Gökçadır: Amacımız insanı mutlu eden projeler üretmek
Adil Gökçadır, “Gökçadır İnşaat olarak en önemli özelliğimiz kalite için çok ciddi gayret sarf ediyor olmamızdır. Bu yüzden yaptığımız işlere gönül rahatlığıyla ismimizi koyabiliriz” dedi.
Kurulduğu 2010 yılından bu yana Park Vital, Çamlık Evleri, Ofis Gökçadır ve Gökçadır Butik projelerini hayata geçiren Gökçadır İnşaat, insanı mutlu eden ve kaliteyi yaşatan projeler üretmeyi sürdürüyor. Tüm felsefesini insanların mutluluğu ve kalite üzerine kuran Gökçadır İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Adil Gökçadır, “Gökçadır İnşaat olarak en önemli özelliğimiz kalite için çok ciddi gayret sarf ediyor olmamızdır. Bu yüzden yaptığımız işlere gönül rahatlığıyla ismimizi koyabiliriz” dedi.
Konut ve Yapı Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Adil Gökçadır, “Her yaptığımız işte, bir öncekinden daha iyi ve daha doğru bir gelişim sağlayabilme çabasındayız. Kaliteyi artırmak için de her detaya ayrı bir çözüm sunarak, farkımızı ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. En kıymetli varlığın insan olduğu gerçeğinden hareketle, her bireyin kaliteli yaşam alanlarına layık olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Adil Gökçadır kimdir, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?
“29 Mart 1956 Bilecik doğumluyum. Babam Mudanyalı, annem Gemlikli. Bütün kökenlerimiz Bursa ve çevresinde. Babamın Bilecik’te Orman Bölge Şefliği yaptığı dönemde Bilecik’te dünyaya gelmişim. İlk ve orta okul eğitimimi Bilecik’te yaptıktan sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği bölümünü kazandım ve eğitime İstanbul’da devam ettim. 1978’de eğitimimi tamamladıktan sonra Bursa’ya döndüm, burada Ali Osman Sönmez’in yanında işe başladım.”
İş hayatınızın ilk dönemine değinelim biraz, ilk çalışmalarınız nelerdi?
“Sönmez Holding’deki ilk görevim Sönmez İş Sarayı’nda şantiye şefi yardımcılığıydı. Daha sonrasında Flament’te inşaat şefliği yaptım. Ardından Sönmez ASF’de görev aldım. Orada polyester iplik ve iki adet pamuk ipliği fabrikasını, holding binasını yaptık. Atatürk Havalimanındaki, Sönmez Havayollarının tesisleri, Bustaş tesisleri gibi holdinge bağlı firmaların inşaat işlerindede görevler aldım. Bütün bu tesislerde ayağımın değmediği yer yoktur desem doğrudur. Çoğunda Alman firmalarının know-how ve makine verdiği bu tesislerin mimari ve statik projeleride bana aittir. Holding yönetiminin yatırımlara ara vermek istediği bir dönem oldu. O dönem benim ise en aktif ve dolu günlerimdi, boş durmak istemiyordum ve kendi başıma iş hayatına atıldım. Kendi inşaat firmamı kurdum ve birçok teklif aldım. Bursa’da 3 bin ile 50 bin m2. Arasındaki büyüklüklerde anahtar teslimi 38, Çorlu’da 1 adet iplik fabrikası inşaatı tamamladım. Bu arada birçok sosyal projede de görev aldım. Kurucuları arasında olduğum DOSABSİAD, DOSAB, İMSİAD en önemlileri. Hepsinin mutfağında çalıştım, başkanlıklarını yaptım. Bunun yanında yıllarca gazetelerde köşe yazıları yazdım. 2004 te yayınlanan bir de kitabım var.”
İnşaat sektörüne ara verdiğiniz bir dönem olmuş, bu dönemi bize kısaca anlatabilir misiniz? Neden başka sektörlere yönelme ihtiyacınız oldu?
