3 çocuğum var. İlkokul, ortaokul ve liseyi Bursa’da okudum. Bursa Erkek Lisesi mezunuyum. Üniversiteyi ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okudum. Çalışma hayatıma ODTÜ’de okurken 3. sınıfta başladım. Bazen güzel bazen zor günlerimiz geçti ama başarılı bir öğrencilik yaptım. 2 dönem okulda şeref listesine girmek nasip oldu. Şunu da gururla söylemek isterim ki ODTÜ tarihinde beton dersinden 100 üzerinden 100 alan tek öğrenciyim. Derslerin yanı sıra sportif faaliyetlerde de bulundum. Masa tenisi takımındaydım. Bunun için de çeşitli belgeler ve şiltler aldım.
Üniversite’de okurken akşamları müşavirlik firmasında çalışmaya başladım. Üniversite’yi bitirdikten sonra Kaya Holding, Bursa Şantiyesine geldim. Bir yıl burada çalıştıktan sonra askerlik hizmeti yapmaya gittim. Hayalimde hep kendi işimi yapmak vardı. 1989 yılında Göler İnşaat firmamı kurdum ve inşaat malzemeleri satarak, yap satla işe başladık. Burgaz’da denize sıfır pek çok projeler yaptım. Depreme kadar Bursa’nın değişik yerlerinde konut projeleri yaptık, 1994 senesinde ise Fistaş’ın fabrika inşaatlarını yapıyorduk. Deprem yeni bir başlangıç noktası oldu. Depremden sonra biraz daha fabrika inşaatlarına yöneldik. Üniversitede de çelik konusunda uzmanlığım vardı ve çelik firması kurup fabrika inşaatlarına ağırlık vermeye başladık. Bu konuda da Bursa’da ön ayak olduk.
İnsanlar ülkesinin kendine verdiklerini ödemek zorundadır. Bu siyasetle olur, sivil toplum kuruluşlarıyla olur. Bu bir iş değildir, hizmettir, görevdir. İnsanlar belli bir ekonomik rahatlığa kavuştuktan sonra ülkesinin kendisine verdiğini borç kabul edip, farklı kademelerde yer alarak ödemek gerekiyor. Ben de buradan hareketle bir dönem siyasetin içerisinde bulundum. STK’larda çok aktif yer aldım hala da alıyorum. BALKANTÜRKSİAD, Balkantürk Eğitim Vakfı, ODTÜ Mezunlar Derneği, Bursa Erkek Lisesi Mezunlar Derneği gibi yerlerde topluma faydalı olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Göler Holding’ten bahseder misiniz? Bünyenizde hangi firmalar var? Hangi sektörlerde faaliyetler gösteriyorsunuz?
Kızım mimar, oğullarımdan biri inşaat mühendisi, diğeri sosyal medya reklamcılığında uzman. İkinci nesle bir şeyler hazırlamak için kurumsallaşmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de bu zor ama bunun temellerini şimdiden atmaya başladık. 2021 yılının başlarıyla birlikte Göler Holding’i kurduk ve çatısı altında, tarım, turizm, yazılım, inşaat dallarında firmalar yer alıyor. Bunların içerisinde yıllardan beri olan Çaba Yapı ve Göler İnşaat yanı sıra farklı sektörleri de kapsayacak şekilde Vera Mimarlık, ÇBD Turizm, CNR Tarım ve Hayvancılık ve Rakip Reklam ve Medya Hizmetleri de yer alıyor. Kurumsallaşmaya çalışıyoruz. Bu firmaların bazıları aktif, birkaç dalda daha yatırımımız olacak. Örneğin eğitime çok önem veriyorum. Göler Eğitim A.Ş.’yi de kurduk. Ticari bir kurum olmayacak burası, daha önce de eğitimle ilgili projelerim vardı, bu projelerimi Göler Eğitim A.Ş.’de hayata geçirip ülkemize iyi nesiller yetiştirmeye çalışacağım. Bu proje belki zamanla Vakfa da dönüşebilir.
