Başarının sırrı betonun kalitesinde
Bursa’da en son teknolojiyle üretim yapan hazır betoncular, sektörün bugününü, yarınını ve sorunlarını masaya yatırdı, başarılı bir kentsel dönüşümün kalite üzerine inşa edilmesi gerektiğini anlattı. Sektör temsilcileri uygulamaların uzun ömürlü olmasının yolunu beton kalitesine bağladı.
GÜNDEM 21.11.2012, 19:06 21.11.2012, 19:06
Konut ve Yapı Gazetesi’nin bu ayki sektörel buluşmasının konukları Bursa’da hazır beton üreticiliği konusunda faaliyet gösteren öncü firmaların temsilcileri oldu. Botanik Park’taki Otantik Otel’de bir araya gelen hazır betoncuların gündeminde kentsel dönüşüm, üretim kalitesi, denetimler, tüketicilerin bilinçlendirilmesi, sektörün geleceği ve Hazır Beton Bölgesi’nin kurulması gibi konular vardı. Toplantıda konuşan Bursa Beton Bölge Müdürü Serdar Karabölen, Sançim Beton Hazır Beton Müdürü Mustafa Erdoğan ve Cihan Grup Genel Müdürü Şener Akkan verdikleri bilgilerle sektörün geleceğine ışık tuttular.
Hazır beton sektörü kentsel dönüşüm sürecinin neresinde?
Cihan Grup Genel Müdürü Şener Akkan
Kentsel dönüşümün en önemli unsurunun kaliteli ve dayanıklı binaların yapılması olduğunu düşünüyorum. Mesela Nilüfer’in, kentsel dönüşümle ilişkisinin olmadığı bilinse de kalite ve dayanıklılık o bölge için de geçerli. Öte yandan, kentsel dönüşümün inşaat sektörü açısından ivme kazandırıcı itici bir güç olduğu gözüküyor. Bu çerçevede Bursa şanslı bir il diyebiliriz. Özellikle de Yıldırım. Süreç ayrıca değerlendirilebilir. Sıkıntılar zamanla aşılacaktır. Kentsel dönüşüm, konunun depremle ilişkili kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla, kentsel dönüşüm söz konusu olmasa da, aynı şeyleri konuşuyor olacaktık burada… Dayanımlar ve alt limitler gibi zamanla aşılması gereken çeşitli problemler mevcut.
Kentsel dönüşümün en önemli unsurunun kaliteli ve dayanıklı binaların yapılması olduğunu düşünüyorum. Mesela Nilüfer’in, kentsel dönüşümle ilişkisinin olmadığı bilinse de kalite ve dayanıklılık o bölge için de geçerli. Öte yandan, kentsel dönüşümün inşaat sektörü açısından ivme kazandırıcı itici bir güç olduğu gözüküyor. Bu çerçevede Bursa şanslı bir il diyebiliriz. Özellikle de Yıldırım. Süreç ayrıca değerlendirilebilir. Sıkıntılar zamanla aşılacaktır. Kentsel dönüşüm, konunun depremle ilişkili kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla, kentsel dönüşüm söz konusu olmasa da, aynı şeyleri konuşuyor olacaktık burada… Dayanımlar ve alt limitler gibi zamanla aşılması gereken çeşitli problemler mevcut.