“Rahmetli annem Eltaf Gökçadır modacı idi. İstanbul’da Osmanbey’de bir moda evi vardı. Babamı kaybedince yalnız kalmamasını Bursa’ya gelmesini istedim. Ve ona Bursa’da bir atölye açtım. O dönem Sönmez Konfeksiyondan da genel müdürlük teklifi almış ve başlamıştı. Tekstil firmamızın ismi de annemin isminden gelir, Eltaf Tekstil. Atölye yıllar içerisinde büyüdü ve ihracat yapan bir konuma geldi, biz de işi büyütelim ve bir fabrika açalım dedik, o fabrika da benim o dönem yaptığım son fabrikadır. O dönem Körfez krizi zamanları, Ülkemizde enflasyon yüzde 80’lerde. Tekstilde ihracat ağırlığımız var ve döviz ile çalışıyorduk. Emeğimiz enflasyona karşı korunuyordu. İnşaatta ise aldığımız çekler enflasyonla eriyordu. Ve bizde inşaat işlerimizi askıya alıp, çalışmalarımızı tekstil üzerine yoğunlaştırdık. Bursa Demirtaş organize sanayi bölgesinde ve Bulgaristan’da fabrikalarımız vardı, Amerika ve Avrupa ülkelerinden birçoğuna ihracatın yanı sıra ülkemizdeki tanınmış markaların da üretimlerini yapıyorduk. Fakat Dünya Ticaret Örgütü kotaları kaldırınca Çin mallarıyla baş edemez duruma geldik, ABD ülkemizden Çin malı fiyatlarına mal almak istiyordu. Biz de bu işe devam edersek zarar edeceğimizi düşündük ve bu piyasadan çekilme kararı aldık. Bir süre düşündükten sonra en iyi bildiğimiz iş olan İnşaat işlerimizi yeniden canlandırmaya karar verdik. Bu arada çocuklarımın ısrarıyla Çin’den motosiklet ithal etmeye karar verdim. Ticaret Bakanlığının izniyle çok sayıda motosiklet getirttik ve GOMOTO isimli bir marka kurduk. Türkiye çapında bayilikleri olan bir markaydı fakat daha sonra uygulanan devlet uygulamaları, yatırımcıyı korumayı düşünmeden bir gecede konup, ertesi gün uygulanan kotalar gibi nedenlerle ithalatı askıya almaya karar verdik. Bu arada anladığımız projelerle yap sat şeklinde inşaat işlerimiz başladı.”
PARK VITAL’LE YENİ BİR SAYFA AÇILDI
Konut projeleri yapmaya ilk o zaman mı başladınız?
“Daha önceleri hatır, ricayla 10’ar daireli iki apartman yapmışlığım vardı fakat ilk büyük konut projesine 2010 yılında Park Vital’le başladım diyebilirim. Sonrasında Kayapa’da Çamlık tesisleri dediğimiz yerde Gökçadır Çamlık projesini tamamladık. İki projede 90 küsur daireden oluşan, yüzme havuzlarına, otoparklara, geniş yaşam alanlarına sahip projeler oldu. Bu projelerden sonra 23 Nisan Mahallesi’ne döndük, orada da 30 dairelik Gökçadır Butik projesini tamamladık. Ve şimdi de Bursa’nın ofis anlayışını değiştirecek Ofis Gökçadır projemiz bitmek üzere…”
Bize Ofis Gökçadır projesinden bahsedebilir misiniz?
“Ofis Gökçadır, akıllı ofis ödülü almış, Bursa’da ofis anlayışını değiştirecek bir proje. Ofis Gökçadır binası, çatı arası ile birlikte 11 katı ofisler, 2 katı dükkanlardan oluşan 13 katı toprak üstünde ve toprak altında 2 katlı garajı ile toplam 15 katlı bir bina. İkisi en üstte dubleks 38 ofis ve toplam 1400 m2. Kullanma alanlı 6 asma katlı dükkan mevcut. Her katta iki adet 115, iki adette 78 veya 74 metrekarelik ofisler olmak üzere 4 ofis var. Tüm ofislerde müstakil tuvalet ve mutfak nişi, büyük ofislerde mutfak ve depo, dükkanlarda müstakil tuvalet var. Bina cephesi Paşabahçe’nin yeni imalatı ısı izolasyon katsayı yüksek opak camlarla yapılmış giydirme cephe. Ve çevresinde kedi yolları var. Yani temizlik için vinç gerekmiyor. Binayı çok kaliteli, güvenlikli ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlayacak şekilde tasarladık. Otomasyon yüksek seviyede. İddia ediyoruz. Ofis Gökçadır’da Bursa’nın teknolojik açıdan en ileri düzeydeki ofislerini bulabilirsiniz. Binanın her tarafında 70’e yakın kamera ile gözetim var. Binaya araçlı, araçsız tüm giriş çıkışlar denetimlidir. Ofis Gökçadır sakini olup özel kart taşıyanlar dışında hiç kimse bina içinde, dışında kapıları açamaz, asansörleri çalıştıramaz. Asansörler biri yük asansörü olmak üzere Otis marka hızlı asansörlerdir. Gösterdiğiniz özel kartınız hangi kat için tanımlı ise o kata çıkar. Başka katta durmaz. Size gelen ziyaretçileri monitörlerinizden görebilirsiniz. Monşarj asansör ile size gelen kargo, yemek vb. ürünler güvenlik tarafından teslim alınıp hemen katınıza ulaştırılır. Her katta çöp bacası, wrf sistemlerle ısıtma soğutma, yangın algılayıcılar, yağmurlama sistemi ile söndürme, ayrıca her katta yangın dolapları, acil durumlarda kullanacağınız panik butonu, ortak sekreterlik, ortak ofisler, ortak toplantı salonları, kantin, su deposu, hidroforlar, tam kapasite jeneratör, ve daha pek çok hizmet planlanmış ve sistem mükemmel hale gelinceye kadar işletmeciliği firmamız tarafından yapılacaktır.”
