Bozbey: Çevreye saygı bekliyorum

Kentsel dönüşümün aslında kentsel yenileme olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yeni projeler üreten müteahhitlere de çağrıda bulunarak, “Müteahhitlerimiz inşaatını yaparken çevreyi kirletmesin. Bunun için çöplerini atabilecekleri konteynır sistemini getirdik” dedi.



Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Konut ve Yapı Gazetesi’nin kentsel dönüşümle ilgili sorularını yanıtlarken, ilçenin geleceği hakkında önemli açıklamalar yaptı. Afet riski altındaki alanların yenilenmesi amacıyla çıkarılan kentsel dönüşüm yasasının toplumun bütün faktörlerini göz önüne alarak yapılması gerektiğini ifade eden Başkan Bozbey, şu an yapılanın sadece ‘kentsel yenileme’ olduğunu söyledi. İlçede faaliyet gösteren müteahhitlere de çağrıda bulunan Bozbey, inşaat atıkları için geliştirdikleri konteynır projesiyle çevre kirliliğinin önüne geçmeyi hedeflediklerini ve bu konuda hassas davranılmasını istedi. Nilüfer’de yeşil alanların korunması ve geliştirilmesine büyük önem verdiklerinin de altını çizen Başkan Bozbey, önümüzdeki dönemde imar çalışmalarının süreceğini,  Kayapa bölgesine 300 bin kişilik bir kent tasarladıklarını anlattı.



Konut ve Yapı: Kentsel dönüşüm yasası size göre çıkarılış amacına uygun mu hazırlandı? Eksiklikleri nelerdir? Yapılması gerekenler hakkında neler düşünüyorsunuz?



Mustafa Bozbey: Öncelikle kentsel dönüşüm yasası kentsel dönüşümü tarif etmiyor. Kentsel yenilemeyi tarif ediyor. Yasa ‘binaları yıkın yerine yenisini yapın’ diyor. Bunun adı kentsel yenilemedir. Kentsel dönüşüm başka bir şeydir. Kentsel dönüşümün içinde çeşitli disiplinler vardır. Yani sosyologlar, psikologlar, halk sağlıkçıları, mühendisler, mimarlar. Kentsel dönüşüm insanla başlar, insanla biter. Arada binalar yenilenir. Onun için bu insanlara binalar yenilendiğinde orada yaşayabileceği kültürün verilmesi gerekiyor.  Binayı yap, insanlara ver. Böyle bir kentsel dönüşüm anlayışı olamaz. Daha önce Kamberler’de kentsel dönüşüm altında yapıldı. Oldu mu kentsel dönüşüm? Hayır olmadı! O insanlar mutlu mu? Değil. Sen o insanları oradan çıkar, ver parayı ‘başka yere git’ de, o insanlar mutlu olabilir mi? Ancak Bursa’nın kentsel yenilenmeye de ihtiyacı vardır.



Nilüfer ilçesi olası bir depreme hazır mı? Bölgenizde doğru bir kentsel yenileme nasıl olmalıdır?



Nilüfer’de de tabii ki yenilenmeye ihtiyaç duyulan bölgeler var. 1999 depremi öncesi yapılan tüm bölgelerdeki depreme dayanıksız yapıların yıkılarak, yenilenmesi ya da güçlendirilmesi yani güvenli bir yapı haline getirilmesi gerekir. Kentsel yenilemeyi yaparken imar kanunumuzun birçok bağlayıcı maddesi olduğundan buna dikkat etmek zorundayız. Yenilenmeye ihtiyaç duyulan bölgede bina yoğunluğunu arttıramazsınız. Var olan önceden belirlenen yoğunlukları ikiye katlayamazsınız. Bunu yaptığınız zaman o bölgede nüfus iki kat artar. Nüfusun iki kat artması demek yeşil alanın iki kat artması demektir. Kamu alanlarının iki kat artması demektir.  Bunlar için yer yoktur. O zaman yoğunluk arttırmaksızın bunları çözmenin bir yöntemi bulunmalıdır. Yani bir ekonomik değer ölçütü gelmelidir. Binasını kendi yapmak isteyenlere vergi indirimi ve uzun yıllara yayılacak kredi imkânı verilmelidir.



