Kentsel dönüşüm serüveni - 3
Kentsel Dönüşüm ile birlikte mülk sahiplerinin oturduğu mahalle kültüründeki eski evlerini yıkıp, yerine site şeklinde binaların yapılması bir takım sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bu durumda yüklenici firma kentsel dönüşüm yapılacak bölgedeki vatandaşların kültürel yapısını iyi tespit etmesi gerekmektedir. Kentsel dönüşüm öncesi mülk sahibi oturduğu evinde geri dönüşüm malzemesi toplarken, sitedeki yeni evinde de aynı işi yapmaya çalıştığını görüyoruz. Kentsel dönüşüm sonucunda yüklenici firmanın kendine kalan daireleri iyi bir şekilde değerlendirebilmesi için, dönüşümün yapıldığı yerdeki asıl mülk sahiplerinin kültürel yapısını dikkate alması gerekmektedir.
Kentsel dönüşümün olması beklenen kaçak ve çarpık yapılaşmanın olduğu mahallelerde bir takım kültürel sorunlar sebebiyle dönüşüm rantabl olmadığı için yüklenici firmalar bu mahallelerden kaçınmak durumunda kalmaktadır. İlgili kurumların sadece imar planlarını düzenleyerek, bedel ödemeden yapmayı düşündüğü "yerinde kendiliğinden dönüşüm" projelerinde kentsel dönüşümün en değerli lokasyonlardan başlaması kaçınılmaz oluyor.
Vatandaşlar tarafından 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm yasasının tam olarak neyi amaçladığı anlaşılmamaktadır. Kentsel dönüşüm demek kaçak ve çarpık yapılaşmanın yenilenmesi mi, yoksa riskli binaların yenilenmesi mi! Bu konuda çok ciddi sıkıntı var.
Mesela 10 katlı yapılmış 30 yıllık binaların olduğu çok güzel peyzajı olan bir sitenin riskli yapı olma ihtimali çok yüksek iken, diğer tarafta 2 şer katlı kaçak yapılmış 5 yıllık ve yapılırken C30 beton kullanılmış düzensiz binaların riskli yapı olma ihtimali ise yok denecek kadar azdır.
Deprem gerçeği çok ciddi olarak karşımızda dururken, bu konuda ilgili kurumların master plan hazırlayıp harekete geçmesi gerekiyor. Tüm yapılar elden geçirilerek riskli yapı tespitleri yapılmalıdır. Yapılan riskli yapı tespitleri; yüksek riskli, orta riskli, düşük riskli gibi sınıflara ayrılabilir. Yüksek riskli yapılardan başlayarak dönüşüm hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. İlgili kurumlar tarafından en fazla destek yüksek riskli yapıların dönüşümü için verilmesi gerekmektedir.
6306 sayılı kanun kapsamında deprem gerçeğine karşı riskli yapılarımızı yıkıp yenilediğimiz takdirde depreme karşı hazırlık yapmış oluruz. Aksi takdirde deprem gerçeği ile karşılaştığımızda elimizden arama kurtarma dışında bir şey gelmiyor maalesef. Ülkemizde meydana gelen yaklaşık son 20 yıllık depremleri takip ettiğimizde, yeni yapıların yıkılmadığını gözlemlemekteyiz. Kısmi olarak işçilik hatalarından kaynaklı duvar yıkılmaları vs. olsa da statik açıdan binalarda bir hasar olmadığını bilmekteyiz. Elimizde bu kadar net bir bilgi varken hala riskli yapı tespitlerimizi yaptırmayıp aynı binalarda oturuyorsak kendimizi sorgulamak gerekir.
2014 yılından beri 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm yasasında bir takım geliştirmeler yapıldı. En kısa zamanda riskli yapı tespitleri konusunda da bir takım düzenlemeler yapılır ise gerçek manada değere değer formülüyle kentsel dönüşümü hızlı bir şekilde gerçekleştirmiş oluruz. Kamu binalarındaki dönüşüm hızını özel mülk binalarda da başarabilmek için elimizdeki tüm argümanları ortaya koyma vaktidir.