Gökçadır İnşaat’ı diğer firmalardan ayıran özellikler nelerdir?
“Herkes inşaat yapıyor, biz de inşaat yapıyoruz. Herkesten çok daha iyi inşaat yapıyoruz demek doğru olmaz. Bizim birinci önceliğimiz kalite. Kalite için gerçekten çok ciddi bir gayret sarf ediyoruz ve her zaman en kaliteli markaların 1. Sınıf ürünlerini kullanmaya özen gösteriyoruz. Tecrübelerimizden biri uygulama hatalarına karşı çok sıkı denetim. Ne yazıkki inşaat işçisi eğitimsiz ve bunu aşabilmek adına çabalarımız bazen yetersiz kalıyor. Çünkü bireysel çaba yetmiyor, yasa gerek, zorunluluk gerek. “Gökçadır İnşaat olarak, her yaptığımız işte bir öncekinden daha iyi ve doğru bir gelişim sağlayabilme gayreti içerisindeyiz. Diğer bir özelliğimiz ise detaylarla çok ilgilenmek. Her detaya ayrı bir çözüm bulmak istiyoruz ki kaliteyi arttıralım. Ayrıca biz yaptığımız işin arkasındayız. 5 sene içerisinde sattığımız dairede ya da iş yerinde kullanıcı hatasından kaynaklanmayan sorun oluşursa, onu çözüyoruz. Eğer sorun kullanıcı kaynaklı ise firma olarak telafi edecek tedbirleri alıyoruz. Yani bizde sattık ve işimiz bitti mantığı yok. Bence en önemli kalite nosyonlarından biri bu. Bu yüzden yaptığımız işlere gönül rahatlığıyla ismimizi koyabiliyoruz.”
GÖKÇADIR NÜANS BAŞLADI
Gelecekteki projeleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
“Şu an Ata Bulvarı’nda yeni başladığımız Gökçadır Nüans konut projemiz var. Bu projede 27 tane 3+1 konut ve 4 adet bodrumu ile ikişer katlı dükkan var. Toplam iki blok. Birisi zemin dahil 4 diğeri 5 katlı bloklar. Kalite yine çok yüksek. Daireler balkon ve duvar kalınlıkları dâhil net 143 ve 148 m2. Proje gerçekten kullanışlı aile için ideal dairelerden oluşuyor. Asansörler yine Otis veya muadili, mutfaklar Linea Dekor ya da muadili olacak. Bunun dışında aslında yaratmak istediğimiz birçok proje var. Gerçekleştirme adına takıldığımız nokta ise Bursa’daki çok ciddi boyutta arsa spekülasyonu. Bu konuyu aşamadığımız sürece farklı projeler geliştirmek neredeyse mümkün değil. Bursa’da her projeye yönelik yeni arsalar açılması lazım. Gerek vatandaşın, gerekse yatırımcının arzusu daha çok kat, daha çok emsal olunca, yönetimin çözümleri de paralel oluyor. Bursa’da nefes alacak, alt yapı sorunları çözülmüş, ulaşım sorunu olmayan, yoğunluğu düşük yaşam alanlarına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. “
Bursa’daki kentsel dönüşüm hakkında görüşlerinizi merak ediyoruz? Mesela Yıldırım ve Nilüfer’i karşılaştırdığınızda, neden Nilüfer’e daha çok proje yapılıyor? Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
