YKS Fıratpen 27 yıllık tecrübesi ile alanında emin adımlarla ilerliyor
YKS Fıratpen Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Sulu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Alanlarındaki 27 yıllık tecrübeleri ile emin ve sağlam adımlarla ilerleyen YKS Fıratpen’in kuruluş aşamaları, firmayı bugünlere taşıyan süreçler ve başarılarının sırlarını birinci ağızdan dinledik. Kuzu Grup ve Emlak Konut’la birlikte İstanbul Fikirtepe’de yürüttükleri 2400 dairelik projeyi konuştuk.
Daha birçok konunun işlendiği, bilgi ve tecrübe paylaşımı yüklü bu güzel sohbeti siz değerli Konut ve Yapı Gazetesi okuyucularıyla paylaşıyoruz.
Röportaj: İsmail Hakkı Yoğurtçu
-Merhaba, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İlk olarak sizi biraz tanıyabilir miyiz? İş hayatına nasıl girdiniz?
Erzincanlıyım.1997 yılından bu yanan Bursa’da ikamet ediyorum. O tarihten bu yana da pvc kapı, pencere sektöründeyiz. 1993 yılından 1997 yılına kadar İstanbul’daydık. Büyüklerimizin isteği doğrultusunda 1997 yılında Bursa’ya geldik. Sektör anlamında da sektörde yer alan yakınlarımızın vesilesi ile 1997 yılında bu sektöre girdik.
-Firmanızın kuruluş hikayesinden biraz bahsedebilir misiniz? YKS’nin açılımı nedir? Bugünlere gelme aşamalarınız?
YKS’nin açılımı, babamın ismi Yusuf, abimin ismi Kenan ve benim ismimden geliyor. Belirli noktalara kolay gelinmiyor. İnsanlar hayallerinin peşinden koşarken büyük aşamalardan geçiyor. Belirli şartların oturtulması gerekiyor. Bazı krizler yaşıyorsunuz. Geriye doğru baktığımda 27 sene geçmiş. Daha sağlam yürümeniz gerekiyor. Bunun için de arka tarafta ciddi bir emek, efor var. Dürüstlük var, doğruluk var. Bunların hepsinin bir arada olması gerekiyor. Hamdolsun 27 senedir firma olarak Bursa’da bayrağımızı dalgalandırıyoruz.
Üretim tesisinizi anlatabilir misiniz? Kaç m2’lik alanda faaliyet gösteriyorsunuz? Makine parkurunuzla ilgili bilgi verebilir misiniz ve üretim kapasiteniz nedir?
Tesisimiz yaklaşık 3 bin metre kapalı alan aynı zamanda 2 bin m2 açık alan olmak üzere 5 bin m2’den oluşuyor. CNC makinelerle çalışıyoruz. Bunun yanı sıra kesim, kaynak alanlarımız, toplama tezgahlarımız var. Başlangıçtan sona kadar CNC makinelerle çalışıyoruz. Tam kapasite çalışmak istediğimizde günlük 50 dairelik üretim yapabiliyoruz. Ayda 1000, senede 12.000 dairelik üretim yapabiliyoruz.
-Yönetim kadronuzu nasıl şekillendirdiniz?
Bizim burada bir finans departmanımız, genel ve ön muhasebe departmanlarımızla birlikte sahada satış ekiplerimiz mevcut ve birde bu ekibi destekleyen müşteri temsilcilerimiz var. Yalnızca Bursa’ya değil birçok ile hizmet veriyoruz. Bu iş tamamen kurduğunuz ağla alakalı. Bizim bir de tali bayi dediğimiz satış ekiplerimiz var. İşimizin yüzde 70’i bu sistemle dönüyor. Yüzde 30’luk kısmını da Bursa’daki müteahhitlik firmaları oluşturuyor.
-Nitelikli eleman ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?
Günümüz şartlarında benzer sektörlerde personel yetiştirilmesinde sıkıntılar yaşanıyor. Ancak yıllar öncesinde kurduğumuz CNC makine sistemimiz sayesinde deneyimli personel ihtiyacını minimize ettik. Makine parkurumuz ve kemik kadromuzu oluşturan uzun yıllardır bizimle çalışan personellerimizin de desteği ile yeni personel yetiştirmek bizim için daha kolay hale geldi.
