Büyük Depremin Yıldönümü ve Kentsel Dönüşüm
Büyük Marmara Depremini tam 21 yıl önce yaşadık.
17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03.02'de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli deprem richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde yaşanmış, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştu.
Büyük depremde resmi raporlara göre, 17 bin 480 kişi yaşamını yitirmiş, 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi sakat kalmış, 285 bin 211 konut ile 42 bin 902 işyeri hasar görmüştü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin kişi ölmüş, ağır-hafif 100 bine yakın insanımız yaralanmış, ayrıca 134 bin çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz kalmıştı. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmişti.
Enkaz kaldırma ve arama çalışmalarındaki “Sesimi duyan var mı” çağrısı yıllarca hafızalarda kaldı.
Ülkemizin deprem kuşağında olduğu artık herkes tarafından çok iyi biliniyor. Zaten sık sık yaşadığımız çeşitli büyüklüklerdeki depremler de bunu unutturmuyor.
Peki, hem ülkemizin deprem kuşağında olduğunu biliyoruz ve depremler bize bunu unutturmuyor, hem de Büyük Marmara Depremi hafızalardaki yerini koruyorsa gereğini yapıyor muyuz?
Bu konuyu öncelikle sizlerin değerlendirmenize bırakıyorum.
Ancak şunu ifade edebilirim ki;
-Bir deprem ülkesi olarak, geçmiş zamanlarda gerçekleşen depremlerden gereken dersleri çıkardık mı?
-Depremi daha az hasarla atlatmak adına ortaya konan kentsel dönüşüm projeleri, bu hedefe dönük mü yapılıyor?
-Büyük Marmara Depremi ve benzeri depremlerden bahsedilirken hazır olmak gerektiğine ısrarla vurgu yapılıyor. Peki, biz hazır mıyız? Sizce olası böyle büyük bir depremde hangi tablolarla karşılaşabiliriz?
-Bursa, Türkiye’nin önemli bir sanayi kenti konumunda. Bu bağlamda, olası bir depremin ve yaratacağı yıkımın, Bursa ve ülke ekonomisine maliyeti ne olur?
Bunları aklımızdan çıkartmadan durumumuzu iyi değerlendirmeliyiz.
Arkadaşlarımız bu konuda ayrıntılı bir haber hazırlayıp yetkililerin görüşlerine Gazetemiz içerisinde yer verdiler…
GAYRİMENKUL HALA DAHA GÜVENLİ BİR LİMAN
Kısa dönemli yatırım amacıyla alınan altın, döviz gibi enstrümanlar belki likidite kolaylığı nedeniyle tercih edilebiliyor ama gayrimenkul orta ve uzun dönemde hala daha en çok kazandıran yatırım aracı durumunda.
Konut kredisi faiz oranlarındaki düşüşün ardından artan konut satışlarındaki hareketlilik devam ediyor.
Ülke genelinde satılan gayrimenkul sayısı yılın ilk yarısında 1 milyonu aştı.
Sektördeki bu hareketlilik yeni yapılacak konutlara ihtiyacı da arttırdı.
Sektör ekonominin lokomotifi olmayı sürdürüyor…
Bu arada emlak işletmelerinin faaliyetlerine devam edebilmesi için Ağustos ayı sonuna kadar yetki belgelerini almaları gerektiğini ve bu işlemi yapmayan emlakçıların satış yapamayacağını da hatırlatalım.
-