2012 frene basmayan yatırımcının yılı olacak
Güral : 2012’nin kötü geçeceği senaryoları gerçeği yansıtmıyor.
RÖPORTAJ
26.02.2012, 15:55 26.02.2012, 15:55
ERSOY TUNA -
TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, 2012 yılının başta konut sektörü olmak üzere kötü geçeceği söylentilerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “2012, bu senaryolara aldanıp frene basanların yarattığı boşluğu dolduran gerçek girişimcilerin senesi olacaktır” dedi.
TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, 2012 yılının başta konut sektörü olmak üzere kötü geçeceği söylentilerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “2012, bu senaryolara aldanıp frene basanların yarattığı boşluğu dolduran gerçek girişimcilerin senesi olacaktır” dedi.
Ersoy TUNA - Antalya’da yapılacak olan Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu öncesi destek turlarına devam eden TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, son olarak Bursa’da Bursa Genç İşadamları Derneği (BURSAGİAD) üyeleriyle bir araya geldi.
Almira’da gerçekleşen toplantıda yeniden başkanlığa aday olma sürecini ve bir kez daha başkan olması durumunda hedeflerini aktaran Güral ile konut sektörünü ve 2012 yılını değerlendirdik.
Bursa'yı inşaat sektörü açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bursa ve Bursa bölgesindeki gelişen inşaatlar, yeni mimari konseptler ve yaşam alanları, insanların işi dışındaki tüm hayatlarını ailesiyle birlikte kaliteli yaşamayı arzu ettikleri projeler haline geldi. Bu proje anlayışında gerçekten lider şehirlerden bir tanesi Bursa. Anadolu’nun birçok ilinde bunlar gibi projelere rastlamak mümkün ancak bu açıdan baktığımızda Bursa markalaşmış konut projeleriyle Türkiye’de adından çokça söz ettiriyor. Bu projeleri çok önemsiyorum ama sadece önemsemek de yetmiyor. bunlara katkı sağlamak lazım. İstanbul’da bugün birçok marka konut var ama nüfusa oranla baktığımızda Bursa’nın markalaşmış ya da marka olmaya aday projeleri İstanbul’un önünde. Bu anlamda gerçekten çok güzel projeler gelişiyor. Ben bir kez daha teşekkür ediyorum ve tebrik ediyorum yaptığınız işten dolayı sizleri.
Van depreminden sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Oy kaybına yol açsa bile biz birçok konutu yıkıp yenisini yapmak zorundayız’ dedi ve kentsel dönüşümü hayata geçirme sürecini başlattı. Bu anlamda kentsel dönüşümle ilgili siz hem TÜGİK Başkanı olarak hem de sektörün içinde olan biri olarak yorumlarsanız bu durum sektörü nasıl tetikler, nereye götürür?
Bu işin iki noktası var. Birincisi vatandaşlarımız can ve mal güvenliği. İkincisi ise deprem gerçeği. Öncelikle can. Sayın Başbakanımızı da bu ifadelerinden dolayı kutlamamız lazım. Israrla üzerinde durulması ve üzerine gidilmesi gereken bir konu. Kentsel dönüşüm de bu çerçevede son derece doğrudur. Hepimizin desteklemesi ve bu işe katkı sağlaması lazım. Orta ve uzun vadeye baktığımızda hem projelerin gelişmesi hem de katma değer yaratılması, sosyal kültürel zenginliğin oluşması açısından son derece önemli bir proje kentsel dönüşüm. Bu açıdan baktığımızda ben destekliyorum ve olması gerekenin açıklandığını düşünüyorum. Bu bilinci hepimizin taşıması lazım, bu sorumluluğa hepimizin sahip olması lazım. Bu sorumluluğu da gençlerimize aşılamalıyız.
2012 yılında çıkması beklenen mütekabiliyet yasası var. Bununla birlikte yabancılara da konut ve mülk edinme hakkı tanınacak. Bunları da düşünürsek 2012 yılında sektörü nasıl görüyorsunuz, ivmelenmesi ne yönde olur?
Mütekabiliyeti de çok sık duyar olduk. Artık vatandaşlarımız da bunun ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Çünkü bizim günlük kullanımımızda çok sık yer almayan kelimelerdi. Bunun da olması gerektiği arzusundayım. Sonuçta bizim iç içe yaşadığımız gerek komşu ülkeler gerekse diğer ülkelerden vatandaşlığa geçmiş dostlarımız var. Bir şeklide burada yaşamak, mal mülk edinmek istiyorlarsa onların da önünün açılması hem ülkeler arası diyalogların gelişmesi hem de az önce de belirtmiş olduğum ülkenin lokomotifi olan inşaat sektörünün daha da hareketlenmesi açısından son derece önemlidir. 2012 yılıyla ilgili bazı senaryolar geliştiriliyor. Yatırımlarınızı durdurun, frene basın gibi söylemler var. Ben bunların tamamının uydurulmuş ve planlanmış senaryolar olduğunu düşünüyorum. Türkiye felakete sürükleniyor gibi bir hava estirilmesinin temelinde yatan birilerine göre bazı sebepler olabilir ama ülkenin bütününe, ülkenin geneline baktığımızda kesinlikle bu ve bunun gibi endişelere mahal verecek bir sebep ülkemizde yok. Genç nüfusun oranına baktığımızda inşaat sektörünün nasıl ilerlediğini, işsizliğin nereden nereye geldiğini hep beraber görüyoruz. Dilimize çok yatkın bir kelime oldu işsizlik. İşsizlik diye bir konu Türkiye’de kesinlikle yok. Bugün birçok il ve ilçedeki arkadaşlarımla sohbet ettiğimde ne mavi yaka ne de beyaz yaka olarak çalıştıracak işçi bulamadıklarını söylüyorlar. Bu durumu ben de yaşıyorum.
2012 ile ilgili ne inşaatta ne de diğer sektörlerde hiçbir olumsuz beklentim yok. Olması için bir sebep yok. Ülkenin döviz rezervlerinde bir şey olur, ihracatında bir sıkıntı olur, sanayide bir sıkıntı olur ve her şey yavaşlama eğilimine gider o zaman bir sebep vardır. Ama işsizliğin düştüğü, ekonominin bu kadar parlak ve canlı olduğu bir dönemde 2012’den kötümser bir beklenti içinde olmak tembellere ya da bu durumdan çıkar sağlayacak bir takım insanlara yakışacak durumlardır. 2012 bu senaryolara aldanıp frene basan, yavaşlayanların yarattığı boşluğu dolduran gerçek girişimcilerin senesi olacaktır.
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!