Pandeminin konut ve mimariye etkisi
Barınma; yerleşmek, doğal etkilerden korunmak için yaşam şartlarına uygun bir yere sığınmak anlamına gelmektedir. Barınma kavramının insanlığın var oluşundan beri ön planda tutulduğunu görmekteyiz. İlk insanların mağaraları hem korunma hem de yerleşmek amacı ile seçmeleri, barınma kavramının ilk örneğini göstermektedir. Bu nedenle barınma, günlük yaşamımızla birebir ilişkili olması sebebiyle oldukça önemli bir konudur. Bu kavram ile beraberinde gelen ‘konut’ kavramı ise insanlık tarihinin gelişimi ile beraber gelişip ilerlemiştir. Konut formları günümüze ulaşıncaya dek birçok değişime uğramıştır. Özellikle sanayi devriminden sonra gelişen şehirler ve bu şehirlere göre yapılaşma gereksinimleri konutun ne denli değiştiğini gözler önüne sermektedir. Bu ve dahası değişimlerle konut formları günümüzdeki halini almıştır.
Geçmişten günümüze kadar olan her dönem, kendine özgü özellikler taşıyor. Dönem dönem değişen ekonomi, siyasi ilişkiler, teknolojik gelişimler ve sosyal hayat konut formlarında değişimler yaratıyor.
İçerisinde bulunduğumuz pandemi süreci de bu dönemdeki ve gelecekteki mimariyi etkileyecektir. Sosyal mesafeye büyük önem gösteren ve hassas davranan toplum birçok şeyde olduğu gibi konut ihtiyacında da buna önem göstermektedir. Pandemi süreci geçtikten sonra bile insanlar kolay kolay psikolojik durumu üzerinden atamayacaklardır. Dışarı çıkmaktan tedirgin olan ve evlerinde vakit geçirmeye devam eden büyük bir kitle olacaktır. Bu durum sonucunda tasarım yapılırken doğa ile ilişkili tasarım yapılması göz önünde olmalıdır. Evlerde geçirilen zamandan keyif alınabilmesi adına balkon, teras, bahçe ve yeşil alan tasarımının önem kazanacağını düşünüyorum.
Pandemi süresince insanlar evlerinde kısıtlandığını düşünüyorlar. Alışkın olduğumuz apartman tarzından ziyade insanların kendini kısıtlanmış hissetmeyeceği, evlerinde zaman geçirmekten sıkılmayacağı açık alanlardan oluşan yapılar tasarlanmalı.
Pandemi süreci konutta büyük etki yarattığı gibi hastane, okul, iş merkezi, alışveriş merkezi, otel, kafe gibi birçok yerde de etkisini gösterdi. Bu süreç öncesinde mekân tasarımları yapılırken insanların sosyalleşebileceği, birbiri ile etkileşim içerisinde olabilecekleri mekânlar tasarlanmaktaydı fakat içerisinde bulunduğumuz süreç bu tasarımların iç mekânlarının değişimine sebep oldu. Bu durumda yapılarda esnek tasarımdan bahsetmek daha doğru olacaktır. Esneklik farklı mekânsal düzenlemelere, değişen ihtiyaçların karşılanabilmesine, kullanım çeşitliliği ve özgürlüğüne olanak sağlamaktadır. Böyle süreçlerde mekânların duruma adaptasyon sağlaması büyük ölçüde önemlidir.
Sonuç olarak bu sürecin ne kadar süreceğini şu an tam olarak bilemesek bile mimari açıdan etkisini bir süre sürdüreceğini söyleyebiliriz ancak bu durum köklü bir değişime sebep olacak kadar uzun sürmeyeceği ön görülse de mimari değişim kaçınılmaz olacaktır.
- - - - - -