Sektörün zeminden yükselen sesi: Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi
Konut Yapı Gazetesinin sektörün akademik odaları ve sivil toplum kuruluşlarını ele aldığı “Sektörün Kilit Taşları”, yaşanan deprem felaketinden sonra mikrofonunu en çok merak edilen soruların yanıtlarına sahip yetkililere uzatıyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er ve yönetim kurulu üyeleri akıllardaki soru işaretlerine açıklık getiriyor.
Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketinden sonra sanayi ve konut yapılarıyla adeta ABD’nin Detroit’i olan Bursa’nın geleceği ile ilgili deprem endişesi had safhada. Buradan hareketle Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulunu daha yakından tanırken akıllarda beliren soruları da yönelttiğimiz başkan ve üyeler Konut Yapı’ya özel açıklamalarda bulundular.
Röportaj: Dilek Atlı
Hasan Koyunlular
Yönetim Kurulu Üyesi
“1963, Bursa doğumluyum. 1986 yılında İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldum. 1998 yılından bugüne kendi firmamda çalışıyorum. Zemin etüdüne yönelik çalışmalar yapıyorum. 2008 yılından beri de Jeoloji Mühendisliği Odası İl Temsilciliği ve Güney Marmara Şubesi’nde görev alıyorum.”
Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ne zaman kuruldu ve kaç üyeniz bulunuyor?
Jeoloji Mühendisleri Odası, 1974 yılında TMMOB’a bağlı olarak kuruldu. O tarihten 2008 yılına kadar İstanbul Şubesi’ne bağlı olarak Bursa İl Temsilciliği şeklinde görev yaptı. 2010 yılındaki Genel Kurulun sonunda da Güney Marmara Şubesi olarak hizmete başladı. Böylece Yalova, Çanakkale ve Balıkesir illeri Güney Marmara Şubesi’ne bağlanarak ve Bursa merkezli olarak bugüne kadar çalışmalarını sürdürmektedir. Toplam 1053 üyemiz bulunuyor. 2008 yılında Bursa İl Temsilciliği Başkanı olarak görev yapan Engin Er, 2010 yılından itibaren de Güney Marmara Şubesi Başkanı olarak çalışmaktadır. Yönetim kurulumuz 7 asil ve 7 yedek üyeden oluşmaktadır. 2022 Ocak ayında yapılan şube seçimlerinde de bugünkü yönetim kurulu üyelerimiz belirlenip yine Engin Er başkanlığında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ali Can Saban
Sayman Üye
“1990, Bursa doğumluyum. 2013 yılında Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliğinden mezun oldum. Ardından Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Yönetimi bölümünü tamamladım. 2013-15 yıllarında metalik madenlerde arama jeoloğu olarak görev yaptım. 2015 yılından itibaren de Buski Genel Müdürlüğü Su Tesisleri Dairesi Başkanlığı Gölet ve Sulama Şube Müdürlüğü’nde görev yapıyorum. 2018’den beri de Güney Marmara Şubesi’nde yedek, asil ve sayman üye olarak görev alıyorum.”
Faaliyet alanlarınız ve yönetim kadronuz nelerdir?
Afet ve afet yönetimi, çevre jeolojisi yönetimi, tıbbi jeoloji, enerji kaynakları, jeotermal, kömür, hidrokarbon gibi maden ve diğer yataklar, mühendislik jeolojisi, jeoteknik, temel jeoloji, kültürel jeoloji, jeolojik miras, sondaj ve sondaj yönetimi, sondaj teknikleri, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri, işçi sağlığı ve güvenliği başlıkları altında faaliyet alanlarımız bulunuyor. Meslektaşlarımızın bilgi edinmesi, değişen yönetmeliklerin ve genelgelerin üyelerimizle paylaşılması da faaliyet alanlarımız içinde bulunuyor. Yönetim kadromuzun başında Engin Er bulunuyor. Kendisi özel bir şirket sahibi, zemin etütleri ve madencilikte faaliyet gösteriyor. İkinci Başkanımız Sebiha Yıldızalp, Gemlik Belediyesi’nde İmar İşlerinde görev yapıyor. Otoyol A.Ş.’de görev yapan Yazman Üyemiz Atakan Süler işletme müdürüdür. Ben, Sayman Üye Ali Can Saban, BUSKİ Genel Müdürlüğü Su Tesisleri Dairesi Başkanlığı Gölet ve Sulama Şube Müdürlüğü’nde görev yapıyorum. Yönetim Kurulu Üyelerimiz; Kemal Olgun, DSİ’de Jeoteknik ve Yeraltı Suları Şube Müdürü, Sami Dizman, özel bir zemin laboratuvar firması sahibi, Hasan Koyunlular da özel bir şirket sahibi ve zemin etütleri ve iyileştirmeleri yapmaktadır.
