Mekânlara bütünsel yaklaşım: Studio HDA
Henüz lise yıllarındayken dostluklarının temellerini atan üç yetenekli iş insanı Baturay Taha Göler, Erşu Arslan ve Tuğberk Tetikcan, 2019 yılından beri sektöründe vizyoner projelere imza atan mimarlık ve iç mimarlık şirketi Studio HDA’nın kurucu ortakları olarak Bursa’ya değer katıyorlar.
İnşaat mühendisi Göler, mimar Arslan ve makine mühendisi Tetikcan, alanında katma değer yaratan uzmanlıklarıyla yurt içinde ve yurt dışında birbirinden farklı projelerle adını duyururken mekânlara kazandırdıkları bütünsel tasarım yaklaşımıyla farklarını ortaya koyuyorlar.
Röportaj: Dilek Atlı
Baturay Bey, Studio HDA'nın kuruluş hikâyesini paylaşır mısınız?
Erşu Arslan ve Tuğberk Tetikcan ile yaklaşık 20 yıllık bir dostluğumuz var. Lise yıllarından bugüne en yakın arkadaşlar olduk. Ailelerimizden bile daha fazla görüşüyoruz 20 yıldır. Her birimiz ayrı mesleklere sahibiz. İnşaat mühendisliği, mimar ve makine mühendisi olarak. Üniversitelerden sonra kendi meslek dallarımızda kendi çalışmalarımızı yürütüyorduk. Diğer taraftan da lise yıllarından beri birlikte çalışma hayalimiz vardı açıkçası. İleride bir ortaklığın içinde bulunuruz diye tasarlıyorduk.
Sektörel anlamda planlamasını yapıyorduk ya da aramızda konuşuyorduk. Kendi mesleklerimizi yürütürken önümüze gelen projelerle birlikte yıllardır tasarladığımız birlikte çalışma fikri somutlaşmaya başladı. Şartlarla birlikte bir araya gelip bir firma ve marka kurma düşüncesi olgunlaştı. 2019 yılı itibarıyla da Studio HDA adı altında firmamızı hayata hızlıca kazandırdık. Birçok projeye imza attık. Halen de büyümekte olan bir firmayız.
Sektörel kapsamda olumlu ve olumsuz değerlendirmeleriniz nedir? Studio HDA’nın bu bağlamda sektöre katkılarını da paylaşır mısınız?
Studio HDA, birçok işi bir arada yapan bir firma. Yalnızca bir mimarlık ya da iç mimarlık firması değil. Yalnızca bir inşaat firması da değiliz. Bu nedenle tüm bu güçlerimizi projeye göre yeri geldiğinde ayrı ayrı, yeri geldiğindeyse birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Şirketimizi kurmadan önce her birimiz kendi uzmanlık alanlarımızdaki tecrübelerimiz doğrultusunda gördüğümüz sektörel bağlamdaki eksiklikleri değerlendirme ve bunları nasıl giderebileceğimiz konusunda düşünme, adımlar atma fırsatı bulmuştuk.
Studio HDA’yı kurduktan sonra tüm bu değerlendirmeleri ve eksiklikleri giderme yolundaki fikirleri planlama fırsatı yakaladık. Bir inşaat firması gözünden bir mimarlık firması değerlendirdik. Bir mimarlık firması gözünden de inşaat firmasını değerlendirdik. Bunların birlikte yürüyebilmesi için adımlar attık. İnşaat, mimari ve iç mimari birbirine bağlı alanlar. Bu doğrultuda tüm ekibimiz, bir projeye bütüncül tasarım yaklaşımıyla bakıyor. Bütüncül bakışımız, sektöre farklı bir bakış açısı getiriyor. Şirketimizin ismi de zaten buradan geliyor: Holistic Design Approach (HDA).
Peki, 2023 yılı Studio HDA için nasıl bir yıl olacak? Yeni projeleriniz neler?