-Ana hatlarıyla faaliyet konularınızı özetler misiniz? Sunduğunuz avantajlar nelerdir?
Burada tam kapasite çalıştığımızdan ve sürüme dayalı üretim yaptığımızdan dolayı bizim ana avantajımız fiyat etkeni. İnsanlar bizi daha çok fiyatlarımızdan dolayı tercih ediyorlar. Bunun yanı sıra bizim yıllardır olmazsa olmazlarımızdan birisi; Ürün hem kaliteli olacak, aynı zamanda da uygun olacak. O yüzden insanlarımız bizi bu noktada tercih ediyorlar.
-YKS’nin ürünleri Bursa ve Türkiye genelinde daha çok hangi alanlarda kullanılıyor?
Daha çok konutlar için hizmet veriyoruz. Aynı zamanda bizim perakende müşteri olarak tabir ettiğimiz bireysel müşterilerimize, konutlara, fabrikalara hizmet veriyoruz.
-Kuzu Grup’la birlikte İstanbul’da yürüttüğünüz bir proje var. Projeyi anlatabilir misiniz?
Kuzu Grup’la İstanbul Fikirtepe’de gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesinde birlikte çalışıyoruz. Proje kapsamında 2400 dairelik PVC işlerini biz yapıyoruz. Yaklaşık üç ay önce Kuzu Grup’la bir yolculuğumuz başladı. Emlak Konut ve Kuzu Grup birbiriyle entegre iki yapı. Burada bizim ön ayağımız Fırat Plastik. Görüşmeleri onlar yapıyor ve akabinde bizi onlara entegre ediyorlar. Çok güzel çalışıyorlar, Emlak Konut’u ben bu konuda takdir ve tebrik ediyorum. Ürünü bu kadar nitelikli ve kaliteli hale getirmelerinden dolayı ben şahsen çok memnunum.Kuzu Grup bana göre ülkemizdeki katma değeri çok yüksek firmalardan bir tanesi. Bize de vizyon katıyor bu firma ile çalışmak.
-Bursa’daki inşaat sektörü ile ilgili değerlendirmeleriniz neler? Sektörün sizce belli başlı sorunları ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Ülkemizde konut ihtiyacı bitmez. Nüfusumuzun genç olması gerçeği mevcut. Bursa’da bir çok noktada inşaat sektörü devam ediyor ama pandemiden sonra ekonomik koşullardan dolayı sanki biraz duraksama var gibi geliyor. Bununla birlikte bizim önceliğimiz şu yönde; Bursa’nın merkezinde kentsel dönüşüme girmesi gerekli noktaların, daha çok belediyelerce, bakanlıklarca baz alınarak şehrin göbeğindeki eski yapılaşmaların dönüşüme sokulması ile şahsen daha çok mutlu olacağım. Malum deprem bölgesindeyiz. Bundan 3-4 ay önce bir acı yaşadık. Son dönemlerde baktığımızda kötü inşaatlar yapılmıyor. Kentsel dönüşüm anlamında da herkes elini taşın altına sokarsa ülkemiz kazanmış olur ve insanlar daha sağlıklı, huzurlu, mutlu yuvalarda yaşamış olurlar. Bu da ülkemize daha fazla katma değer olarak döner çünkü bunun faturası bize ağır oluyor.
-Ham madde fiyatlarındaki artışlar sizi nasıl etkiledi?
Pandemi ile beraber belirli sıkıntılar yaşadık. Bizim hammaddemiz olan petkim, dolara endeksli bir ürün. Doların ciddi oranda artmasıyla biz birçok ürünümüzde zamlarla karşılaştık. Son üç yılda yüzde 100, yüzde 120 zamları gördüğümüz dönemler oldu. Tedarik anlamında malzeme var, bu konuda sıkıntı yok ancak fiyat artışları tarafından ciddi anlamda sorunlar yaşadık. PVC’nin yanı sıra cam ve aksesuar malzemeleri de bizim kalemlerimiz. Baktığımız zaman hepsi aynı anda fiyat noktasında artış yaşadı.