Atakan Süler
Yazman Üye
“1984 yılı doğumluyum. Akdeniz Üniversitesi’nden Yüksek Jeoloji Mühendisi olarak 2007’de mezun oldum. Mezun olduktan sonra yaklaşık 10 yıl tünel inşaatlarında görev yaptım. 6 yıldır da Otoyol A.Ş.’de Yapı ve Planlama Müdürü olarak görev alıyorum. 2 dönemdir de YK üyesi olarak Güney Marmara Şubesi’nde bulunuyorum.”
Odanın Bursa Şubesi çatısı altında bugüne kadar nelere imza attınız, hangi çalışmalarda bulunuyorsunuz?
Şube yönetimi olarak meslektaşlarımıza, mesleki konularda özel eğitimler düzenliyoruz. Birlikteliği arttırmak için sosyal faaliyetlerde de bulunuyoruz. Basın ve kamuoyuna deprem, heyelan vb. doğa olaylarına ilişkin bilgilendirme açıklamaları yapıyoruz. Yerel yöneticilere ise odamıza bağlı bulunan Çanakkale, Yalova, Balıkesir ve Bursa ile ilgili jeolojik yapılar ve özellikleri hakkında bilgilendirmeler ve yapılması gerekenler konusunda iletişimde bulunuyoruz. Özellikle deprem, yeraltı suları ve zemin etüdü gibi özellikle yapı güvenliği ve şehirciliği etkileyen konularda mesleğimizle ilgili olan kanun ve yönetmelikler üzerine çalıştay, seminer ve paneller organize ediyoruz. Yerel yöneticileri de bu panel ve çalıştaylara davet ediyoruz ki gelecekteki risklerin önüne geçmek istiyoruz. Özellikle 17 Ağustos, 12 Kasım gibi günlerde halka yönelik basın açıklamaları yaparak farkındalık sağlamaya çalışıyoruz. Okul ve diğer eğitim kurumlarda yer bilimlerini tanıtmak, doğa olaylarını anlatmak içinde öğrenci ve öğretmenlere bilgilendirme sunumları da gerçekleştiriyoruz.
Kemal Olgun
Yönetim Kurulu Üyesi
“1961 yılı Giresun doğumluyum. 1985 yılında Fırat Üniversitesi’nden Jeoloji Mühendisi olarak mezun oldum. 1988’de yüksek lisansımı tamamladım. 1985 yılında DSİ’de göreve başladım. Farklı bölge müdürlüklerinde 38 yıldır görev alıyorum. DSİ’de jeoteknik, jeolojik çalışmalarda bulundum ve halen görevime devam ediyorum.”
Güney Marmara Şubesi üyelerinin özel ya da kamu alanındaki çalışma yaşamlarından söz eder misiniz?
Meslektaşlarımızın birincil görevi, tüm canlıların yaşam alanındaki her aşamada, bize düşen görevleri gerçekleştirmektir. Yönetim kurulu olarak da, oda olarak da bu görevler ile ilgili, yönetmelik ve yasalar çerçevesinde, raporlama ve gerekli önlemler için adımlar atma gibi sorumluluklarımız var. Hepimizin bildiği gibi yapılar, disiplinler arası bir çalışma anlayışıyla jeoloji mühendisleri, inşaat mühendisleri, jeofizik mühendisleri ve diğer mesleki paydaşlarla birlikte oluşturulmaktadır. Bu nedenle biz de ilgili mevzuatlar çerçevesinde, kamudan özele tüm yapı aşamalarında görevlerimizi yerine getirmekteyiz. Örneğin, DSİ’de baraj, gölet, karayollarında otoban, köprü, tünel çalışmalarında, kısaca tüm mühendislik yapılarında meslektaşlarımız etütten uygulamasında ve hatta sonrasında görev almaktadır. Yani yer bilimciler, heyelan olduğunda da var, köprü yıkılsa da var, görevinin başında.
Sebiha Yıldızalp
Yönetim Kurulu İkinci Başkanı
“1981, Kırşehir doğumluyum. 2004’te Erciyes Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 2005 yılından beri Bursa’dayım. 2005’te özel sektörde görev aldım. 2006-2008 yıllarında büro çalışanı olarak bulundum. 2008 yıllından bugüne kadar da Gemlik Belediye İmar İşlerinde görev alıyorum.”
Deprem gerçeği, Türkiye’nin gündemine oturdu. Mesleki açıdan jeoloji mühendislerinin sektördeki yeri ve önemini özetler misiniz?
