Bursa’nın yıldızı daha da parlayacak
TÜGEM Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan, “Bursa, Türkiye için çok önemli bir şehir. Bulunduğu lokasyon, yapılan yeni yollar ve köprülerle beraber lojistik açıdan çok değerli hale geldi. Gayrimenkul sektörünün ileriye dönük sanayi ve lojistik anlamında Türkiye’nin en önemli üssü olacağını düşünüyorum” dedi.
Röportaj: Nagihan GÖRKEN
Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Networks etkinliğini Bursa’da yaptı. Etkinliğe TÜGEM Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan katıldı.
TÜGEM’in vizyonunu “Emlak danışmanlığını Türkiye’nin en saygın mesleklerinden biri haline getirmek” olarak açıklayan Akdoğan ile sektörü tüm yönleriyle değerlendirdik.
Öncelikle Bursa’daki etkinliğinizle ilgili neler söylersiniz?
TÜGEM 24 ilde temsilciliği olan öncü bir STK. İki ayda bir tüm illerimizde aynı gün ve saatte Networks etkinliği yapılıyor. Bu etkinliğin ilk bölümünde eğitim veriyoruz. İkinci bölümünde portföy paylaşımı yapıp, yeni aramıza katılan üyelerimize belge takdim ediyoruz. Meslektaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği bir etkinlik oldu, emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Gayrimenkul sektörünün Türkiye ekonomisindeki durumuna ilişkin neler söylemek istersiniz?
Sektörümüz yatırımcı için ciddi fırsatlar barındırıyor. Her dönem öyle oldu. Bu dönem kendi içinde yaşadığımız farklı sorunlar olsa bile yatırımcısına özellikle son zamanlarda çok fazla getiri sağladı. Türk insanı gayrimenkulü sağlam bir yatırım aracı olarak görüyor. Arzın az, talebin çok olmasıyla birlikte fiyatlar çok ciddi artınca yatırımcının yüzü güldü. Şu anda arz ve talep dengesinin bozulmasıyla yaşadığımız ciddi problemler var. Yeni konut üretimi az. Talebi karşılayamıyor. Döviz kurlarının yüksekliği, inşaat maliyetlerinin artmasıyla birlikte konuta ulaşılabilirlik zorlaştı. Şu anda ev sahipliği oranı yüzde 58 seviyesinde. Halbuki 2014 yılında yüzde 64-65 seviyelerinde idi. Şu anda da kiracı oranımız yaklaşık yüzde 25 seviyesinde. Kiracı oranımız arttı, ev sahipliği oranımız düştü.
Gayrimenkul danışmanlığı mesleğinin geleceğine ilişkin görüşleriniz?
Mesleğin değeri daha yeni yeni anlaşılmaya başladı diyebiliriz. Herkesin yapabildiği bir iş olmanın dışına çıktı. Zaten önceden de öyle değildi. Ama ne yazık ki bir yasal düzenleme yoktu. 2018 yılına kadar canı isteyen, iş bulamayan, emekli olan herkes bu işi yapabileceğini düşünerek bu işe girebiliyordu. Ama 2018 yılında Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliğimiz çıktı. Bu yönetmeliğe göre bu işin bir meslek olduğu, bu işi yapabilmek için de önce emlak ofislerinin belli şartlar taşıması, sahibinin de yetki belgesi alması gerekiyor. Orada çalışan gayrimenkul danışmanlarının da yetki belgesi almasıyla ilgili şartlar oluşturuldu. Onlar da bu belgeyi alarak bu işi yapabilir hale geldiler. Biz insanların çok önemli kararlar almasına yardımcı oluyoruz. Yine bu yönetmelikle yüz kızartıcı suçlardan sabıkanız var ise yani adli siciliniz temiz değilse artık bu mesleği yapamıyorsunuz. Bu önemli bir adım.
Üniversitelerde bölümleriniz var ve mesleğin geleceğini bu gençlere emanet etme yönünde bir eğilim var. Bununla ilgili neler söylersiniz?
Yurt dışında gayrimenkul sektöründe hizmet veren profesyoneller, saygınlık ve popülerlik açısından ilk beşin içerisindedir. Ülkemizde geçmişte yasal mevzuatların ve belli bir düzenin olmaması nitelikli insanların kendilerini bu işin dışında bırakmalarına neden oldu. Yönetmelikte şöyle bir madde var eğer üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun iseniz, sizden mesleki yeterlilik belgesi, staj şartı ve mesleki eğitim istenmiyor. Burada istenilen, bundan sonra bu işi yapacak olanları teşvik etmek. Bu da çok değerli. Bu düzenlemeler geliştikçe sektördeki nitelik artacak böylece tüketicinin aldığı hizmet kalitesi de artacak.
TÜGEM yapılanması hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Eğitim ve gelişim odaklı, vizyoner girişimcilerin bir araya geldiği bir STK. Eğitim, teknoloji ve hukuk gibi alanlarda sinerjik iş birliği sağlayarak hem üyelerimize hem de meslektaşlarımıza katma değer kazandıracak çalışmalar yapıyoruz.
Vizyonumuz ise tek cümle; “Emlak danışmanlığını Türkiye’nin en saygın mesleklerinden biri haline getirmek.” Bu doğrultuda çalışıyoruz. 2016 yılında kurulduk. 24 ilde teşkilatımız var ve bin 200 üyeyi aştık. Tüketicinin aldığı hizmet kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Tüketicinin zihnindeki geçmişten gelen olumsuz imajı değiştirmek istiyoruz. Bizler devlet kurumlarıyla bir bağ kurup, mevzuatları iyileştirip, mesleğimizi yapalım. Meslektaşlarımızın gelişimlerine katkı sağlayıp, geleceğe hazırlayarak bunu başarabiliriz.
