Yapılarımızın güvenliği onlara emanet
Türkiye’nin yaşadığı büyük doğal afetlerden biri ve ağır sonuçları olan 1999 Marmara Depremi, inşaat sektöründe de bazı düzenlemeler için milat oldu. Bunlardan biri de yapı denetim sisteminin kurulmasıydı.
Ülkemizin deprem gerçeği göz önünde bulundurularak bugün üst düzeyde teknolojik ve mühendislik hizmetleriyle yürütülen yapı denetim sistemi, can ve mal güvenliğimizin de adeta sigortası gibi.
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Bursa Şubesi ve İMO Bursa Şubesi Yapı Denetim Komisyonu üyeleriyle yapı denetim sistemini tüm yönleriyle ele aldık.
Röportaj: Nagihan GÖRKEN
FATİH ÖZÇINAR
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi
Yapı denetim uygulaması neden var, neden olmalı? Yapı denetim firmalarının sorumlulukları neler? Bir yapı denetim ofisinde kimler çalışır?
Yapı denetim konusunun miladı 1999 Marmara Depremi. O tarihe kadar yapılan yapılar elbette denetleniyordu. Beşli ve dörtlü TUS (Teknik Uygulama Sorumluluğu) denen bir sistem vardı. Ama sahada uygulama açısından çok başarılı olmadı. Ve Marmara depremi başka bir uygulamanın gerekliliğini gösterdi. O dönemde Türkiye, AB uyum yasalarıyla da çok içli dışlıydı. Bunlardan bir tanesi de Yapı Denetim Kanunu oldu. 595 sayılı KHK, 1999 depreminin hemen ardından yürürlüğe kondu. Ancak 2001 yılında yeni hükümetin KHK’ları iptal etmesiyle birlikte 4708 sayılı yönetmelikle şu an uygulamada olan sistem getirildi. Yapı denetim uygulaması, teknik altyapıları dahil geliştirilmiş bir şekilde hazırlanan projelerin uygulama noktasında yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçmek için var. Yoluna yordamına uygun imalatların yapılması ve birilerinin bunların sorumluluğunu alması amaçlanıyor. Her sene de yönetmelikteki eksikler çıkarılan değişikliklerle düzenleniyor. Bu sistemin olma nedenlerinden bir diğeri de bu işin sorumluluğunu birilerinin almasıydı. Biz yaptığımız hizmetin karşılığında bir bedel alıyoruz. Bu bedel karşılığında da aldığımız sorumluluklar var. Bu sorumluluklar depremde de en çok mal ve can kaybına neden olan taşıyıcı sistem. Yapı kullanma izni alındıktan sonra bize 15 yıl boyunca bu sorumluluk olarak yükleniyor. Diğer aklınıza gelebilecek tüm imalatlardan da yapı denetim firmaları yapı kullanma izninden sonra 2 yıl boyunca sorumluluk taşıyor. Yapı denetim firmalarında genelde teknik personel çalışır; inşaat mühendisleri, mimarlar, elektrik ve mekanik mühendisleri gibi. Bir yapı denetim şirketinin 360 bin metrekare sorumluluğu vardır. İnşaat mühendisleri ve mimarlar proje denetimi konusunda 360 bin metrekare yetki alanına sahipken, sahada bu 120 bin metrekare ile inşaat mühendislerine yüklenmiştir. Elektrik ve makine mühendislerinde 180 bin metrekaredir. Bir de yardımcı kontrol elemanlarımız var; bunların içinde de mühendisler, tekniker ve teknisyen kadroları bulunur. Üniversitelerde son dönemde iki yıllık yapı denetimle ilgili bölüm açıldı. Ofisin sorumlu olduğu inşaat alanına göre çalışan sayısı değişiyor. En az 8-10 kişi çalışır bir yapı denetim firmasında.
