Akyükselen İnşaat’ın Genel Müdürü Şeref Demir: Dönüşümde mağduriyetler giderilmeli
Bursa’da kentsel dönüşüm denince ilk akla gelen firmalardan olan Akyükselen İnşaat’ın Genel Müdürü Şeref Demir de, sektörün içinde bulunduğu durum, alınabilecek önlemler, deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm üzerine değerlendirmelerde bulundu.
İnşaat ve emlak sektöründe yaşanan sıkıntıların, geçtiğimiz yıl azalmaya başlasa da hala devam etmekte olduğunu söyleyen Demir, “Geçtiğimiz iki yıl, finansman açısında oldukça sıkıntılı bir süreçti. . Yaşanılan bu süreci paydaşlarımızı üzmeyecek, zarar vermeyecek şekilde Akyükselen İnşaatın vizyonuna ve misyonuna uygun şeklide geçirmeye çalışıyoruz. Firma olarak bu süreçte, bin 300 daire ile yüzlerce işyeri ve ofis imalatına başladık. Bunların büyük bir kısmını tamamladık, diğerlerini de bitirme noktasındayız” dedi.
“YENİ MEVZUATLAR SEKTÖRÜ DÜZENE SOKACAKTIR”
İnşaat sektöründe yaşanılan sıkıntıların genel olarak ülkedeki ekonomik şartlardan aynaklandığını
ancak bazı yan faktörlerin de sektörü oldukça olumsuz etkilediğine dikkat çeken Demir, “Özellikle, sektör içerisinde ehil olmayan, bu işe sonradan giren firmaların işe dahil olması çok olumsuz bir durum yarattı. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de 335 bine yakın müteahhit olduğu görülüyor. Bu rakam tüm Avrupa’da ise 30 bin civarında. Olması gerekenin çok üstünde sayıda müteahhit firmanın olması, büyük olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Sermeye, tecrübe, teknik kadro ve bilgi konularında yetersiz firmaların sektöre verdikleri zararın yansıra, iş yaptırdıkları taşeron ve işçilerin ücretlerini ödememe, malzeme aldıkları firmaların ödemesini yapmama, sattıkları gayrimenkulü teslim etmeme veya geç, eksik teslim etme gibi durumlar büyük mağduriyetlere yol açmaktadır.. Bunların neticesi olarak toplumda, müteahhitlere karşı bir önyargı ve güvensizlik
oluşmaktadır. Müteahhit denince; rant peşinde koşan insanların can ve mal güvenliğini önemsemeyen, çevre bilinci olmayan, kentin estetiğini, tarihini, geleceğini göz ardı eden, insan olma özeliklerinden yoksun bir algı oluşması sektöre verilecek en büyük zarardır. Bu noktada, yönetim kurulunda bulunduğum İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği olarak, çok yönlü çalışmalar başlatmış bulunmaktayız. Sektörü bu kötü algıdan kurtarmamız lazım. Yapılan yasal düzenlemeler bu konularda büyük fayda sağlayacaktır. Ancak tedbirler alınırken, bir yandan da ivedilikle yapılması gereken kentsel dönüşüm projeleri ve işsizliğin artığı bu süreçte sektörünönünü tıkamamak gerekir” diye konuştu.
“SEKTÖRÜN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMDAN ÇIKMASI ŞART”
2019 yılında devletin sektörü canlandırmak için önemli adımlar attığının altını çizen Demir, “Faiz
oranlarının çok yüksek olması satışlarımızı oldukça olumsuz etkiledi. Konut kredi faiz oranlarının 2’lere dayandığı bir noktada, satışlar neredeyse sıfıra indi diyebiliriz. Biz öz sermayeyle çalışan bir firmayız. Bizim gibi öz sermayeyle çalışan firmalar bu süreçte ayakta durabildi ama bankalardan kredi alanlar, satışların durmasıyla birlikte, kredi geri ödemelerinden dolayı büyük sorunlar yaşadılar. Finansman noktasında sorun yaşayan firmalar satış politikalarını değiştirerek
maliyetin altında satışlara başlıyor. Bu durum haliyle, satışlarımıza olumsuz yansıması oluyor.
