Bursa'nın Deprem Riski ve Olası Etkileri
Ülkemizde son yüzyıl içerisinde meydana gelen ve cumhuriyet tarihimizin en büyük afeti olarak tanımlanan, büyük acıların yaşandığı, birçok can ve mal kaybının meydana geldiği 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü bize deprem gerçeğini tekrar hatırlatmaktadır. Bu deprem sonucunda yapılan ihmallerin, hatalı ve kusurlu imalatların ve denetimsizliğin ne kadar ağır sonuçlar doğurduğu görülmüştür. Bilindiği üzere ülkemiz aktif deprem kuşağı içerisinde yer almakta ve deprem üretme potansiyeli bulunan birçok aktif fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Bursa iline bakacak olursak deprem oluşma riski yüksek alanlar üzerinde yer almaktadır. Şehrin merkezinden geçen 7 tane aktif fay hattı vardır. Bunlar Bursa fayı, Gemlik fayı, Zeytinbağı-Mudanya fayı, Çalı fayı, Barakfakih fayı, Orhaneli fayı ve Uluabat fayıdır. Bunun dışında Bursa, şehrin yakınında bulunan fay hatlarından ve özellikle de Kuzey Anadolu Fay hattının kuzey kolunda meydana gelebilecek bir depremden etkilenebilecektir. Burada sorulması gereken önemli sorulardan biri Bursa olası bir depreme ne kadar hazırlıklıdır. Bu soruyu cevaplarken üstyapı stokunun durumu ve zemin özellikleri ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Bursa’da üstyapı stokuna bakıldığında mühendislik hizmeti almamış, ömrünü yitirmiş ve ruhsatsız çok sayıda yapının bulunduğu görülmektedir. Bu yapıların olası bir depremde hasar görmesi muhtemeldir. Özellikle de 1999 yılı öncesi yapılmış yapıların büyük kısmı riskli grup içerisinde yer almaktadır. Riskli yapıların tespit edilerek gerekli risk analizlerinin yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda kamu kurumlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Vatandaşlarımız da imkânları dâhilinde oturdukları yapıların güvensiz olduğunu düşündükleri takdirde; üniversiteler, kamu kurumları ve yetki belgesine sahip özel firmalara riskli yapı tespiti yaptırabilirler. Özellikle Yıldırım, Osmangazi, İnegöl, Gemlik ve Mudanya ilçelerinde bitişik nizamda yapılmış yapılar göze çarpmaktadır. Olası deprem durumunda bitişik nizamda yapılmış yapılar büyük sorun teşkil etmektedir. Bu şekilde yapılmış yapılar birbirleriyle etkileşim halindedirler. Bir yapının hasar görmesi diğer yapıyı da etkileyebilmektedir. Örneğin bitişik nizamda deprem yönetmeliğine (TBDY 2018) uygun yapılmış yeni bir yapı bile bitişikteki yapının hasar görmesi durumunda tehlike altındadır. Dolayısıyla bitişik nizamlı yapılarda deprem durumunda hasar oluşma riski açısından değerlendirme yapılırken parsel bazlı değil alan bazlı değerlendirme yapılmasına dikkat edilmelidir. 2019 yılında Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin (TBDY-2018) yürürlülüğe girmesi ile daha sağlıklı yapılar yapılmaya başlanmış ve kontroller artmıştır.