-YKS’yi gelecekte nerede görüyorsunuz?
Firmanın yerinde sayması gerilemesi demektir. İleriye dönük tabi ki planlarımız var. Bu tabi ki biraz da ülkenin koşulları ile bağlantılı. Firma olarak biraz daha gündemi takip ederek ilerlemeyi tercih ediyoruz. Geriye doğru baktığımızda 2017 yılından bu yana bir kriz ortamı var.Baktığınızda yaklaşık altı sene olmuş. Ülke genelinde bir rahatlama yaşanırsa tabi ki yeni yatırımlar yapma planlarımız var. Kapasitemizi arttırmak ve yurt dışı satışlarımızı daha güçlendirmek istiyoruz.
-İMSİAD Üyesisiniz. İMSİAD’ın çalışmaları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Biraz şanssız başlamıştık. İMSİAD’a kaydımızı yaptırmamızın akabinde genel kurul yapıldı ve hemen arkasından deprem felaketi yaşandı. Hep birlikte bölge için elimizden gelen her türlü yardımı yapmaya çalıştık. Hamdolsun herkes o anlamda seferber oldu. Arkasından seçim sürecini tamamladık. İMSİAD çatısı altında çok değerli insanlar var. Hep birlikte güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum.
Bir girişimci olarak sektörünüzün zor ve keyifli yerleri nelerdir? Zorluklarla karşılaştınız mı ve bu zorlukları nasıl aştınız?
Her şeyden önce imalat yapıyorsunuz, her şeyden önce insanlarla muhatapsınız ve insan çalıştırıyorsunuz. Tabi ki her şeyin bir zorluğu var. Biz her şeyden önce şunu düstur edindik; İşini severek yaparsan zorluklar bir şekilde aşılıyor. Bana göre kilit nokta burası, formül aslında burada. Sebat ederek ve işini severek her şey bir şekilde çözülüyor. 27 yılımızı verdik, güzel bir sektör bu.
-İş hayatı size neler öğretti? Genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Genç nesil çok zeki ancak maalesef gençlerimizde kolay para kazanma isteği daha fazla. Bu iyi bir şey değil. Emeksiz hiçbir şey olmuyor. Önce bir terleyeceksin, ondan sonra karşılığını alacaksın. Benim nacizane tavsiyem üretmek ve bir ürünü ortaya çıkarmak. Bundan daha keyifli, bundan daha güzel bir şey yok. Geçmişe doğru baktığımda özel sektörde de, kamuda da bir çok insana faydamız olduğunu görüyorum.Bunları gördükçe ben çok büyük keyif alıyorum. O yüzden gençlerimizin sabırlı olmalarını, önlerine çıkabilecek zorluklara göğüs gererek yollarına devam etmelerini tavsiye ediyorum. Yani hepimizin çok çalışması lazım.
-İş yaşamınız dışında sosyal, kültürel faaliyetleriniz, hobileriniz var mı?
İşimiz gereği burada insanlarla sohbet ediyoruz, sahada oluyoruz. İster istemez bir yorgunluk oluyor. Ama insanız neticede.Seyahat etmeyi seviyorum.Yurtdışı seyahatlerini ve oradaki yenilikleri takip etmeyi severim. Eskiden çok futbol oynardım ama şimdi iyi bir izleyiciyim. Doğa ile iç içe olmayı seviyorum. Ufak bir bahçem var ve boş zamanlarımda orada vakit geçirmekten keyif alıyorum.
-Son olarak eklemek istedikleriniz…
Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Hiç kimseyi ayrıştırmadan bu güzel ülke için üretmekse üretmek, tarımsa tarım, havancılıksa hayvancılık ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Bunu dünya çözmüşse bunu biz de yapabiliriz. Bizler Türk Milleti olarak zeki insanlarız. Herkes gücü nispetinde kendi işini doğru ve dürüst bir şekilde yaptığı sürece bizim başaramayacağımız bir şey yok diye düşünüyorum.