Tasarım, genellikle uygulamalı sanatlar ve görsel sanatlar, mühendislik, mimari ve diğer yaratıcı işler çerçevesinde ele alınır. Hem bir isim hem de tasarlamak olarak kullanılır.
Tasarlamak, yeni bir obje için bir plan yaratma ve geliştirme sürecine işaret eder. Fakat günümüzde tasarımın birçok alanı var.
Tasarımın aslına özgü sonuçlar çıkarabilmesi aslında kişinin kendine özgü çalışmalarından geçer. Bursa’da yaptığı uygulamalarda sıradanlığı ortadan kaldıran Seçkin Dekorasyon felsefesinde ise uyulması gereken kural ‘özgün, kendine ait uygulamaları ortaya koymaktır’ şeklinde ortaya çıkıyor.
Seçkin Dekorasyon Proje ve Tasarım Sorumlusu Zuhal Kaya’ya göre işin kökeninde yaptığınız işin detayı ve konuya bakış açısı önem kazanmaya başlar. Asıl irdelenmesi gereken soru yaptığınız iş ve işe bakış açısı nasıl olmalıdır şeklindedir. Zuhal Kaya, tasarım ve işe bakış açısının nasıl olması gerektiğini kendi tecrübeleri ile açıkladı;
“Seçkin Dekorasyon olarak aylık yaptığımız gelişim toplantılarından birinde görev tanımımız ve kendimizi en iyi ifade edecek kurumsal ünvanlarımız tartışılmıştı. İşte o toplantıda bu sorunun aslında ne kadar zor olduğunu anladım. Yaptığımız işin genel adı dekorasyon.
Yani yaşadığımız alanları, kullanım amaçlarına uygun olarak ergonomik,estetik ve sanatsal olarak düzenlemek. Bu sonuca varmak için tasarım, teknoloji, tecrübe, uzman kadro, planlama, denetim vb. gibi onlarca adım sayılabilir. Bu adımların başı tasarım benim ünvanım olabilirdi. Evet bir şeyi zihinde biçimlendirme, kurma, hayal etme benim işimdi. Mekan analizi, ergonomik tasarım, proje çalışmaları, bilimsel renk seçimleri…. Hepsi iyi yaptığım işler ama… sanki bir şey eksikti. Tasarım çok fiziksel bir ifade, oysa dekorasyonun içinde sanat da olmalı.
O halde ben dekoratör olmalıyım. Bir oyunun dekorunu önce kağıt üzerinde tasarlayan, sonra renklendirip çizen ve sonunda bu plana göre hazırlanmasını denetleyen sanatçı. Tam da güzel oldu diye düşünürken çok çok büyük bir eksik olduğunu gördüm. Oyunu kim yazıyor? Her hayat farklı bir oyun, her insan farklı bir oyuncu değil mi? Dekorasyon estetik arayan her insanın içinde sanat ateşi yok mu? Kesinlikle anladım ki içimdeki dekorasyon perisini ateşleyen, aslında her insanın içinde mevcut olan sanatçı kimlikti. Ben ise, empati kurarak, bilgi, beceri ve tecrübelerim eşliğinde onların düşünce ve davranışlarını yönlendiriyordum. Bunun adı ise mentalizmdi. Onlardan aldıklarımı, düzenleyip, toparlayıp, süsleyip onlara sunuyordum. Tıpkı sanat gibi… Evet ben Mentalist Dekoratördüm.
Seçkin Dekorasyon’un kişiye özel tasarım felsefesi ile çok örtüşen bu kurumsal ünvanımı her yeni müşteri ile test etmekten, sınamaktan büyük keyif alıyorum. Bire bir aynı mekanlar için gelen insanların aynı fotoğrafa, her defasında farklı bakmaları, yeni fikirler üretmeleri beni şaşırtmaya devam ediyor. O kadar ki bu şaşkınlık projelerime yepyeni fikirler olarak yansıyor. Aynı projeyi farklı zamanlarda bambaşka farklı fikirler ile çalışabiliyorum. Projeleri yan yana koyduğumda işimin ne kadar zevkli, hayal gücünün ne kadar sonsuz olduğunu görebiliyorum. Gerçekten de her yeni müşteri; yeni bir senaryo, yeni bir sahne, yepyeni bir oyun…