13 Temmuz 1944 yılında yer sarsıntıları ile ilgili alınacak önemler konusunda bir kanun çıkmıştır. Ama bu kanuna rağmen, 1956 yılında 6785 Sayılı yasa ile 1985 yılında 3194 Sayılı İmar Kanunu nedeniyle konut sektöründe jeoloji ile ilgili detaylar yüzeysel ele alınıyor. Oysa etütler yapılırken biz sondajlı, araştırma çukuru ve farklı yöntemlerle detaylı araştırmalar yaparız. Bunlardan çıkardığımız veriler vardır. Nereler taşkın sahası ve heyelan bölgeleri, nerelerde fay hatları var bakarız. Bundan sonra şehirleşme planlarının meydana gelmesi gerekiyor. Maalesef bu, 3194 Sayılı İmar Kanununda çok yüzeysel kaldığı için, fay hatları belirlenmediği için 1999 Marmara Depremi’nde büyük felaket yaşadık. Bunun sonucunda da jeoloji mühendisliğinin önemi gündeme gelerek 3030 Sayılı Kanun kapsamı dışında kalan bölgelerde Tip İmar Yönetmeliği yeniden ele alınarak yerel idareler artık ruhsat verirken zemin etüt raporlarını da istemek zorunda kaldı. Binaların statik özelliği kapsamında deprem anında nasıl bir performansa sahip olması gerektiği, zemin etüt raporları ile belirleniyor. Bu nedenle jeoloji mühendislerinin yapı alanındaki varlığı ve çalışmaları son derece önemlidir.
Engin Er
Yönetim Kurulu Başkanı
“Bursa’da 1961 yılında doğdum. Orta ve lise eğitimimden sonra İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünde 1983 yılında lisansımı tamamladım. 1985 yılında da yüksek lisansımı Genel Jeoloji Anabilim Dalı’nda tamamladım. Kendi firmamı kurdum. Haymaş Madencilik adı altında çalışmalarımı sürdürüyorum. 2008 yılında İl Temsilcisi olarak, 2010 yılından bugüne de Güney Marmara Şubesi olarak oda çatısı altında farklı dönemlerde YK üyesi ve başkanlık görevleri aldım. Bu dönemde de Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi Başkanıyım.”
Bursa’nın fay hatları üzerine konuşlanmış olması ve coğrafi özelliklerini göz önüne alırsak konut ve yapı alanında sizin vurgulamak istedikleriniz nelerdir?
Türkiye’de 24 il, 110 ilçe ve 500 civarında yerleşim yeri aktif fay hatları üzerindedir. Bursa da bu şehirlerden biri. En çok hareketli olan ve sayıca en fazla deprem üreten Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeyiz. Bu fay hattı, tarih boyunca 7 ve üzeri depremler üretti. 1999 Marmara Depremi de bunlardan biri. Bu fay üzerinde oluşacak deprem, Bursa’yı da etkileyecek. Marmara Denizi üzerinde 7-7,5 hatta 7,6 şiddetinde deprem üretme potansiyeli olduğunu biliyoruz. Mudanya, Gemlik en çok etkilenecek ilçelerken, Bursa merkezde de zemin özelliklerine bağlı olarak etkilenecek ilçeler vardır. Bursa Ovası, 1999 Marmara Depremi’nden etkilenmişti. Ayrıca, İznik Gölü’nün güneyinden başlayıp Gemlik’e, Mudanya’nın denizle birleştiği noktadan Karacabey’e doğru eden Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın orta kolu, yerleşim yerlerinin altındadır. Buralarda sismik boşluk olarak adlandırabileceğimiz yerler var. Bu ikisinde de deprem her an beklenebilir. Bugün mühendislik hizmeti almamış ve alüvyon zemin üzerinde bulunan binalar, yüzde 60 civarındadır. Bursa, fay hatlarını ciddiye almalı ve fay hattı üzerinde konuşlanmaktan bir an önce vazgeçmelidir.
Kent yöneticilerine mesajınız var mı?
1/100 000’lik çevre düzenini revize etmeliyiz. Buna göre planlamamız oluşmalıdır. 1/1000’lik planlarda fay hatları göz önüne alınmalıdır. Belediyeler, kendi üzerine düşeni yapmalı ama depremi önceden bilmek üzere yapılan yatırımlar akademisyenlerin işidir, belediyelerin değil. Büyükşehir Belediyesi, Büyükşehir Yönetmeliğini uygun hale getirmeli ve diğer belediyeler bu yönetmeliğin uygulamasıyla hareket etmelidir. Merkezi hükümet ise yapı denetim yönetmeliğini mutlaka revize etmelidir. İlk adım, jeoloji mühendisliğinin denetimidir, ardından diğer denetlemeler yapılmalıdır.
6 Şubat 2023 tarihinden sonraki projeleriniz arasında neler var?
Kahramanmaraş bölgesinde görevliydik. Teknik çalışmalarda da bulunduk. Kayıpları gördük. Böyle bir felaketin bir daha yaşanmaması için, Bursa’nın ve Güney Marmara’nın güvenli yerleşim alanlarına sahip olması için, basın açıklamaları yaptık. Yapmaya devam edeceğiz. Konferansalar düzenleyeceğiz. Okullarda eğitim çalışmaları düzenleyeceğiz. Broşürler dağıtacağız.