Bugüne kadar hem sanayi hem iş merkezi hem de konut inşaatlarında önemli projelere imza attınız? İstanbul Havalimanı’nda çalışmalar yaptınız. TOGG Gemlik Fabrikası’nda da önemli inşaat işlerini üstlenmiş durumdasınız. Bu anlamda şu ana kadar bitirdiğiniz projelerden bahseder misiniz?
Holding bünyesinde yer alan Çaba Yapı, Türkiye’de yapılan ilk üç büyük projenin içerisinde yer aldı. Bunlardan birincisi olan İstanbul Havalimanı’nın, ilk günkü çamur halinden son açılışına kadar orada olduk. Burada dünyanın en büyük otoparkı olan otopark binasının yarısını biz yaptık. İşimizi iyi yaptığımızdan dolayı yapımcı firma bize terminal binasından da büyük bir bölüm verdi. Sonra da plaza binası ve büyük tüneller yaptık. Yapımı uzun yıllar sürecek bu dev tesisi Türk insanı büyük bir destan yazarak 3 senede bitirdi. Böyle büyük bir işin içinde bulunmak bize hem gurur verdi hem de çok ciddi bir tecrübe kazandırdı. Burası benim ikinci okulum oldu. Daha sonra Türkiye’nin en büyük sağlık tesislerinden biri olan İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin projesinde yer aldık. Son olarak TOGG’da hizmete başladık. Şu an TOGG’un en büyük müteahhidiyiz. Orada altyapıdan üstyapıya kadar üstlendiğimiz birçok bina var. Bu da bize ayrı ve büyük bir gurur kaynağı. Bunun dışında Türkiye’nin sayılı firmalarından Kütahya Seramik, Eti, Elektroteks, Türkün Holding gibi kurumların da inşaat partnerleriyiz. Bünyemizdeki çelik ve prefabrik üretim tesisleriyle bir entegre inşaat firmasıyız. Altyapıdan üst yapıya kadar, dışarıdan hizmet almadan kendi üretimlerimizi yapan bir özelliğimiz var. Ülkemizin geleceğinden çok umutluyuz, fabrika yatırımlarının daha da büyüyeceğini düşünüyoruz ve biz de buna hazırlık yaptık, kapasitelerimizi büyüttük.
Gelecek dönemde yapmayı planladığınız projeler de vardır sanırım, bunlardan bir tanesinin de Vera Türkün Evleri olduğunu öğrendik. Bu yeni konut projeniz hakkında bilgi rica edebilir miyiz?
Her zaman iyi ve büyük projelerde olmak istiyoruz. Ne yaparsak en iyisini yapmaya ve farklı yapmaya çalışıyoruz. Konut benim ilk göz ağrım. 90’lı yıllarda binlerce konut yaptım. Ve genelde hepsi farklıydı, beğenilir beğenilmez o ayrı ama hiçbir zaman sıradan iş yapmadım. Daha önce Bademli’de çok proje yaptık. Yine değişik projeler ararken Bademli’de güzel bir yer nasip oldu. Burada yaklaşık 1,5 yıldır çalışılan taslak bir proje vardı. Biz burayı aldık ve buraya Vera Türkün Evleri isimli güzel bir proje yapacağız. Büyük metrajlara sahip, özel havuzları olan, özel hizmetli evi olan, kileri olan, özel otoparkları olan bir proje.
Çok uzun yıllardır Türkün Holding’in inşaat tedarikçisiyiz. Bu yeri Bursa’mızın değerli iş insanı olan Erol Türkün kendisi yapmak için dizayn etmiş, mimarlara çizdirmiş. Ancak kendi sektörüyle ilgili yatırımlarına devam edeceğini söyledi ve projeyi bize bıraktı. Ben de bu projeye kendisinin ismini vermek istedim. Sağ olsun Erol Bey de uygun gördü. Erol Türkün gibi değerli bir sanayicimizin ismine yakışır bir projeyi hayata geçireceğiz.
Vera Türkün Evleri nerede yapılıyor, kimlere hitap edecek, ne zaman bitirmeyi planlıyorsunuz?