Peki, Nilüfer’de kentsel yenileme ihtiyacı duyulan bölgeler hangileridir?



İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ile yıllardır yaptığımız deprem analizleri sonucunda belirlediğimiz kritik yapıların tamamı yenilenmelidir. Ya güçlendirilmelidir ya da yenilenmelidir. Ama daha önceki yıllarda kaçak olarak yapılmış yapılar da var Nilüfer’de. Bu alanların da dönüştürülmesi gerekiyor. Vatandaşlarımıza da bunu söylüyorum. Bizim Nilüfer Belediyesi olarak hazırlığımız var. Her bir evin bir değerinin çıkarılması, evin değeri, arsanın değerinin hesaplanması lazım… Sonra dönülüp oraya proje yapılmalıdır. Yoğunluk arttırılmadan daireler yapılmalıdır. Yeni yapılacak binalarda belki ticari alanlar da hesaba katılarak en fazla 7 kat 8 kat çıkabiliriz.



İlçenin geleceğini düşünürsek, yeni projeler hakkında ne gibi çalışmalarınız olacak?





Şu anda imarla ilgili süreklilik arz eden projelerimiz var. İmar planları daha bitmiş değil. Daha uygulamalar devam ediyor, ama yeni uygulama alanları da oluşturmaya devam ediyoruz. Örneğin; bundan bir sürece önce Görükle’nin güneyinde yer alan Kayapa ile mera bölgesi dediğimiz o alanda yaptığımız 300 bin kişilik bir kent tasarladık. Bir plan yaptık orada, o devreye girecek. Doğanköy ve Yolçatı projemiz devreye girecek. Ardından hemen Çalı mahallemizin yanı başında Yaylacık devreye girecek. Yani bu planlar var. Bu planlarla beraber burada inşaat faaliyetleri devam edecek.



Bursa’nın yenilenmesinde önemli projelerin altına imza atan müteahhitlerle ilişkileriniz nasıl?



Müteahhitlerle ilişkilerimiz gayet iyi. Ancak aldığımız kararlara uymalarını bekliyoruz. Tüm müteahhitlerimizin çevreye duyarlı iş yapmasını istiyoruz. Yani bir inşaatı yaparken çevreyi kirletmesinler istiyoruz. Bunun için de bir karar aldık. Konteynır sistemini getirdik. İnşaatlar yapılırken tüm atıklarını o konteynıra atacaklar. Üst katlardan atacakları her atığın ama tadilat ama yeni inşaatlarda boru sistemiyle konteynırın içine göndermeleri şart! Örneğin bahçeler toz toprak içinde kalıyor. Bu gibi kötü görüntüler ortadan kaldırılmalıdır. Bunu istiyoruz. Herkesin bunu uygulamasını istiyoruz. Çünkü biz inşaata gittiğimiz zaman inşaatın etrafının mezbelelik olmasını istemiyoruz. Bu insana saygı, çevreye saygıdır. O torbaların, poşetlerin sağda solda uçuşmasını istemiyoruz. Güvenlik şartlarına, iş güvenlik şartlarına uymalarını istiyoruz



Yeşil alanlar konusunda düşünceleriniz nelerdir?



200 civarında düzenlenmiş parkımız var. Bize ait olan alanlarda ağaçlandırma çalışmaları yapmaya devam ediyoruz. Ama çok daha fazla da yeşil alanımız var. Her yıl 10-12 yeni park yapıyoruz. Eski yapılmış parkları da yeniliyoruz. Müteahhitler sitelerin içinde kendileri park yapabilir. Ama tabii müteahhit ‘ben buraya bir park yapayım da binamın değeri artsın’ diyorsa biz projeyi ona veriyoruz ve müteahhit yaptığı inşaatın çevresinde park yapabiliyor.