ESRA İNHANLI
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Bursa Şubesi Başkanı
Yapı denetim sisteminde 2019 sonrası gelen yenilikler
2019’dan sonra devrim niteliğinde yenilikler oldu yapı denetim sisteminde. Öncelikle yapı sahibi ve müteahhidin kendini denetlemek için para ödediği bir sistemden çıkıp, elektronik ortamda yapı denetim firmasının belirlenmesini esas alan bir sistem geliştirildi. En büyük yenilik ve değişiklik buydu. Böylece yapı sahibi ya da müteahhit yapı denetim firmasıyla ruhsat sürecinde tanıştı. Hem imalatın uygulaması hem de yapı denetim hizmetinin bedeli üzerinden pazarlık yapma rafa kaldırılmış oldu nispeten. Bu sistemle ilde bulunan yapı denetim firmaları sözleşme bedelinin eşitlemesine esas bir puan sistemi üzerinden hizmet veriyor. 3 hizmet grubu iken yeni yönetmelikle 4 ayrı hizmet grubu oluşturuldu. Bu hizmet grupları yapıya esas birim fiyatlar üzerinden ortalamaları alınarak belirlenen bedellerle ortaya çıkan gruplar. Her grupta ayrı ayrı olacak şekilde sözleşme bedelinin eşitlenmesine esas bir dağıtım uygulaması yapıldı. Fakat bu eşit sözleşme bedeli eşit kazanç ilkesi demek değildi. Elektronik dağıtımla birlikte birçok yaptırım da getirildi. “Ben bu işi denetlemek istemiyorum” diyebilmek bir kurala bağlandı. Yapı denetimden kaynaklanan iş almama durumu 120 gün iş almama cezasıyla değerlendirildi. Size atanan bir işe 10 gün içerisinde o işi kontrol edecek denetçi personeli atamadığınızda da 60 gün sıralamadan çıkarılıyorsunuz, yani iş alamıyorsunuz. Bu sistemin eskiye nazaran çok daha güvenli ve denetim hizmetinin kalitesi açısından etkili sistem olduğunu düşünüyoruz ve bu sistemi savunuyoruz.
Elektronik dağıtımla gelen en büyük yeniliklerden biri de kısaca EBİS adını verdiğimiz Elektronik Beton İzleme Sistemi bir diğer adı da çipli beton uygulaması. Ülkemizde yapı denetime tabi olan binalarda betonun döküm aşamasında belirlenmiş olan standartlara uygun beton numunesinin alınması amacıyla Aselsan ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ortak bir çalışmayla çipli beton sistemi getirildi. Bu kontrol mekanizmasıyla sistem online olarak kayıt altına alınıp, müşteri ve üretici için kolay ve ulaşılabilir olması sağlandı. 2018 yılının Kasım ayından bu yana Aselsan tarafından üretilen çiplerin beton numunelerine yerleştirilmesiyle devam eden bir süreç var. Teknolojik mühendislik adına sisteme dahil edilen bir uygulama oldu. Bir diğer uygulama da yine kısaca BKS dediğimiz, Bina Kimlik Sistemi. Her yapıya sertifika niteliğinde QR kodlu, çipli bir etiket veriliyor. Teknolojik bir levha halinde bu etiket binanın cephesine monte ediliyor. Bu belge o yapıda kullanılan tüm yapı malzemelerinin, inşasında yapılan denetimlerin ve zemin bilgilerinin içerisinde yer aldığı tüm verilerin görülebileceği, bu verilerin de her vatandaşın e-devleti üzerinden ulaşabileceği bir kaynak haline getirilmiş durumda. Özellikle deprem gibi doğal afetler yaşandığında binada yer alan elektronik bilgilere RFID okuyucu vasıtasıyla uzaktan erişilebilecek ve böylece binanın kat planları, yapının genel verileri ve yapıda ikamet eden kat sakinlerinin bilgileri gibi hayati önem arz eden verilere kısa sürede ulaşılabilecek. Ayrıca binaların 3 boyutlu görselleri de sistemde yer alacak. Böylece 5 yılda bir yapılacak denetimlerle ilave kat çıkma, kolon kesme, bodrumu kata çevirme, sığınağı, depoyu dükkan gibi kullanma aykırılıkları tespit edip, bunların engellenmesini sağlanacak. Uygulanmasına da 2021 yılında kullanma izni sırasında yapı müteahhidi tarafından yatırılan bir bedel ile yapıya ait tüm projelerin ilgili idare tarafından sisteme yüklenmesi ile başlanmış olup, 2026 yılında ilk saha denetimleriyle devam edilecek. Son söz olarak da şunu söylemek istiyorum; böylesi teknolojik ve mühendislik hizmetlerinin üst düzeyde uygulandığı zamanda Meclis’e önerge olarak verilmiş olan imar barışı uygulamasının üzüntüsünü ve şaşkınlığını yaşıyoruz. Umuyorum ki Bakanlığımız bu önergeyi doğru şekilde değerlendirir ve kendi hazırladığı ve sunduğu yasalarla bir çelişki oluşturacak bir kanuna imza atmaz.