Bursa ilinin zemin özelliklerine bakıldığında sıvılaşabilir ve yumuşak kil özelliğine sahip alanların bulunduğu görülmektedir. Düz araziler üzerindeki alüvyon yatakları sıvılaşma riski yüksek alanlardır. Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer, Mudanya, Gemlik, Karacabey, İnegöl, Kestel ve Gürsu ilçelerinde sıvılaşabilir alanların bulunduğu görülmektedir. Sıvılaşma sonucu zemin taşıma gücünü kaybetmekte yapılar zemin içine gömülmekte veya yan yatmaktadır. Üstyapı depreme karşı çok iyi tasarlanmış olsa bile zeminde sıvılaşma görülmesi durumunda üstyapı hasar görebilir. Sıvılaşma kaynaklı hasarların engellenebilmesi için önlem alınması gerekmektedir. Önlem alırken, sıvılaşabilir zemin üzerinde mevcut bir yapı bulunması durumunda farklı bir yaklaşım, yeni yapılacak bir yapı olması durumunda farklı bir yaklaşım ile değerlendirme yapılmasına dikkat edilmelidir. Sıvılaşmaya karşı alınabilecek mühendislik önlemleri şu şekilde sıralanmaktadır: Öncelikle sıvılaşabilir alanlara yapı yapılmaması tercih edilmelidir, bu mümkün değil ise zeminde iyileştirilme veya derin temel uygulaması yapılmalıdır. Ayrıca sıvılaşabilir alanlar üzerine yapılacak yapılarda sıvılaşma oluşsa bile, hasarı en aza indirgeyecek şekilde yapısal tasarım yapılmalıdır. Sıvılaşabilir alanların dışında Bursa ilinde özellikle Gemlik, Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım ve İnegöl ilçelerinde yumuşak kil özelliği gösteren alanlar bulunmaktadır. Yumuşak killi zemine sahip alanlarda deprem dalgaları sonucunda meydana gelen yer ivmesi, zeminin fiziksel özelliklerine bağlı olarak 1 ile 10 kat arasında artarak üstyapıyı etkilemektedir. Yapı, depremin merkezinden çok uzakta olsa bile yumuşak killi bir zemin üzerine oturuyor ise zemin büyütmesinden dolayı üstyapıda hasar oluşma riski bulunmaktadır. Yumuşak kil özelliğine sahip alanlarda zemin büyütmesi etkisini ortadan kaldırmak için zemin iyileştirmesi veya derin temel uygulaması yapılmalıdır. Sıvılaşma ve yumuşak zemin etkisini ortadan kaldırmak ve gerekli müdahaleleri yapabilmek için sıvılaşabilir ve yumuşak zemin özelliği gösteren alanların belirlenmesi ve zemin haritalarına işlenmesi gerekmektedir. Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma merkezi olarak Bursa’da sıvılaşabilir ve yumuşak kil özelliğine sahip alanların belirlenerek zemin haritalarının oluşturulmasına yönelik pilot bir çalışma başlatılmıştır. Yapılacak çalışma sonunda sıvılaşabilir ve yumuşak kil özelliğine sahip alanlar belirlenebilecek ve olası deprem hasarlarını önlemede gerekli müdahalelerin yapılmasını kolaylaşacaktır. Ayrıca detaylı zemin haritalarının çıkartılması uygun kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesine de katkı sağlayacaktır. Yapılacak çalışmaya Bursa Büyükşehir Belediyesi, Yıldırım Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi veri desteği ile katkı sağlamaktadır. Pilot çalışmanın tamamlanmasından sonra çalışma alanı genişletilerek Bursa ili genelinin de detaylı zemin haritasının çıkarılması hedeflenmektedir.
Deprem etkisi bakımından, Bursa’da heyelan riski bulunan alanlar deprem anında büyük tehlike arz etmektedir. Olası bir deprem durumunda heyelanların tetiklenme ihtimali bulunmaktadır. Heyelanlar açısından riskli alanlara bakıldığında Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinin Uludağ eteğine bakan yamaçları ile Mudanya, İnegöl, Gemlik ve Orhaneli ilçelerinin riskli olduğu görülmektedir. Özellikle bu alanlarda yerleşim yerlerinin bulunması olası hasarın boyutunu arttırmaktadır. Tarafımızdan yapılacak çalışmalarda heyelan riski bulunan alanlar da belirlenerek Bursa ili heyelan risk haritalarının çıkarılması da hedeflenmektedir.
17 Ağustos 1999 depremi ve daha büyük birçok depremin meydana geldiği ve gelebileceği bir bölgede yaşadığımız gerçeğini hiçbir zaman unutmamalıyız, olası depremler için gerekli önlemleri alarak can ve mal kayıplarının önüne geçmeliyiz. Unutmayalım ki can kayıplarının sebebi deprem değil; hatalı tasarlanan, ihmal edilen ve denetlenmeyen yapılardır.