Sançim Beton Hazır Beton Müdürü Mustafa Erdoğan:
Kentsel dönüşüm çalışmalarının sadece depreme yönelik hazırlık çalışmalarıyla sınırlandırılamayacağını düşünüyorum. İdarenin de bu şekilde düşünmediğini zannediyorum. İnsanların yeni yapılacak yapılardaki beklenti çıtasının yüksek olduğunu görüyoruz, o nedenle sadece depremle sınırlandıramayız bu konuyu. İnsanlar artık bulundukları yerlerde şehirleşme anlayışına uygun yapıları sosyal alanları görmek istiyor. İhtiyaçlar kapsamında yeni yaşam alanları oluşuyor, kentsel dönüşüm bu açıdan kaçınılmazlaşıyor. Bu çerçevede Bursa’da Nilüfer’i dışarda tutmanın yersiz olduğu kanısındayım. Mesela bugün Nilüfer’in gözdesi konumunda olan Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nı hatırlıyorum, önceki yıllarda yeni yeni yapılmaktaydı. Zaman gösteriyor ki, bulvar zaten kentsel bir dönüşüm evresinden geçiyor. Bazı şeyler doğal ihtiyaç haline geldi. Fakat tabii ki yaşanabilir bir şehirleşme planlaması düşünüldüğünde, öncelik sıralaması değişse de, hiçbir bölge dışarda tutulmamalı…
Kentsel dönüşüm çalışmalarının sadece depreme yönelik hazırlık çalışmalarıyla sınırlandırılamayacağını düşünüyorum. İdarenin de bu şekilde düşünmediğini zannediyorum. İnsanların yeni yapılacak yapılardaki beklenti çıtasının yüksek olduğunu görüyoruz, o nedenle sadece depremle sınırlandıramayız bu konuyu. İnsanlar artık bulundukları yerlerde şehirleşme anlayışına uygun yapıları sosyal alanları görmek istiyor. İhtiyaçlar kapsamında yeni yaşam alanları oluşuyor, kentsel dönüşüm bu açıdan kaçınılmazlaşıyor. Bu çerçevede Bursa’da Nilüfer’i dışarda tutmanın yersiz olduğu kanısındayım. Mesela bugün Nilüfer’in gözdesi konumunda olan Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nı hatırlıyorum, önceki yıllarda yeni yeni yapılmaktaydı. Zaman gösteriyor ki, bulvar zaten kentsel bir dönüşüm evresinden geçiyor. Bazı şeyler doğal ihtiyaç haline geldi. Fakat tabii ki yaşanabilir bir şehirleşme planlaması düşünüldüğünde, öncelik sıralaması değişse de, hiçbir bölge dışarda tutulmamalı…
Ayrıca, kentsel dönüşümün uygulanabilirliğini yüksek kılabilmek için, başlangıcın, arsa değeri yüksek bölgelerde gerçekleşmesi daha doğru olabilir. Böylece çeşitli zorluklarla karşılaşılmaz ve ilk etapta süreç uzamaz. En nihayetinde kentsel dönüşüm uzun bir süreç, beklentileri de çok yüksek tutmamak gerek…
Şener Akkan: Kendiliğinden bir kentsel dönüşüm gerçekleşiyor zaten. Bunu birkaç müteahhidin bir araya gelmesine de indirgeyemeyiz. Planlama, şehrin inşası demektir. Uzun yıllar yetmeyebilir buna.
Binaların inşasında geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması için yapılması gerekenler nelerdir?
Bursa Beton Bölge Müdürü Serdar Karabölen
Plansız şehirleşme konusunda hataların tekrardan yaşanmamasını umuyoruz. Çarpık kentleşme ya da çarpık olmayan kentleşmeye rağmen dayanıklı yapı sıkıntısı var. Çünkü planlı yapılmış binaları teste tabi tutarsanız, beton dayanıklılığının C 10-12 seviyelerinde olduğu görülecektir, belki de o yıllarda olması gereken oydu, o kadarı oldu. Bu yüzden yeniden yapılandırılma gerekiyor. Durabilite yani uzun ömür açısından, beton mukavemeti önemli. Kalite, mühendislik hesapları göz ününde bulundurularak, daima yüksek tutulmalı. Doğru beton tercih edilmeli. C 20-25 değil de, minimum C 30 olmalı. Durabiliteyi ancak yüksek dozajlı betonlarla sağlamak mümkün. İşçilik de çok önemli, iyi işçilik ihmal edilmemeli.
Şener Akkan: Betonun sahaya taşınmasından uygulanışına kadar, hassasiyet gerekiyor. Hepsi bir bütünün parçası olduğundan dolayı, hepsi doğru uygulandığında doğru bir iş çıkıyor ortaya. Baştan sona, denetimler sıklıkla yapılmalı. Yılda 2 kez denetim yetersiz. Karşılıklı bilinçlenme açısından, otokontrol sistemi oluşmalı, ancak bu şekilde beton sınıfı artacaktır.
Serdar Karabölen: Üretim aşamasına gelindiğinde, çeşitli denetimler gerçekleşiyor zaten. Sene içinde birkaç kez, firmaların kendi bünyesinde de gerçekleşiyor bu denetimler, kalite belgelendirme kuruluşlarıyla birlikte... Üretim aşamasına gelindiğinde var bunlar. Fakat uygulama sonrası yaşanan kontrolsüzlük daha hassas değerlendirilmeli. Beton kalitesini sürekli kılmak için birtakım işlemler yapılmalı.
Şener Akkan: Santrallerdeki betonlarda sıkıntının olmadığı ve fakat inşaatlardaki denetimlerde sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. O da işçilikle ilişkili bir durum. Sonrasında da farklı beton sınıfları ortaya çıkıyor. Tabandan başlayacak bir eğitim şart…
Bursa’da faaliyet gösteren hazır beton üreticilerinin sorunları hakkında neler söylemek istersiniz?