SERDAL AKTAŞ
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Bursa Şubesi Başkan Yardımcısı
Mevzuatsal konularda yaşanan sıkıntılar ve Şantiye Şefliği
Mevzuatsal olarak ikiye ayırabiliriz konuları. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediyeler (17 ilçe) olarak. 17 ilçede uygulamalar çok farklı. Ruhsat alırken evraklar, yönetmelikler, kanun aynı olmasına rağmen uygulama ve yorum şekli çok farklı olabiliyor. Bu konuda çabalarımız oldu ama bir sonuca varamadık. İlgili idarelerin konulara yaklaşımı farklı olabiliyor. Merkezdeki belediyeler ile kırsaldaki belediyeler arasında farklılıklar oluyor. Bizim bu noktada yapı denetim firmaları olarak muzdarip olduğumuz konu şöyle; örnek vermem gerekirse bir mimar 786,5 metrekarelik bir işi sisteme girecek ama bunu yarım yerine tam yani 787 metrekare olarak giriyor. Belediyedeki ilgili kişi bunu 786 metrekare girdiği zaman sözleşme ve ruhsat birbirine uymuyor. Bunu düzeltmek için yapması gereken bir işaretlemeyi yapmayınca da iş bize gelmiş (sistemin böyle bir açığı var) ve biz bu parayı kazanmış görünüyoruz. Bunu düzeltmek de bizim için bir iş yükü oluyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı düzeyinde ise iki konu ön plana çıkıyor. Birincisi, gelen her işi almamız bekleniyor. Her işi alabilmemiz için de 4. Grup diye bir sistem oluşturuldu. 4. gruptakiler düşük metrekareli ve daha önce tamamlanmış ama fesihli kalan işlerin kalanının denetlenmesi. Bu denetleme de şöyle oluyor; biz bir işin tamamından statik olarak 15 yıl, mimari olarak da 2 yıl sorumlu oluyoruz. Fakat biz bunun sadece yüzde 10’luk kısmının ödemesini alıyoruz. Kazandığımıza karşılık aldığımız sorumluluk çok ağır. Biz kamu adına bu işleri yapıyoruz ama yapı denetim firmaları özel işletmeler. Özel işletmelerin de göz göre göre zarara girmesi beklenemez. İkinci sorun da Ayşe Teyzemizin müteahhit olabilmesi. 500 metrekare altında herhangi bir şantiyede mal sahibi eğer sizseniz buraya müteahhit olarak atanabiliyorsunuz. Aslında mevzuatsal olarak bu gayet normal. Çünkü bir şantiye şefi var. Şantiye şefi mal sahibi adına bu şantiyeyi yönetme yeterliliğine sahip. Fakat bu mevzuatta kalıyor, sahada bunun bir karşılığı yok. Biz sahada herhangi bir şantiye şefi ile karşılaşamıyoruz. Vatandaş da sahada teknik eleman olarak bizi gördüğü için bu görevi de bizden bekliyor. Vatandaş mağdur olmasın diye biz de yardımcı olmaya çalışıyoruz ama bu da bize görev olarak kalıyor bu kez. Biz bununla ilgili olarak Bakanlığa başvuruda bulunduk.
OKTAY ALTUN
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Merkez Başkan Yardımcısı
Mali açıdan yapı denetim sistemi değerlendirmesi
Bizlerin dörde ayrılmış hizmet grupları var. 1. Grup bir işin çarpanı 2019’da 500 lirayken 2020’de 537, 2021’de 673, 2022’de 1.211 liraya çıkmış. 2. Grup’ta 1.215 iken 2022’ye kadar 2. 940 liraya çıkıyor. 3. Grup’ta bu (7 kat ve 21, 5 metre yükseklikten fazla binalar için) çarpan 2. 410’dan 5.827 liraya çıkıyor. 4 senede hizmet bedellerimizde aşağı yukarı 2.42 artış olmuş. Bizim giderlerimize bakıyorum; maaşlar bizim giderlerimizde yüzde 60-70 orana sahip. Biz bacasız bir fabrikayız. Teknik personelle hizmet verdiğimiz için maaşlarımız daha yüksek ve asgari ücrete yapılan artışla birlikte biz de artış yapıyoruz maaşlarda. 2019’da 2.020 lira olan asgari ücret şu an 5.500 lira yani 2.72 kat artmış. Giderlerimizden bir tanesi yakıt. Yakıt masrafımız 2019’a göre 3.83 oranında artmış. Çok fazla kağıt giderimiz var. 2019’da 1 koli kağıdı 72 liraya alırken bugün 450 liraya alıyorum. Yani 6.11 kat artmış. Çip ücretlerimiz; 2019’da 2 bin lira iken şu an 6.345 lira olmuş. Yani Bakanlık bile maliyetlerini 3.18 kat arttırmış. Masraflar artarken işimiz artıyor mu? Burada ters bir orantı söz konusu. 