Bu projede toplamda 18 adet bağımsız olmak üzere iki tip yapı var. Bir tanesi bahçe hariç 400m2, tek katta yaşama sahip 12 adet ev. Diğeri ise toplamda 1000 m2 kullanım alanı olan 2 katlı villa. Arazimiz 14 bin m2. Yerimizin bir özelliği de meşe ormanı içerisinde olması. Hiçbir evin manzarası birbirini kesmiyor. Temelini attık, 1-2 ay içerisinde örnek dairelerimiz de oluşacak. Bu evler, çok çalışıp bu çalışmanın karşılığında kaliteli ve mutlu bir yaşam isteyenlere hitap ediyor. 2022’nin baharında teslim etmeyi planlıyoruz.
Siz daha önce tamamladığınız Natural Ofis projenizde dikey orman örneği sergilemiştiniz. Şimdi de Vera Türkün Evleri projenizde farklı bir otopark uygulaması olduğunu da öğrendik. Bu farklı uygulamaları nasıl projelendiriyorsunuz?
Hitit Natural Ofis, dünyada sayılı projelerden biri oldu. Yüzlerce ağacın, binlerce bitkinin olduğu bir bina. 7. Katında 900m2 bahçesi olan ve oksijen üreten bir bina oldu orası. Biz bu tip sıra dışı işler yaparken hiçbir zaman maddi kaygı içerisinde olmadık. Bu tip projeler geç oluyor, zahmeti bol oluyor ama ortaya çıkan yapıyı görünce mutlu oluyoruz, insanlarımızın ilgisi ve merakı da mutluluğumuzu artırıyor. Vera Türkün Evleri’nde de farklılık anlayışımıza uygun birtakım dokunuşlarımız var. Örneğin her bir villanın 10 arabaya yakın kapalı otoparkı var. Site içerisinde bir Bursa mahallesi yarattık. Araç trafiği arazinin altında. Burada otoparkınızdan asansörlerle evinizin içine kadar çıkabileceğiniz bir konsept yarattık.
Bir inşaat mühendisi olarak konut açısından değerlendirdiğinizde doğru bir proje nasıl olmalıdır?
Genelde konut fazlalığı olduğu söylenir ama ben buna katılmıyorum, çok konut eksiğimiz var. Gece 12 olduğunda kimse sokakta yatmıyor, herkes evine giriyor çok şükür ama hangi eve giriyor, bunu düşünmeliyiz. Allah korusun deprem gerçeğimiz var. Deprem riskinin çok olduğu evler bunların çoğu. Bursa’da yeni konutlara ve pek çok konutun da yenilenmesine ihtiyaç var.
Kullanışlı, ihtiyaca göre ev yapmak gerekiyor. Kullanılmayacak metrekarelerde ev almamak gerekiyor. Ve en önemlisi fiyat politikasının çok iyi olması gerekiyor. Ben hiçbir zaman için konutta satış krizi olduğuna inanmadım, çünkü fiyat krizi var. Arsalarımız çok pahalı. İnşaatın maliyetini en çok arttıran detay arsa maliyeti. Böyle olunca da müteahhitler, fiyatları yükseltmek zorunda kalıyorlar, sonra da satarken birtakım zorluklar çıkabiliyor. Uygun maliyetlere konut yapıldığı zaman kesinlikle satış sıkıntısı olmaz.
İyi proje her zaman satar ve bölgesini de değerlendirir, güzelleştirir. Bursa’nın ilk rezidansını biz yaptık, 15300 MISIA projesi. Bu projenin öncesinde o bölge hafriyatçıların olduğu âtıl bir bölgeydi ama şimdi nasıl olduğunu görüyorsunuz. Siz en yıkık bir bölgeye güzel bir bina yaparsanız o dalga dalga yayılır. Suya taş atmak gibidir. Ama siz o bölgeye sıradan bir bina yaparsanız orası sıradan binalarla devam eder. Ve gelişemez. Henüz gelişmemiş bir bölgeye böyle önemli projeler yapmak bazıları tarafından bir risk olarak görülebilir ama zaten hayat bir risktir. Biz mühendislerin işi de riskleri sigorta etmektir. Sigorta ise güzel proje yapmaktır.