Diplomayı eline alan gökdelen dikiyor
TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin Dünya Mimarlık Günü etkinlikleri uzun yıllar Mimarlar Odası'nda görev alan, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) kurucusu deneyimli mimar Doğan Hasol’un online söyleşisi ile sona erdi.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi üyesi Eyüp Kundak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen online söyleşide Mimar Doğan Hasol, mimarlık mesleğini çeşitli yönleriyle ele aldı.
‘Mimarlık Denince’ başlıklı söyleşisinde konuşan Mimar Doğan Hasol, kent kavramının Arapça’da medine yani medeni kelimesinden geldiğini ve bunun da şehirli demek olduğunu ifade etti. Uygarlığın şehirlerde oluştuğuna vurgu yapan Hasol, “Türkiye’nin uygarlık düzeyini artırmak için şehirlerinin çok düzgün olması lazım. Çünkü kentlerin eğitici bir yanı da vardır. Tıpkı, ‘Biz binalarımızı yaparız, binalarımız da bizi şekillendirir’ lafında olduğu gibi. Kentler de insanları şekillendirir, daha uygar kılar. Dolayısıyla kentlerimizin çok iyi planlanması gerekiyor” dedi.
“PARSEL BAZLI PLANLAMA, KENTİN DOĞRU GELİŞİMİNDE ENGEL”
Mimarların pek çok paydaşla birlikte süreci yönettiğini ifade eden Hasol, her şeyden önce kentsel planlamanın önemine vurgu yaptı. Hasol şunları söyledi: “Şehirlerin plan dâhilinde gelişmesi lazım. Son zamanlarda bunlar hep ihmal edildi. Planlama yapıldıktan sonra kentsel tasarım yani çeşitli mahallelerin alacağı biçim önceden tasarlanırdı. Bunlara şehir mimarı denirdi. Şimdi ise bir gökdelen çıktığında, suçu mimara atıyorlar, bunun nasıl çıktığını sorguluyorlar. Kentsel tasarım olursa bunun önüne geçiliyor. Son dönemlerde parsel bazında noktasal planlamalar yapılıyor. Bunlar kentin doğru gelişmesinin önünde engel.”
“İYİ BİR MİMAR 4 YILDA YETİŞMEZ”
İyi bir mimarın yetişmesinin 4 yılda olamayacağını savunan Hasol, “Mimarın iyi olması eğitimine bağlı. YÖK kurulurken Tıp eğitimi dışında tüm bölümler 4 yıl olacak şeklinde kararlar alındı. Ancak 4 yılda mimar yetiştiremiyorsunuz. Amerika’da 4 yılda kimseyi mimar yapmıyorlar. Örneğin İtalya’da 3+2 yani 5 veya 6 yıldır. Bununla da yetinilmez bide mimarlık yetkinliği için okul sonrası staj dönemleri var. Bizde ise okulu bitiren, diplomayı eline alan isterse öbür gün gökdelen dikebiliyor” diye konuştu.
“MİMARLIK POLİTİKAMIZ OLMALI”
Ülkemizin bir mimarlık politikası olması gerektiğini söyleyen Hasol, şöyle devam etti: “Mesleki yetkinlik için sınav yapılması lazım. Bizdeki mevzuatta da çok eksikler var. Mimarlık kanunu ve yasası var bu yasa 1938 tarihli. Sadece yetkileri söylüyor başka da bir şey demiyor. Biz bu yasayla bir sektörü yönetmeye çalışıyoruz. Gelişmiş ülkelerin ya belirlenmiş mimarlık politikası ya da resmen kabul edilmiş mimarlık yasası var. Örneğin Finlandiya’da mimarlık politikası var. Başkanlık tarafından gerekli meslek örgütlerine tanışılarak yapılmıştır. Bu politikayı o Bakanlar Kurulu onaylamış, tüm bakanlıkları ve gelecek bütün kuşakları kapsıyor.”
“TÜRKİYE MİMARLIK ÜLKESİDİR”
Türkiye’nin mimarlık ülkesi olduğunu belirten Hasol, “Bu topraklarda mimarlık yoksa hiçbir ülkede yoktur. Bu ülkede yeşermiş 3000 antik kent var. Bunun yanında zamanında belirlenmiş dünyanın 7’inci harikasından 2’si burada. Ayasofya’nın yapım tarihi M.S. 532-537 yani Mimar Sinan’dan 1000 yıl öncedir. Bu bir zincirdir devam ediyor. Bunun tümünü silemeyiz. Çoğu zaman yapıların gözünün yaşına bakılmıyor. Bazı yapıların ömrü mimarlarının ki kadar bile olamıyor. Bu daha çok arsa üretmek için yıkılıyor. Kat artırmak için yıkılıyor. Böyle olmamalı” dedi.