2019 yılında kuraya giren 60 yapı denetim firması varken (ki bunların 15 tanesi kapandı) şu anda Bursa’da aktif çalışan 110 yapı denetim firması var. 2019’a göre iş potansiyelimizin şu an 1 iken 2 olması lazım ki maliyetleri karşılayabilelim. Ama gün geçtikçe biz eriyoruz. 2019’da Bursa’da 3 milyon metrekare iş dağılmış. Bunun da yüzde 59’u 2. Grup. Dağıtılan işlerin yaklaşık yüzde 60’ı 2. Grup, yüzde 11’i 1. Grup, yüzde 29’u da 3. Grup. Yani işlerin yüzde 25’inden kâr, yüzde 75’inden zarar ediyorsun. 2020’de 6 milyon metrekare iş dağılmış Bursa’da, bunun da yüzde 71’i 2. Grup. 2021’de 7 milyon 400 metrekare iş dağılmış bunun yüzde 65’i 2. Grup. 2022’de de yaklaşık 5-6 milyon metrekare iş dağıtılmış. 2019’a göre sayımız 110 olduğu için 6 milyon metrekarelerin 12 milyon metrekarelere artmış olması lazım ki giderlerimizi karşılayabilelim. 110 tane yapı denetim firması var Bursa’da, denetçi sayımız 660. Yardımcı kontrol dediğimiz 900 tane çalışanımız var. Bir de 110 tekniker, öğretmen, teknisyen olarak çalışanımız var. Yani bin 670 kişi, 110 yapı denetim firmasında çalışıyor. Yani firma başına yaklaşık 15 teknik personel çalışıyor. Ofis çalışanlarıyla birlikte yaklaşık 18 kişi… Bir yapı denetim firmasının 360 bin metrekarelik bir kotası var. Geçen seneki maliyetlere göre üçe böldüm bu metrekareyi bir analiz yapmak için. 100 bin metrekare için bir yapı denetim firmasının gideri 150 bin lira. (2021 fiyatları aylık) ama bu metrekarede bu maliyet varken 200 metrekarede 230 bin lira giderimiz var. 300 bin metrekarede 280 bin lira aylık giderimiz var. Yapı denetim firmalarının sayısı çok olduğu için eşit iş dağılımı gelemiyor.
ÇİĞDEM ÖZLÜTIRAŞ
İMO Bursa Şubesi Yapı Denetim Komisyonu Üyesi
İmar barışı süreci
İmar affı şu an gündemde. Biz bu kanun teklifini incelediğimizde daha öncesinde imar affı kapsamına girmiş olan yani 31.12. 2017 tarihinden önce yapılmış imara aykırı ve kaçak olarak yapılmış yapıların kapsamının 30 Temmuz 2022 tarihine kadar yapılmış tüm yapıları kapsadığını görüyoruz. Buradaki en rahatsız edici durum bu yapılarla ilgili hiçbir şekilde statik sistem analizi yapılmadan, taşıyıcı sistemleri kontrol edilmeden, sağlamlık ve güvenliklerine bakılmadan sadece vatandaşın beyanıyla yapı kayıt belgesi verilmiş olup ve verilecek olmasıdır. Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu düşünürsek bu çok riskli bir durum. Bu, ülkemizde yaşayan herkesi rahatsız edici bir durum ama biz yapı denetim firmaları için imar barışının yarattığı mağduriyet çok daha fazla. 4708 sayılı yasaya ve yapı denetime tabi olan yapılar da bu kanun kapsamına girmekte. Durum böyle olunca inşaatı imara aykırı yapmak isteyen, ruhsat ekine uygun proje yapmak istemeyen bazı mal sahibi ve müteahhitler için bu yol bir tercih sebebi olmakta. Bu noktada bizim için sıkıntılı olan süreç başlıyor. Bunu iki maddede özetleyecek olursak; birincisi iş kayıpları. Biz yapı denetim firmaları olarak çok fazla firmanın olduğu ama çok az işin olduğu ve çok büyük ekonomik sıkıntıların çekildiği bir süreçten geçiyoruz. Öyle ki birçok firma bugün sadece ayakta kalma mücadelesi veriyor. İmar barışı da bu anlamda ciddi iş kayıplarına neden olacak. Hatta kendi gözlemlerime göre daha önceki imar barışı dönemine göre çok daha fazla iş kayıpları olacak. İkincisi de; projeye aykırı yapılan bu imalatlar sebebiyle 4708 sayılı kanunun 8. maddesine göre bazı cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacağız. Çünkü biz yapıları projesine uygun olarak denetlemekle yükümlü olan firmalarız. Bu yasa büyük mağduriyetleri getirecek. Kamu adına iş yaptığımız için biz işimizi layıkıyla yapmak istiyoruz. Bu noktada biz en azından yapı denetimli olarak devam eden 4708 sayılı kanuna tabi olan işlerin bu yasa kapsamında kalmasını talep ediyoruz. Biz işimizi yapmak istiyoruz.