Önce zihinsel değişim, sonra kentsel dönüşüm.
Ülkemizin en güncel konusu kentsel dönüşümdür. Anayasası net çizilmemiş, idarelerin keyfi uygulamalarına terk edilmiş önemli bir süreç. Doğal olarak arz ve talep üzerine oturan bana göre yanlış bir yaklaşım. İlgili makamlar her an değişik bir yol haritası çizebiliyor. Bunda da her halükarda yatırımcı ve mülk sahibi mağdur oluyor. Bir önceki uygulamalara dayalı olarak bazı projeler yapıldı, sözleşmeler imzalandı fakat ruhsat henüz alınamadan yeni bir imar uygulaması ileri sürüldü, sonuç; herkes mağdur, kişiler mahkemelik.
Bursa ilini dikkate aldığımızda durum çok net belli, şehrin planlı yapılaşmasının olduğu Nilüfer bu keyfiyete tabi tutuldu. Aynı yol, aynı kanalizasyon aynı okul. Mülk sahipleri taşındığında oluşacak kargaşa şimdiden görünüyor. Şehrin hakikaten imar mağduru alanlarında dönüşüm elzemdir. Bu konunun çözümü için Bakanlık, TOKİ, Emlak Konut ve Belediyeler devreye girmelidir. Kaotik bir ortamdan sürekli vatandaş ve devlet zararlı çıkmaktadır. Normal şartlarda bir binanın ömrü 75 yıl iken şehrimizde 7 yıllık binalar yıkılıyor, bu ne hoyratlık.
Bu bağlamda Bursa’daki sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşmektedir. Şehir elden gidiyor, güzide tarım alanlarına kaçak fabrikalar yapılıyor, yeraltı suları kirletiliyor. Yarınlarda yaşanabilir bir Bursa için el ele…