2023 yılı bizim için yoğun bir yıl olacak. 2023 yılı planlamalarını hazırladık. Bursa ve Türkiye’nin farklı kentlerinin yanı sıra yurt dışına da projeler yapan bir firmayız. Ama mevcut koşullarda Türkiye projelerimiz, yurt dışına göre 2023 yılında daha fazla olacak. 2023 planlamamız, Türkiye’deki projelerimizi geri plana atmadan yurt dışındaki varlığımızı büyütmek. Buradan hareketle de yurt içi ve yurt dışı projelerimizi hayata kazandırmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“BÜTÜNSEL TASARIM YAKLAŞIMINI ÖNEMSİYORUZ”
Erşu Bey, Studio HDA’nın ekibiniz son derece iddialı ve seçkin bir ekip. Kadronuzdan söz eder misiniz?
Şirketimizin adında da geçen bütünsel tasarım yaklaşımını önemsiyoruz. Böylece sektörün birçok alanında yer alıyoruz. Bu bakımdan da ekibimiz, birden fazla alanda uzmanlığı olan tecrübeli ve genç bir ekip. Mimar, iç mimar, ürün tasarımcısı ve mühendislerden oluşan seçkin bir kadromuz var.
Bir projeyi ele alırken bir bütün olarak A’dan Z’ye ele almak istiyoruz. Alt yapısal detaylarını da kendi içimizde çözüyoruz. Bu nedenle ekip olarak birbirimizi tecrübelerimizle güçlendiriyoruz. Ekibimizi seviyoruz. Keyifle projelerimizi yürütüyoruz.
Bütünsel yaklaşım kavramının altını çiziyorsunuz. İç mekân ve mimari tasarımlar çerçevesinde bu kavramı nasıl özetlersiniz?
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Mimarlık Fakültesi’ndeki üniversite yıllarımda çok sevdiğim hocam Prof. Dr. Nur Akın’dan Mimarlık Tarihi dersimizde bütünsel yaklaşımın neleri kapsadığını öğrenmiştim. Bir mimarın bir evi tasarladığında çatı sisteminden evde kullanılacak çatal-bıçağa kadar kendi tasarımını projeye eklediğini anlatmıştı. Bu, beni çok etkiledi. Klasik anlayıştan çok, bir mekân tasarımının bütüne doğru gitmesi gerektiğini bana düşündürdü.
Baturay ve Tuğberk ile de bütünsel yaklaşımın bir proje üzerinde çalışırken ne kadar gerekli ve olmazsa olmaz olduğunu da paylaşıyorduk. Studio HDA firmamızda da bütünsel tasarım yaklaşımını hayata geçirerek projelerimizi bu kapsamda ele almayı ve tasarlamayı seçtik.
Mekânlarda boşlukların önemi, en az aydınlatma ve zemin tercihleri ve duvar tasarımları kadar öncelikli sizin imzanızı taşıyan alanlarda. Doğru mu?
Doğru. Çoğu projemizde de bunu uyguluyoruz. İç mekân projesi aldığımızda kullanışlı ve kullanıcıya yönelik bir tasarım ortaya koyuyoruz. Bu mekânı tasarlarken doluluk ve boşluk oranlarını iyi planlayarak en ergonomik hale getirmeyi hedefliyoruz. Direkt iç mekân tasarımlarında kısıtlanabiliyoruz. Ancak inşaatını ve mimarisini de bizim yaptığımız projelerde boşluk ve doluluk oranları ile obje tasarımlarını biz kurguladığımız için daha vurucu çalışmalar elde ediyoruz. A’dan Z’ye her şeyini tasarladığımız projelerimize göz attığımızda bu vuruculuğu daha yakından keşfetme fırsatı yakalıyorsunuz. Boşlukları önemsiyor olmamızın bir başka nedeni de kullanıcıya da yarattığımız boşluklara söz konusu mekânın içinde yaşarken de doldurmak üzere alan sağlıyoruz. Böylece mimarın sunduğunun dışında nihai tasarımcı kullanıcının kendisi oluyor.
