Ekonominin dinamosu inşaat sektörü…
Türkiye ekonomisi, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde son 6 yılın en yüksek büyüme rakamını yakaladı. 11.1 oranında bir büyüme hızı yakalayan ekonomimiz, bu anlamda beklentileri de alt üst etti.
Bu dönemde özellikle inşaat sektörü büyümeye katkısını sürdürerek 2017 yılının aynı döneminde yüzde 18,7 oranında büyüme performansı sergiledi ve Gayri Safi Yurtiçi Hâsıladan yaklaşık yüzde 8 oranında bir pay aldı.
Bütün bu rakamlar sektörümüzün 2017 yılında da ülke ekonomisini domine ettiğini gösteriyor. Sektöre ilişkin yatırım fırsatları ve finansman riskleri birlikte değerlendirildiğinde, inşaat sektöründeki büyümenin gelecek dönemde genel ekonomik performansın üzerinde seyredebileceği muhtemel gözüküyor. Öyle ki, Türkiye'de toplam inşaat sektörü üretiminin yarısından fazlasını oluşturan konut üretiminde de ivme hızlandı ve bina inşaatı alt segmentinin toplam inşaat faaliyetlerindeki payı arttı. Hızlı kentleşme paralelinde yeni yerleşim alanlarının gelişmesi ve kentsel dönüşüm gibi etki alanı oldukça geniş projeler, konut segmentinde faaliyetin önemli oranda artmasına sebep oldu. Bu bilgilerin ışığında bizler, 2018’den de oldukça umutluyuz diyebiliriz ancak bir takım teşvik ve desteklerin devam etmesi, bazı yapısal reformların da hızlıca yapılması gerekiyor.
Tüm bu rakamlardan da açıkça görülüyor ki, inşaat sektörüne yapılan yatırımlar sürdürülebilir büyümenin en önemli destekçisidir. 2018’de devletimizin yapısal reformlar ve yatırımları teşvik edici politikaları sürdürmesi durumunda, kamu altyapı yatırımları ve özel sektör projelerinin yansımalarıyla inşaat sektöründeki büyüme eğiliminin devam edeceğini tahmin etmek çok da zor değil.
Öte yandan Türkiye’nin en önemli gündem maddeleri arasında yer alan kentsel dönüşüm projeleri de sektöre canlılık ve hareket katmaya devam edecektir. Hali hazırda 7,5 milyonun üzerinde konutun dönüşüm uygulamasına tabi tutulması gerekiyor. Bu da önümüzdeki 20-25 yılın lider sektörünün inşaat olacağını kulağımıza fısıldıyor.