Gezi yazıları: Gökçeada

Başka ülkeleri ziyaret etmek istiyorum ama ürküyorum diyen siz değerli dostlar. Sizlere güzel bir haberim var. Eski adı İmroz olan Gökçeada, pekçok kültürün birarada yaşadığı harika bir coğrafya. Türkiye'nin en büyük adası Gökçeada’da deniz ve doğa harika. Mutlaka gezmelisiniz. Binlerce yıllık geçmişi olan bu tertemiz ve bozulmamış coğrafyada , güneşin batışı bambaşka.oluyor. Yaklaşık 15 yıl önce bir kez daha gitmiştik. O yıllara oranla adaya çokfazla sahip çıkılmış. Adada pek çok bölgeden esnaf var ve turistik mekanlar her yerde olduğu gibi burada da müşterileri ısırmaya başlamışlar. Hala vahşi bir doğası olan Gökçeada'nın 2021 yazında her yerinde yol çalışmaları var. Adadaki koyun hala genetiğiyle oynanmamış olduğundan etleri ve sütleri tabii ki peynirleri çok lezzetli. Adanın koyunları orijinal bir soya sahip.

Hiç genetiğiyle oynanmamış ve diğer ırklarla karışmamış. Bazılarının sırtında sahiplerinin çizdiği mavi, yeşil, kırmızı boyalar var. Ve gece olunca hepsi evlerinin yolunu buluyorlar. Çoğunun bir çizgisi varmış ve sadece o çizgiye kadar serbestçe dolaşıyorlarmış. Gece sessiz uyumaya alışkınsanız buradaki kuş sesleri, baykuş sesleri size değişik gelebilir. Adanın harika kumsalları, pırıl pırıl bir denizi var. Deniz kıyısındaki şezlongları 20 TL'ye kiralayabilirsiniz. Dünyanın Ekolojik ısınmasından mıdır nedir? deniz suyu sıcaklığı Didim denizinin suyu gibi sıcacık.

Binlerce yıldır adada pek çok kültür buluşmuş. Camiler, kiliseler bir arada. Her yerde adanın rahatlığı ve huzurlu yüzleri var. Adanın her tepesinde harika ve keşfedilmemiş köyler var. Bu köylerde genetiğiyle oynanmış meyve ağaçları ve sebzeleri bulabilirsiniz. Köylerin girişine araçları park ediyorsunuz ve köyleri yürüyerek geziyorsunuz. Köylerin içinde taş evlere ve kahvelere rastlıyorsunuz. Yeni yeni sabun atölyeleri, seramik atölyeleri, kurabiye dükkanları
açılmaya başlanmış.

Ada'nın tüm köyleri çok güzel. Tepeköy o kadar güzel bir köy ki. İçinde harika bir yerleşim var. Vasilis'in yerinde süper bademli kurabiyeler ve frappe’nin tadına doyum olmaz. Hemen karşısındaki restoran da harika mezelere sahip Kaleköy'de Yakamoz ve İmroz restoranda her şey nefis. Fiyatlar uçuk. Mutlaka önceden fiyatları sormalısınız. Ben sormadım ama acısını çektim. Ama bu kaledeki günbatımını yakalamak her şeye değer. Kaleköy'ün en iyi esnafı Mustafa'nın kahvesi. Üç tane birleşik ekilmiş incir ağacı ve mükemmel bir çınar. Böyle mi güzel gölge olur. Böyle mi güzel kahvesi olur. Bizim gittiğimiz gün bir kutu dolusu kedi yavrusu vardı ve birkaç tanesini o gün sahiplendirdiler. Adada pek çok kültür bir arada yaşıyor. Şahinkaya’da Trabzonlular, Yeni Bademli'de Ispartalılar, Uğurlu’da Uğla, Burdurlular var. Adada bir de Bulgaristan göçmeni aileler yer alıyor.

Adanın balları bir harika. Muhteşem doğanın bir hediyesi herhalde. Biz eski Bademli köyünde Panos motelde kaldık. Sadece üç odası var. Ama eski ve orijinal haliyle duruyor. Bu da onu daha da güzelleştiriyor. Ozan ve Denizle harika kahvaltılar ve yemekler yedik. Adada ev pansiyonculuğu oldukça yaygın. Dereköy de oldukça fazla boş ev var. Ama koronadan sonra bu evlerin fiyatları yüz bin euroya kadar yükselmiş. Kısacası ben adayı çok beğendim. Çok fazla talep görmeden ziyaret etmenizi öneririm.