Fakat bu sıkıntılı sürecin atlatılması için devletimizin önemli destekleri oldu. Konut kredi faizlerinin
aşağıya çekilmesi, KDV oranının yüzde 18’den 8’e, tapu harçlarındaki verginin yüzde 3’e indirilmesi gibi olumlu değişiklikler sektörde hareketlilik yaşanmasına imkân sağladı. Ancak sektör henüz sıkıntılardan kurtulmuş değil, bunun için yapılan indirimlerin aynı şekilde devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. İnşaat sektörünün 250’ye yakın alt sektörü var. Bunları da hesaba kattığımızda Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 30’una yakın sektörün ekonomik gücü var. Daha da ötesi sektör had saada bir istihdam yaratıyor. Sektörde istihdam edilenlerin yüzde 60’ı alt gelir
grubuna bağlı ve düşük eğitimli kişiler. Bunları inşaat haricinde başka bir yerde istihdam etmeniz zor. Bu yüzden inşaat sektörünün içinde bulunduğu durumdan çıkması şart. Biz piyasanın oturmasıyla ve işin ehillerinin sahada kalmasıyla, sektörün daha iyi bir noktaya geleceği konusunda umutluyuz.” dedi.
“TÜRKİYE’DE 7 MİLYON RİSKLİ YAPI VAR”
Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yaşadığını ve riskli yapıların dönüşümünün şart olduğunun altını çizen Demir, şöyle konuştu;
“Geçtiğimiz yıllarda yaşanan Van depremini hatırlayalım. Kısa süre önce olan Elazığ ve Malatya depremleri oradaki yaraları sarmak için devletimiz ve tüm vatandaşlarımız seferber oldu buna rağmen sıkıntılar yaşandı. Bu büyüklükte bir depremin İstanbul ya da Bursa gibi metropolde olduğunu düşünün, ülke olarak altından kalkmamız çok zor olur. Türkiye genelinde 7 milyon, Bursa özelinde ise 600 bin riskli yapı olduğundan bahsediliyor. Bu riskli yapıların dönüşümünü hızlı bir şekilde tamamlamamız lazım. Bunun için radikal kararlar almamız gerekiyor. Geçmiş dönemde bazı girişimlerde bulunuldu, ancak yoğun yapılaşmadan yaşanılacak sorunlardan
dolayı geri adım atıldı. Şu anda mevcut devam eden ve bitmiş olan kentsel dönüşüm projelerin
de bile bürokratik sorunlarla uğraşılıyoruz. Biz bu sorunları ivedilikle çözüp, depreme hazırlanmalıyız.”
“KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BURSA’NIN EN İYİ FİRMALARINDAN BİRİYİZ”
Akyüselen İnşaat’ın tamamlanmış ve devam eden kentsel dönüşüm projelerinden de bahseden
Şeref Demir, “Kentsel dönüşüm konusunda Bursa’nın en iyi firmalarından biriyiz. Müşteri memnuniyetini ilke edinerek, kullananların huzur bulacağı, bulunduğu lokasyona değer katan yapılar inşa etmek öncelikli hedefimiz. .Firmamızın kentsel dönüşümdeki amiral gemisi Özlem Sitesi. 800 dairelik Yükselenpark Özlem projemizin anahtar teslimine başladık. Bunun yanı sıra, Fatih Sultan Mehmet Bulvarında Melis ve Bulvar projelerimizin anahtar teslimini kısa sürede gerçekleştireceğiz. Beşevler’de Yükselenpark Vizyon ve Podyum Park’ın hemen üstünde
Yükselenpark Nilüfer Sitesi projemizi tamamladık ve burada yaşayan insanlarımızın büyük
takdirini topladık. Ancak bazı kentsel dönüşüm projelerinde vatandaşlarımız mağdur bırakıldı. Bu insanların sorunlarına hep birlikte çözüm bulmalıyız. Biz kurumsal ve profesyonel bir firmayız. Yapılabilecek, firmamıza zarar vermeyecek projelerde, toplumsal sorumluluğu da göz önünde bulundurarak, nerede görev düşerse elimizi taşın altına koymaya hazırız. Soğanlı’da Osmangazi Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm projesi buna güzel bir örnek olarak gösterilebilir” şeklinde konuştu.