TÜGEM Bursa ile ilgili neler söylersiniz?
Biz her yılın sonunda büyük bir buluşma yaparız. Son büyük buluşmada yapmış oldukları çalışmalarla fark yarattıkları için Bursa, o yılın en başarılı il teşkilatı oldu. İyi bir ekip ve sinerjileri var. Çok ciddi üye sayıları var ve yapmış oldukları etkinliklerin kalitesi de çok iyi. Etkinlikler verimli geçiyor. Verimli geçtiği için de duyan ve sektörde olan tüm meslektaşlarımız ilgi gösteriyorlar. Çünkü insanlar kendilerini değerli hissettikleri ve kendilerine değer katan ortamda olmak isterler. Özellikle Başkan Göksel Birsen nezdinde tüm TÜGEM Bursa ekibini kutluyorum ve bunu başardıklarını düşünüyorum.
Bursa’yı sektörünüz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bursa, Türkiye için çok önemli bir şehir. Sanayi şehri. Her açıdan; bulunduğu lokasyon, yapılan yeni yollar ve köprülerle beraber lojistik açıdan çok değerli hale geldi. Gayrimenkul sektörünün ileriye dönük sanayi ve lojistik anlamında Türkiye’nin en önemli üssü olacağını düşünüyorum.
Sektörünüzün belli başlı sorunları nelerdir? Çözüm önerileriniz?
Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmeliği, biz bir devrim olarak görüyoruz. Şimdi sadece yeterlilikleri, yetkinliği ve adli sicili temiz olanlar bu mesleği yapabiliyor. Fakat denetim problemimiz var. Denetim yetkisi Ticaret İl Müdürlüklerinde. Ne yazık ki ülkemiz şu anda olağanüstü bir süreçten geçtiği için Ticaret İl Müdürlüklerinde iş yükü fazla, bu nedenle sektörümüzde denetimler istediğimiz sıklıkta değil. Bu denetimlerin sıklıkla yapılmasını istiyoruz. Ciddi yaptırımlar yapılmalı. Bizim içimizde de işini iyi yapmayanlar varsa bu yaptırımlar uygulanmalı. Bu ülke bizim, bu ülkenin insanı bizim… Kendi ofislerimizden çıkınca hepimiz tüketiciyiz. Tüketici iyi hizmet ve ürün ister. Bu ülkenin insanlarının iyi ve nitelikli hizmet hak ettiğini düşünüyoruz.
Son dönemde özellikle yabancıya konut satışlarında artışlar söz konusu. Ukrayna- Rusya savaşının emlak sektörünü domine ettiği ifade ediliyor. Bu konuda neler söylersiniz?
Olumlu olan bir şey bu döneme denk geldiği için olumsuz oldu. Fakat artık gayrimenkul dünyada ülkelerin ihracat kalemlerinden biri. Vatandaşlığı bir kenara bırakıyorum orası hassas bir konu. Bana sorarsanız vatandaşlık şartlarının daha farklı olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer vatandaşlık verilecekse bu ülkenin ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayacak nitelikteki insanlara verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Diğer taraftan oturma izni almak için bunu Yunanistan da, Portekiz de, ABD de yapıyor; bu tarz destek ve teşvikler var. Türkiye de bunu yapabilir vatandaşlık dışında. Artık gayrimenkul iyi bir ihracat kalemi oldu. Ve ülkeler buradan döviz girdisi sağlamak istiyor. Herkes kendi ülkesine döviz girdisi almak için bu satışı gerçekleştirmek ister. Onlar (Rus ve Ukraynalılar) bize geldiler. Ama öyle bir dönemde geldiler ki, bizim konutumuz bize yetmiyor. Yeni konut arzında problem yaşıyoruz. İç piyasada vatandaşımız ev bulamıyor. Vatandaşımız ev bulamıyorken ve konuta ulaşmada fiyatlar daha da yükseklere çıkarken onların talepleriyle birlikte fiyatlarımız daha da arttı.
Bu yılı sektör açısından değerlendirir misiniz?
2022 yılında şu ana kadar 575 bin satış yapılmış. Daha beşinci aydayız. Sektörümüz dinamik bir sektör. Evlenmeler, boşanmalar, yani insanların hayatlarındaki değişimler gayrimenkul sektöründe bir ihtiyaç yaratıyor. 2022 yılında vatandaşlarımız gerçekten barınma kriziyle karşı karşıya. TOKİ ve belediyeler aracılığıyla uygun fiyatlı, temel ihtiyacı görebilecek sosyal konutların yapılması, yapıldıktan sonra da uygun fiyatlarla, uzun vadelerle bunu vatandaşlarla buluşturmaları veya yurt dışında bunun örnekleri var özel inşaat firmalarının da bu işin içine dahil edilerek destek ve teşvik verilerek yine belediyeler ve TOKİ aracılığıyla sadece kiralamak üzere uygun fiyatlı konutlar üretilmesi gerekiyor. Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var. Bu yönde sinyaller alıyoruz ve masada bu tarz çözümler olduğunu da biliyoruz. Yaklaşık 1,5 yıldır ben bu barınma krizini öngörerek TOKİ’nin bir an önce devreye girmesi gerektiğini her platformda söyledim. Keşke o zamanlardan başlasaydı. Sonuç itibarıyla bugün de adım atılsa olur, çünkü buna ihtiyacımız var. Barınma, temel bir ihtiyaç. Sosyal devlet anlayışıyla vatandaşların bu barınma sorununu çözecek ciddi çözümlere, adımlara, formüllere ihtiyacımız var. Böylece sorunları orta vadede çözebiliriz.