GAYRİMENKULDE GENEL DURUM
Geçen ay tapu işlemlerinde belediye rayiçleri yerine bölgesel rayiçlerin dikkate alınarak işlem yapılmasını öngören bir tasarının gayrimenkul sektörünü sıkıntıya sokacağından bahsetmiştim. Sektörün yavaşladığı bu tarz süreçlerde satışları daha da düşürecek birtakım uygulamaların yarardan çok zarar getireceği yetkili birimlerce görülmüş olacak ki bundan şimdilik vazgeçilmiş olması bence çok yerinde bir karar oldu. Umarım bu karar tekrardan dikkate alındığında vatandaşın bu konuda zarar görmeyeceği ve yine vatandaş ile birlikte sektör paydaşlarının da bu uygulamadan zarar edecek şekilde etkilenmeyeceği bir ara yol bulunarak bir düzenleme yapılır.
Haziran ayına genel olarak baktığımızda durağanlığın kısmen devam ettiği ancak bununla birlikte tamamen yaz moduna girmeden işlemlerini sonlandırmak isteyenlerin hareketliliği sebebiyle satışların devam ettiği bir görünüm göze çarptı. Muhtemel Temmuz ve Ağustos ortasına kadar her zaman olduğu gibi bir yavaşlama olacaktır. Bu direk ekonomi kaynaklı olmasından ziyade vatandaşların yaz aylarında çok da gayrimenkul alım satımı için motive olmamasından kaynaklanmaktadır. 23 yıldır her daim yaz aylarında çok ekstrem bir kampanya veya durum olmadığı sürece bu yavaşlamayı görmüşümdür. Haliyle benim beklentim bu sene de her sene olduğu gibi bunun tekrar etmesidir. Tabi her zaman dediğim gibi gayrimenkul sektörü hiçbir zaman tamamen durmaz zira gayrimenkul vatandaş için her daim hem oturum hem de yatırım değeri taşıdığından hızla nakde çevrilebilir ve hızla alım satılabilir bir dinamiğe sahiptir. Neticede doğum, ölüm, evlilik, boşanma, yatırım, ekonomik zorluklar gibi birçok dinamik gayrimenkul sektöründe alım ve satımı tetikleyen bir unsurdur. Neticede bir yaz ailenizle tatile çıkmayabilirsiniz, giderlerinizi kısabilirsiniz, yatırım kararınızı erteleyebilirsiniz ancak evleniyorsanız ve bütçeniz buna el veriyorsa bir ev alma kararınızı erteleyemezsiniz, boşanıyorsanız bu kararınızı ekonomi kötü diye erteleyemezsiniz, bir vefat varsa miras paylaşımını boş veremezsiniz, ortaklığı bitirme noktasına geldiyseniz bundan vazgeçemezsiniz. Yani 3. Kişilerin de olaya dahil olduğu bu tarz süreçlerde bireysel karar verme özgürlüğünüz sınırlı olduğunda gidişata uygun hareket etme zorunluluğunuz ortaya çıkar. Haliyle Türk halkının en güvenli liman olarak gördüğü gayrimenkul yatırımları o noktada ya alım ya da satım olarak devreye girer.
Zaten yıllık bazda satış adetlerine baktığınızda da bunu çok net görürüz. Ülkede ortalama 1.250.000 konut satışı olduğunu kabul edersek her şey çok iyi giderse %15’e yakın bir artış, her şey çok kötü giderse %15’e varan bir düşüş olur. Yani sistem kendi içinde bir dengede hareket etmeye devam eder. Önemli olan bu artış ve düşüşlerde doğru zamanda doğru hamleyi yapabilmektir. Daha önceki yazılarımdan birinde yazmıştım amortisman süresi 30 yılı bulduğu bir ortamda siz gayrimenkul alıyorsanız orada bir sıkıntı vardır veya tam tersi geri dönüş süresi 16-17 yıla düşmüşken siz bütçenize uygun bir yer bulup almıyorsanız yine bir sıkıntı vardır. Gayrimenkul yatırımında doğru karar vermek ile doğru karar verdiğine inanmak çok farklı şeylerdir. Sizin mülkünüz TL bazında değer kazanıyor gibi görünürken Dolar bazında değer kaybediyorsa siz de kaybediyorsunuzdur ancak kazandığınıza inanıyorsunuzdur. Bu sebeple de işinde uzman doğru gayrimenkul danışmanları ve ofisleri ile çalışmak önemlidir.
Temmuz ayınızın bol kazançlı ve bereketli geçmesi dileğiyle