“Bursa’da yapılan kentsel dönüşüm diye andığınız parsel bazlı bina yenileme projelerinin büyük çoğunluğu Nilüfer’de görünüyor. Yetkililerin ifadelerine göre 211 tane yeni bina değişim projesi var. Bunların her biri ortalama 200 ve üzeri daireli sitelerden oluşmakta. Basit bir hesap yaparsak, projelerin 200 adedi Nilüferin Ataevler mahallesinde olsa, bu bölgedeki 200 projenin 200 dairesinden oluşmuş toplam 40 bin konut sayısı 2 yıl içinde yaklaşık 60 bine yükselecek. Yani bölgeye 20 bin konutta yaşayacak 80 bin nüfus ilave olacak. Sayılar buralarda da kalmayacak, çünkü yeni müracaatlar, yeni projeler ilave olmaya devam ediyor. Bugün evlerinin yenilenmesi dışında her konuya gözlerini ve kulaklarını kapatmış insanların, yarınki haklı şikayetlerini göremiyor muyuz? Yetmeyeceği aşikar alt yapının kamuya çıkacak faturasının hesabını yapamıyor muyuz? Ataevler’in bir çöküntü bölgesi haline geleceğini düşünüyorum. Bana göre 3-5 sene içinde, bugün cazibe alanı saydığımız bu değerli bölgedeki emlak fiyatları süratle düşmeye başlayacaktır. Bu değerlendirmeleri yöneticiler yapmak zorundadır. Ayrıca bugünün fiyatları ile değerlendirmeler yapıp çok küçük marjlarla bina değişim işine giren yatırımcılar için, fiyatların düşmesi önemli bir tehlikedir. Bu düşüşte kendi yarattıkları plansız arz fazlasının etkisi olacağı da aşikâr. İnşallah ben yanılıyorumdur. Canları kurtarmak adına tek yolumuz bu değildi diye düşünüyorum. Ayrıca kentsel dönüşüm adına harekete geçilecek onca çöküntü bölgesine, gecekonduya sahip Bursa’nın önceliği de Nilüfer değildi. Benim ve benim gibi düşünen arkadaşlarımın genel kanaati dönüşümün bölge bazında planlarla uygulanması. Baştan beri büyük alanlar diyoruz. Büyük alanlarda yapılacak şuyulama, yeni imar parselleri, yeterli donatı alanları ve bu alanlar içinde ada bazında uygulamalar. Nereden değerlendirsem daha akıllı geliyor. Sadece vatandaşa bunun doğru anlatılması önemli. Bu arada Bursa’nın giderek artan bir trafik ve çok ciddi bir otopark sorunu var. Hala 3 daireye 1 otopark ile ruhsat kesiliyor. Hâlbuki her dairede 2 hatta 3 araba var. Yıldırımla karşılaştırma dediniz. Yıldırım cazibe bölgesi değil. Nilüfer’de hesaplanan satış fiyatları yerine Yıldırım’daki satış fiyatlarını koyduğunuzda hesaplar tutmuyor. Projeler 0.50 emsal artışına rağmen kazanmıyor. Bu nedenle yatırımcı giremiyor. Reel durum bu. Başarılı birçok dönüşüm örneği göstermeye çalıştık. Ben İMSİAD başkanı olarak da bu konuda vazifemizi yaptığımızı düşünüyorum. Bu manada gerçekten vicdanen rahat ve huzurluyum. Ancak bir Bursalı vatandaş, bir baba, dede, bir mühendis olarak üzüldüğüm çok nokta var. Vatandaş olarak inandığımız doğruları söylemek, tecrübelerimizi aktarmak, uzun vadeli planlama yapmaya çalışmak zorundayız. Aksi halde 20 yılda 400 bin gecekondu inşa eder, planlı alanlarda da 20 yıllık binaları yıkmaya başlarız. Ülkemiz bu kadar zengin değil. Olsa bile göre göre sokağa atacağımıza, zengin bir toplum yaratmayı tercih ederdim. Şunu da ilave etmeliyim. Yöneticiler için de kolay değil. Bizler sadece konuşuyoruz. Onlar ise bütün yükü sırtlarında taşıyorlar. Biliyorum ki konunun çözümü anlatmak kadar kolay değil. Sahadaki kriterler bizim sadece söylediğimizden çok çok daha fazla. Meselenin onlarca boyutu var ve onlar hepsine çözüm bulmak zorunda. Allah yardımcıları olsun.”