Doğru kentleşme sağlıklı geleceğin garantörü
Merhaba değerli Konut ve Yapı Gazetesi okuyucuları…
12 yılı aşkın bir süredir aylık olarak düzenli yayınlanan ve Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden olan yapı sektörünün, alt sektörlerinin her alanındaki gelişmeleri işinin uzmanı isimlerin görüşlerinden aktararak, sektörün nabzını tutan gazetemizin bu satırlarında sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bursa ve genelde Anadolu coğrafyası binlerce yıllık tarihinde yerleşik yaşamın örneklerinin görüldüğü, bu yaşam tarzı sayesinde yaşamın her alanında dünyaya örnek kültürel öğeleri miras bırakan zengin bölgeler. Dünya genelinde bilinen en eski yerleşim alanlarına sahip ve adeta yaşayan tarih halinde halen daha gezilip görülebilen alanları bünyesinde barındıran Anadolu ve Bursa, daha sağlıklı, daha güvenli ve daha sağlam, insan fıtratına daha uygun şehirlerin kurulabileceğinin adeta canlı bir nişanesi.
Barınma, beslenme, eğitim, sağlık, ibadet, hayatını idame ettirebilme, aile kurma, ulaşım, eğlenme, dinlenme gibi birçok ihtiyacın giderilmesi için günümüzün her anlamda hızlı yaşamında adeta zamanla yarışan modern insan, bu ihtiyaçlarına cevap veren konut ve mekanlar inşa ederken diğer taraftan da bir parçası olduğu doğanın korunması, yaşamı destekleyen tüm habitatların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için önlemler almak zorunda.
Tüm bu ihtiyaçlar ve zorunlulukların getirdiği problemlerin aşılması, zorlukların aşılması, şehirlerin inşa edilirken parçası olduğumuz doğanın korunup, dünyanın insanlar ve tüm canlılar için yaşanabilir bir gezegen olarak kalması insanların, toplumların ve yönetimlerin çabalarına bağlı. Ülkemizde ve Bursamızda merkezi yönetim, yerel idareciler, toplum ve bireyler eliyle bu anlamda güzel adımlar atılıyor ve atılacaktır.
Sürdürülebilir şehirler, yenilenebilir enerji, geri dönüşüm gibi kavramlar artık zihinlere kazınmaya başlandı ve hayatımızın içine dahil oldu.Dünya nüfusunun, binaların, sanayi alanlarının, her türlü araç sayısının, dünyayı kirleten tüm unsurların sayısının ister istemez arttığı ve artacağı gerçeğini göz önünde bulundurarak, bu gidişi absorbe eden tüm tedbirler yerinde ve zamanında alınarak tüm bu bütünleşik zorunlulukların üstesinden gelebilmek mümkün.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu alanların tümünde gerekli çalışmalar, fikir ve iş birlikleri sürdürülüyor. Güzel adımlar atılıyor. Daha bilinçli, daha öngörülü, daha planlı kentleşme ve yapılaşma ile yalnızca insanların değil tüm canlıların gelecekleri korunabilecektir.