Mustafa Erdoğan: Üreticiler olarak işimizi layığıyla yapmaya çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünün sorumluluğunun ve ciddiyetinin farkındayız. Geri dönüşü olmayan bir ürün beton, geri dönüşü olsa da maliyeti yüksek… Biz, üretici firmalar olarak, sektördeki müteahhit konumundaki firmalara sadece tavsiyelerimiz oluyor. Sürecin tarafıyız en nihayetinde. Bağlı olduğumuz birliklerin, beton ve inşaat odalarının, faaliyetlerine destek oluyoruz. Standart açısından, söz konusu sınıfların hepsi uygun olsa da, temennimiz, daha üst sınıflarda beton kalitesinin kullanılmasıdır.
Eğitim önemli. Kalifiye iş gücü problemi yaşanıyor. Sertifika şartı aranmıyor. Yerel yönetimlerle olduğu kadar mülki idare ile de ilgili problemler bunlar. Ayrıca, geçmişten bugüne denetimlerde epey bir yol alındı. En son, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakanlığı’nın piyasa denetimi ve gözetimi de halkaya katıldı, fakat yeterli değil. En önemlisi, yapı denetim mevzuatının son halkası olan yapı sigortası bir an evvel faal hale geçirilmeli. Çeşitli çalışmaların yürütüldüğünü biliyoruz. Yapı sigortası, üretici ve tüketicide bilinç oluşturacak. Halen düşünce aşamasında ama fiiliyata geçirilecektir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı Denetim Kurumları ve sektörümüz konunun takipçisi… Sektörümüz elbette başıboş değil. İhtiyaçlar doğrultusunda adımlar atılıyor. Mesela, duyarlılıktan dolayı, deprem sonrası beton sınıflarının bir gecede değiştiğini biliyoruz, gerekli refleks gösteriliyor.
Yalova örneğinde olduğu gibi, Bursa’da da Hazır Beton Bölgesi’nin kurulabilme olasılığı var mı?
Şener Akkan: Kendiliğinden bir kentsel dönüşüm gerçekleşiyor zaten. Bunu birkaç müteahhidin bir araya gelmesine de indirgeyemeyiz. Planlama, şehrin inşası demektir. Uzun yıllar yetmeyebilir buna.
Binaların inşasında geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması için yapılması gerekenler nelerdir?
Bursa Beton Bölge Müdürü Serdar Karabölen
Plansız şehirleşme konusunda hataların tekrardan yaşanmamasını umuyoruz. Çarpık kentleşme ya da çarpık olmayan kentleşmeye rağmen dayanıklı yapı sıkıntısı var. Çünkü planlı yapılmış binaları teste tabi tutarsanız, beton dayanıklılığının C 10-12 seviyelerinde olduğu görülecektir, belki de o yıllarda olması gereken oydu, o kadarı oldu. Bu yüzden yeniden yapılandırılma gerekiyor. Durabilite yani uzun ömür açısından, beton mukavemeti önemli. Kalite, mühendislik hesapları göz ününde bulundurularak, daima yüksek tutulmalı. Doğru beton tercih edilmeli. C 20-25 değil de, minimum C 30 olmalı. Durabiliteyi ancak yüksek dozajlı betonlarla sağlamak mümkün. İşçilik de çok önemli, iyi işçilik ihmal edilmemeli.
Şener Akkan: Betonun sahaya taşınmasından uygulanışına kadar, hassasiyet gerekiyor. Hepsi bir bütünün parçası olduğundan dolayı, hepsi doğru uygulandığında doğru bir iş çıkıyor ortaya. Baştan sona, denetimler sıklıkla yapılmalı. Yılda 2 kez denetim yetersiz. Karşılıklı bilinçlenme açısından, otokontrol sistemi oluşmalı, ancak bu şekilde beton sınıfı artacaktır.
Serdar Karabölen: Üretim aşamasına gelindiğinde, çeşitli denetimler gerçekleşiyor zaten. Sene içinde birkaç kez, firmaların kendi bünyesinde de gerçekleşiyor bu denetimler, kalite belgelendirme kuruluşlarıyla birlikte... Üretim aşamasına gelindiğinde var bunlar. Fakat uygulama sonrası yaşanan kontrolsüzlük daha hassas değerlendirilmeli. Beton kalitesini sürekli kılmak için birtakım işlemler yapılmalı.
Şener Akkan: Santrallerdeki betonlarda sıkıntının olmadığı ve fakat inşaatlardaki denetimlerde sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. O da işçilikle ilişkili bir durum. Sonrasında da farklı beton sınıfları ortaya çıkıyor. Tabandan başlayacak bir eğitim şart…
Bursa’da faaliyet gösteren hazır beton üreticilerinin sorunları hakkında neler söylemek istersiniz?
