Bursa Çimento’dan Türkiye’de bir ilk
Konut ve Yapı Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli, Bursa Çimento’nun pandemi süresince uyguladığı başarılı işler neticesinde, “TSE COVİD-19 GÜVENLİ ÜRETİM BELGESİ” almaya hak kazandığını ifade etti.
Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve kısa zamanda tüm dünyayı etkisi altına COVID-19 pandemisi, iş yapış şekillerinden, şirket hedeflerine kadar birçok konuda değişim yaşattı. Bazı firmalar bu süreçten alnının akıyla çıkarken bazı firmalar da oldukça sıkıntılı günler geçirdi.
Bursa Çimento da bu süreçte uyguladığı kurallar ve ilk günden bu yana aldığı tedbirlerle pandemi döneminde başarılı olan kurumlardan biri oldu. Online görüşme yaptığımız Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli, pandemi sürecinde yaptıkları uygulamalardan, salgın sürecindeki iş yapış şekillerine, dijital dünyanın gelişiminden kentsel dönüşüme kadar pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Bursa Çimento tesislerinde sosyal mesafeyi koruma ve dezenfeksiyon anlamında birçok tedbir alındığını ve ilk andan itibaren uygulandığına dikkat çeken Nemli, “Home ofis çalışma bizim için çok mümkün değildi. Ama az da olsa beyaz yaka arkadaşlarımızın bir kısmı bu şekilde çalıştılar. Kantinlerimizde ya da yemek yenilen alanlarda kumanyaya döndük. Masalardaki sandalye sayılarını azalttık. 2 metre kuralına dikkat ettik. Çok sayıda tedbir aldık ve bunlarda başarılı olduğumuza inanıyoruz. Bu tedbirleri ilk vaka ile birlikte aldık ve sürdürüyoruz. Bu tedbirler sayesinde TSE tarafından açıklanan “TSE COVİD-19 GÜVENLİ ÜRETİM BELGESİ” için başvuruda bulunan ve denetime giren ilk sanayi kuruluşu olduk. Denetimimizde başarılı geçti ve bu belgeyi alan ilk sanayi kuruluşu olacağız” diye konuştu.
BAZEN ÇALIŞMA YÖNTEMİ DEĞİŞTİRMEK DE YENİLENMEKTİR
Kendilerini çağın gereklerine uygun şekilde yenilemeyen şirketlerin kaybetmeye mahkûm olduğunu belirten Osman Nemli, Bursa Çimento’nun her koşulda hem teknolojisini hem mantalitesini hem de çalışma yöntemini yenilediğini hatırlattı. Nemli, “Salgın süreci bitsin, bitmesin biz, bu süreç içinde dahi yenilenmeye devam ediyoruz. Bu, her zaman büyük yatırımlar olmuyor. Bazen çalışma yönteminizi değiştirmek de buna örnek olabilir” dedi.
DİJİTAL DÜNYANIN ÖNEMİ ANLAŞILDI
Şu sıralarda odaklanılan konunun çalışma yöntemleri olduğunu hatırlatan Nemli, “Kısmet olursa zaman içinde teknolojik yatırımlara ağırlık vereceğiz. Teknolojik yatırımların bir kısmı çevresel faktörler, bir kısmı da maliyet odaklı olacak. Bu planlarımız var. Elimizde çok sayıda senaryo var. Sürece bakarak karar vereceğimiz şeyler bunlar. Pandeminin bize öğrettiği en önemli şeylerden bir tanesi dijital dünyanın ve internetin ne kadar önemli olduğu. Aslında bu şirketler için de önemli. Bizim parça parça birçok yatırımımız var. Türkiye’nin sayılı otomatik laboratuvar sistemlerine sahip şirketlerinden birisiyiz. Tamamen bilgisayar tarafından kontrol edilen üretim hatlarına sahibiz. Operatörün olmadığı hatlar bunlar. Bunların entegrasyon meselesi var bir de. Yavaş yavaş bu noktada da büyüyoruz” şeklinde konuştu.
İHRACATTA ARTIŞ DEVAM EDİYOR
Yurtdışına yapılan ihracatta sıçramanın sürdüğüne vurgu yapan Genel Müdür Osman Nemli, “Bu daha çok ihracat pazarlarımızı büyütmekten geliyor. Sonuçta bizim ihracat yaptığımız 4-5 bölge var. O bölgelerde de salgın etkisi hissedildi. Hastalığın çıkış dönemine bağlı olarak etkiler değişti. İnşaat işleri orada da ülkemizdeki gibi devam etti ama çoğunluğunda yeni başlayan inşaat yoktu. İhracat pazarlarımızın kendi içinde nakit döngüsünde sıkıntılar oluşabiliyor. İhracat yaptığımız pazarlarda toplam tüketimi belli gecikmeyle takip ediyoruz. Ödeme bazında takip edemiyoruz. Ödeme bazında da bizim müşterilerimize yapılan ödemeler bazında takip ediyoruz. İlişkilerimizden ihracat pazarlarındaki durumların birbirine paralellik arz ettiğini görüyoruz” diye konuştu.
DÖNÜŞÜMDE ADA BAZLI ÇÖZÜM
“Sağlık her şeyden önce geliyor. Deprem bu ülkenin gerçeği ve bununla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor” diyen Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Yeni yapılan yönetmelikler çerçevesinde artık bu saatten sonra yeni yapılan inşaatlarımız belli bir kaliteye ulaştı. Kalite ve kontrolden taviz vermemek gerekiyor. Geçmişe dönük, göreceli, sağlamlığı konusunda tereddütlerimiz olan yapılarla ilgili olarak; kentsel dönüşüm tek şart. Başka çaresi yok bu işin. Ama sıkıntı şu oldu. Bina bazlı uygulamalar bu işin hakkıyla yapılmasının önündeki engel oldu. Binalar yenilendi ama yandaki bina yine aynı. Bu işin çözümü ada bazlıdan geçiyor. Belediyeler bununla ilgili uğraşıyorlar. Özellikle belli mahallelerde belli adalarda yüzlerce sahip var. Burayı dönüştürmek istediğinizde birçok kişiyle muhatap oluyorsunuz. Bir kişi itiraz etse süreç duruyor. Zor bir süreç. İnşaat yapan herkes ticari gelir elde etmek için yapıyor bu işi. Müteahhit sadece hayır için inşaat yapmaz. Geçmişte uygulanan emsal artışları şehrin batısında ciddi artı da yarattı. Başka şehirlerdeki kentsel dönüşüm uygulamalarında kentsel dönüşüme giren bina sahipleri binalarının yenilenmesi karşılığında üzerlerine para veriyordu. Burada üzerine para alınan uygulamalar bile oldu. Doğuya doğru geldiğimizde bu oluşmakta zorlanıyor. Doğunun tek problemi bu değil. Tapular küçülüyor, birleşerek yapılmak mümkün oluyor ancak bunu yapmak çok zahmetli. 20 metrekare dahi yeri olan kişi bütün süreci etkileyebiliyor. Dolayısıyla benzeri sebepler, kentsel dönüşümün şehrin doğusunda yaygınlaşmasının önündeki engeller denebilir. Ada bazına dönmek gerekiyor. Boş ada yaratıp orada dönüşümü sağladıktan sonra diğer bölümlerdeki vatandaşları oraya aktararak devam edilmeli.”