banner94

banner77

banner69

banner88

23.10.2023, 11:13 46

Bursa Tarihi

Bu yazımda, pek çoğumuzun hem doğduğu, hem büyüdüğü, hem de halen yaşadığı güzel Bursa’mızın Türkleşmesine kadarki tarihinden kısaca bir bahsetmek istedim sizlere. Umuyorum ki siz de merakla keyifle okursunuz.

Bursa, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere yurt olmuştur. Bilinen en eski uygarlık ise, günümüzden 8500 yıl önceye ait, Güney ve Orta Anadolu’dan göç ettikleri düşünülen insanların kurmuş olduğudur. Akçalar, Ilıpınar, Barçın höyüklerinde ortaya çıkarılan buluntular, bu Neolitik toplumların varlığını ve kültürünü yansıtmaktadır. 3000 yıl önce de Bitinlerin ve Tırakların yerleştiği bilinmektedir. Kentin ilk defa M.Ö. II.yy. sonralarında Bitinya Kralı Prusias’a sığınan Kartaca’lı Hannibal tarafından veya I.Prusias tarafından kurulduğu kabul edilir. Kurulan bu kente de Prusa ad Olympium (Uludağ Bursa’sı) adı verilmiştir.

Kurulmuş en eski Bursa, Uludağ’ın alt eteğinde traverten ve kalker tüfleri üzerinde, bugünkü Altıparmak Caddesi’nin güneyinde dik bir bayır ile ve doğuya doğru eğimle Gökdere alanı ile birleşen, “Bursa Hisarı” olarak geçen bu terastır.

Krezus/Kroisos (M.Ö.561-546) döneminde Lidyalıların egemenliğine giren Bursa bölgesi, daha sonra ise Pers/İran egemenliğine girer. Dedalses, İranlılara karşı savaşır ve Bursa bölgesinde bağımsız bir Bitinya Devleti kurar. Dedalses’in oğlu Botiras’ın oğlu Bas Byas (M.Ö.378-328) Bitinya Krallığı’nın ilk kralı olarak geçer. I.Prusias (M.Ö.232-192) döneminde Bursa’nın etrafı surlarla çevrilir.

Bitinya krallığı ise M.Ö.74 yılında Roma’ya bağlanır, uzun yıllar Roma egemenliğinde kalır. Romalılardan sonra Bizanslıların bir ili olan Bursa, XIX. yüzyıla kadar da Bitinya adını korur. Hatta yabancı kaynaklarda, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasının ardından Bursa bölgesinde kurulan Osmanlı Beyliği de, Bitinya Beyi veya krallığı olarak anılır.

Daha sonra ise, Bursa’yı fethetmek isteyen Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey, Bursa şehrini askeri güç kullanarak alma imkânı olmadığından, Bursa kalesinin abluka ile teslim alınabileceğini düşünüp, yüksekte Balabancık Kulesini, ovada ise Aktimur havale kulesini inşa ettirir. O dönemlerde, kale ve hisarları düşürmek için kullanılan en önemli taktik; kaleleri kuleler vasıtasıyla abluka altında tutarak giriş-çıkışları engellemektir. Bu yöntemle kale halkı aç bırakılarak, suyu kesilerek teslim olmaya zorlanıyor, böylelikle kan dökmeden kentler ele geçiriliyordu. Bursa’nın ele geçirilmesinde de “vire” denilen bu metot uygulanır. 23 yıl süren kuşatma sonunda, aç ve susuz kalan halkın Tekfur’a karşı ayaklanması ile şehir savaşılmadan 1303 yılında gözetim altına alınmış, 1326 yılında Osmanlıların eline geçmiştir.

Orhan Gazi ise, Bursa’yı aldıktan sonra kentte hızlı bir imar çalışması başlatarak, Hisar içinde sıkışan kenti, bugünkü Ulucami ve Hanlar Bölgesine kadar genişletir. Orhan Bey, külliyesini Bursa Hisarı’nın doğu tarafına inşa ettirerek modern Bursa’nın (Bugün Hanlar Bölgesi olarak bildiğimiz alanın) temellerini atar. Burada, cami (bugünkü Orhan Camii), medrese, mektep, imaret, zaviye, hamam ve bedesten (bugünkü Emir Hanı) inşa ettirir. Orhan Gazi’nin bu uğraşları neticesinde halk da külliyenin etrafında, doğuya doğru yayılmaya başlar ve yeni yerleşimlerle yeni şehir merkezi oluşturulur. Ayrıca Orhan Gazi, hisar içindeki saraylara da yeni işlev kazandırıp, hisar içinde yeni birkaç mescit de yaptırır. Hisarın Yer Kapı çıkışında Tahte’l-kal’a (Tahtakale) tarafında dükkânlar inşa edilerek şehrin genişlemesinin yolu açılır. Yeni yerleşen nüfus ile birlikte artan üretim ve mülkiyet anlayışı ile Bursa, kısa zaman içerisinde ticaret kenti haline gelir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
11°
kapalı
banner61
banner62
banner89