Mustafa Erdoğan: Üreticiler olarak işimizi layığıyla yapmaya çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünün sorumluluğunun ve ciddiyetinin farkındayız. Geri dönüşü olmayan bir ürün beton, geri dönüşü olsa da maliyeti yüksek… Biz, üretici firmalar olarak, sektördeki müteahhit konumundaki firmalara sadece tavsiyelerimiz oluyor. Sürecin tarafıyız en nihayetinde. Bağlı olduğumuz birliklerin, beton ve inşaat odalarının, faaliyetlerine destek oluyoruz. Standart açısından, söz konusu sınıfların hepsi uygun olsa da, temennimiz, daha üst sınıflarda beton kalitesinin kullanılmasıdır.
Eğitim önemli. Kalifiye iş gücü problemi yaşanıyor. Sertifika şartı aranmıyor. Yerel yönetimlerle olduğu kadar mülki idare ile de ilgili problemler bunlar. Ayrıca, geçmişten bugüne denetimlerde epey bir yol alındı. En son, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakanlığı’nın piyasa denetimi ve gözetimi de halkaya katıldı, fakat yeterli değil. En önemlisi, yapı denetim mevzuatının son halkası olan yapı sigortası bir an evvel faal hale geçirilmeli. Çeşitli çalışmaların yürütüldüğünü biliyoruz. Yapı sigortası, üretici ve tüketicide bilinç oluşturacak. Halen düşünce aşamasında ama fiiliyata geçirilecektir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı Denetim Kurumları ve sektörümüz konunun takipçisi… Sektörümüz elbette başıboş değil. İhtiyaçlar doğrultusunda adımlar atılıyor. Mesela, duyarlılıktan dolayı, deprem sonrası beton sınıflarının bir gecede değiştiğini biliyoruz, gerekli refleks gösteriliyor.
Yalova örneğinde olduğu gibi, Bursa’da da Hazır Beton Bölgesi’nin kurulabilme olasılığı var mı?
Serdar Karabölen: Yalova’yla birlikte, Gebze’de de gerçekleşti bu. Bursa’nın hızlı büyüdüğünü düşünürsek, hazır beton bölgesi ihtiyaç haline geliyor. Yer tahsisi yapılmalı. Böyle bir bölgenin, belediyeler tarafından yapılan planlamalar esnasında yerini alması gerekiyor. Ulaşımda diğer illere göre daha rahat bir konumda olan Bursa, beton alımında canlı bir pazar. Türkiye’nin de ilerisinde hatta. Hızlı tren projesi ve otoyol projesi de pazardaki talebi ve büyüme trendini zamanla artıracaktır. Dolayısıyla Bursa’da atılan adımlar her zaman uzun vadeli düşünülmeli...
Mustafa Erdoğan: Bursa hudutları içinde yılda 3 milyon 700 bin metre küp civarında beton üretiliyor. Konut ve tarım alanı olmayan böyle bir bölge oluşturulacaksa, sektörlere eşit derecede yaklaşılabilmeli, mesafe anlamında, hiçbir firma diğerine göre avantajlı konuma getirilmemeli.
Aslında talihsiz bir konumdayız. Beklentimiz dâhilinde, ruhsatlı alanlar yaratılabilmeli. Bursa’daki beton firmalarının sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Geçici ruhsatla çalışıyorlar. Bu da çözüm değil. Yer gösterilmesi gerekiyor. Mesela, taş ocaklarının içinde kurulabilmesi bazı yasalara takılıyor. Sektör aktörlerinin önünün açılması gerekiyor. Bulunduğu durumdan memnun olan yok.
Mustafa Erdoğan: Bursa hudutları içinde yılda 3 milyon 700 bin metre küp civarında beton üretiliyor. Konut ve tarım alanı olmayan böyle bir bölge oluşturulacaksa, sektörlere eşit derecede yaklaşılabilmeli, mesafe anlamında, hiçbir firma diğerine göre avantajlı konuma getirilmemeli.
Aslında talihsiz bir konumdayız. Beklentimiz dâhilinde, ruhsatlı alanlar yaratılabilmeli. Bursa’daki beton firmalarının sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Geçici ruhsatla çalışıyorlar. Bu da çözüm değil. Yer gösterilmesi gerekiyor. Mesela, taş ocaklarının içinde kurulabilmesi bazı yasalara takılıyor. Sektör aktörlerinin önünün açılması gerekiyor. Bulunduğu durumdan memnun olan yok.
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
11°
kapalı