Modern mimariyi günümüzde hangi kriterlerle tanımlamak daha doğru olur? Örneğin daha çok teknoloji kullanımı mı ya da yalın çizgiler ve renk skalası mı?
Sıraladıklarınızın hepsini kapsamakla birlikte yine kullanıcıya yönelik tamamen kendi çizgimizle oluşturduğumuz yeni malzemeler olabilir ya da alışılmış malzemeleri farklı biçimde yorumlayabiliriz. Kullanıcıya tamamen benzersiz bir tasarım sunmayı hedefliyoruz. Mekânları süslemek yerine kullanıcıya ihtiyacı olanı vermeyi amaçlıyoruz. Mekânsal kurgu, bu nedenle önemli. Studio HDA’nın bütünsel projelerine baktığınızda görebilirsiniz ki modern mimaride benzersiz bir kurgu ortaya çıkarmak istiyoruz. Benim için modernizm biraz böyle.
Mekânlarda Studio HDA dokunuşu olduğunu tasarım ve mimari çizgi bakımından en çok nasıl anlayabiliyoruz?
Studio HDA olarak daha farklı açılarda çizgiler kullanmayı seviyoruz. Daha yumuşak çizgiler kullanıyoruz. Yalnızca mekânlarda değil, kendi tasarladığımız mobilyalarda da aynı çizgileri kullanıyoruz. Bizim iki yanımız var; biri daha yumuşak ve daha modern bir çizgiye sahip, diğeri de daha lükse kayan bir yan. Oradaki çizgiler bir TV ünitesi ya da konsola baktığınızda malzeme geçişleri dikkati çekiyor. Bu çizgilerimiz müşterilerimiz tarafından da fark ediliyor ve bizim imzamız olarak kabul ediliyor. İlerleyen yıllarda da tasarıma makineleşmeyi de eklemeyi ve tasarımlarımızı tamamen kendimiz üretmeyi düşünüyoruz.
“BODRUM VE KATAR’DA PROJE ÇALIŞMALARIMIZ VAR”
Tuğberk Bey, Studio HDA'nın Bursa'daki imzalarından ve öne çıkan projelerinden söz edelim mi?
Tüm projelerimizle gurur duyuyoruz. Olumlu geri dönüşler bizi çok mutlu ediyor. Bunlar arasında öne çıkanlardan biri, Gündoğdu Mahallesindeki MYS Villa projesi. Bu villa projesinde ruhsattan itibaren mimari, iç mimari, tasarım ve uygulamasına dair tüm aşamalarında Studio HDA olarak imza attık.
Bunun yanında Nilüfer ilçesindeki ARCORA SPM Özlüce Evleri diye adlandırılan projenin kaba inşaattan itibaren iç mekân, tasarım ve uygulama projesini hayata kazandırdık. Yine Bademli’deki U.E.S. House projesinde de Studio HDA imzası var. Bunun gibi pek çok projelerimiz var elbette.
Bursa dışında projeleriniz var mı? Ya da olacak mı?
Yurt içi ve yurt dışı çalışan bir ekibiz. Almanya’da iç mimari projelerimiz devam ediyor. Aynı zamanda da Türkiye’nin pek çok farklı bölgesinde çalışmalara imza atıyoruz. Örneğin Zonguldak, Antalya, Ankara, İzmir ve tabii ki Bursa. Bunlardan bazıları sadece proje tasarımı, bazıları uygulama, bazıları ise komple kaba inşaattan uygulamasına bizim tüm aşamalarını üstlendiğimiz projeler. 2023 yılında üstleneceğimiz Bodrum projemiz var. Aynı zamanda da Katar ve Doha bölgesinde de üstlenmek üzere adımlarını attığımız projeler var.